Hayatımızda bereketi nasıl artırabiliriz?
Dünya malı gencinden yaşlısına herkese göz alıcı ve tatlı gelir. Kimi cömert bir gönülle karşılar kimi de hırsla. İşte bereketin özü burada ortaya çıkar. Hırs ve tamah dolu bir kalple hiç kimse, bereketin kapısına dahi varamaz. Bu konuda dinimiz bize çok önemli mesajlar verir. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulur: "O memleketlerin ahalisi iman etseler ve günahtan sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık."
Her işine besmele ile başla
🔸 Bereket, var olan bir durumun maddi ya da manevi olarak mevcudiyetini sürdürmesi, ilerlemesi şeklinde ifade edilir. Maddi olarak bolluk; manevi olarak ise saadet, huzur anlamlarına gelir. Rabbimizin bizlere bahşettiği lütfun ucu bucağı yoktur. Adildir; kimine az verir kimine de çok... Bu sebeple her işe başladığımızda her sofraya oturduğumuzda her ne yapıyorsak önce bunun bilincinde olmalı, ona göre hareket etmeliyiz.
Ebû Hüreyre"nin naklettiğine göre, Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah"ı anarak başlanmayan her anlamlı söz veya iş, bereketsizdir/sonuçsuzdur." (İbn Hanbel, II, 360)
🔸 Her işin ve sözün başlangıcında Yüce Allah'ın hatırlanması, o işin manevi değerinin ve bereketinin artmasına vesile olur. Besmelenin okunmadığı işler ise bereketten mahrumdur. Elimizdeki bereketin ne zaman, nerede ve nasıl bir şekilde bizden alınacağını hiçbir şekilde kestiremeyiz. Öyle bir an gelir ki hor gördüğümüz şekilde hor görülür, cömert olduğumuz şekilde daha büyük lütuflara nail oluruz.
Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur: "O memleketlerin ahalisi iman etseler ve günahtan sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık." A'raf, 7/96.
Esnafın bereket için toplandığı dua kubbesi hakkında 10 bilgi