İnsan vücudu hakkında ilginç gerçekler

Beyne giden ve beyne gelen sinir sinyallerin hızı saatte 273,58 kilometredir. Bu durum da çevremizdeki etkilere nasıl bu kadar hızlı tepki verdiğimizi açıklıyor. Beyin, 10 Wattlık ampulün miktarında güçle çalışır. Beyin bu enerjiyi sadece günlük hayatta değil uyurken de harcıyor. İnsan beyninin depolayabileceği bilgi miktarı Britannica Ansiklopedisi'nin içindeki bilgiden tam beş kat fazladır. Bilim adamları bir rakam belirleyemediler ama bu kapasitenin 3 ila 1000 Terabayt arasında olduğu düşünülüyor. Beyin, kan dolaşımındaki oksijenin yüzde 20'sini kullanır. Beyin sadece vücut kütlesinin yaklaşık yüzde ikisini oluşturur. Ancak vücuttaki diğer organlardan daha fazla oksijen tüketir ve bu da oksijen yoksunluğuyla ilgili hasara karşı aşırı duyarlı hale getirir. Beyninizi mutlu ve hücreleri oksijenli tutmak için derin nefes alın.900 yıllık İngiliz Tarih Arşivi'nin 70 Terabayt olduğu düşünülürse, hafızamız aslında inanılmaz bir kapasiteye sahip anlamına geliyor. Beyin, kan dolaşımındaki oksijenin yüzde 20'sini kullanır. Beyin sadece vücut kütlesinin yaklaşık yüzde ikisini oluşturur. Ancak vücuttaki diğer organlardan daha fazla oksijen tüketir ve bu da oksijen yoksunluğuyla ilgili hasara karşı aşırı duyarlı hale getirir. Beyninizi mutlu ve hücreleri oksijenli tutmak için derin nefes alın. Beyin gece daha aktif çalışır. Gündüz yapılan onca faaliyete rağmen beyin gece daha fazla çalışır. Bilim adamları da daha bunun sebebini çözemediler. IQ yükseldikçe bilim adamlarına göre daha fazla rüya görülüyor. Uykuda görülen rüyalar hatırlanmıyorsa panik yapmaya gerek yok. İnsanların birçoğu gece görülen rüyaların büyük bir kısmını hatırlamaz ve bir rüya en fazla 2-3 saniye sürer. Bir insan, uyumak için ortalama 7 dakikaya ihtiyaç duyar. Nöronlar insan hayatı boyunca gelişmeye devam eder. Yıllarca, bilim adamları ve doktorlar beyin ve sinir dokularının gelişmediğini ve hasarın iyileşmeyeceğini düşündüler. Vücudun diğer kısımları gibi olmasa da nöronlarda gelişebiliyor ve bu da beyin ve hastalıkları konusunda önümüze yeni bir yaklaşım getirecek. Nöronların çeşidine göre bilginin akış hızı değişiklik gösterir. Bütün nöronlar birbirinin aynı değil. Bu değişik tipler içinde bilgi akış hızı 0,5 metre/saniye'den 120 metre/saniye'ye kadar değişebilir. Beyin hiçbir acıyı hissetmez. Tüm acıların kaynağı beyin olmasına rağmen, kendi üzerinde ağrı algılayıcıları olmadığı için acıyı hissetmez. Ama çevresinde çok fazla doku, sinirler ve damarlar var ve bunlar acıya duyarlı. Bunlar, keskin baş ağrılarının sebebini oluşturur. Beynin yüzde sekseni sudur. Bu sebeple tezgahlarda ve televizyonlarda görülen beyinler çok da gerçeği yansıtmaz. Yaşayan bir beynin dokusu daha çok bir jöleye benzer. Bu sebeple vücut suzuz kaldıkça beyin etkilenir ve ciddi baş ağrılarına sebep olur. Ortalama bir insan günde 60-100 saç teli kaybeder. Saç dökülmesi sayısında büyük bir artış var ise mutlaka doktora başvurulmadır. Ancak saç dökülmesi miktarı mevsim, hastalık, hamilelik, beslenme, yaş gibi faktörlerle de alakalıdır. Bir tel insan saçı 100 gram ağırlık taşıyabilir. Saç rengi saç gürlüğünü etkiliyor. Ortalama bir insanın başında 100 bin saç kökü bulunur ve her bir saç kökü insanın hayatı boyunca 20 ayrı saç üretebilir. Sarışınların ortalama 146 bin saç köküne karşılık, siyah saçlıların 110 bin, kahverengi saçlıların 100 bin ve kızıl saçlıların 86 bin saç kökü vardır. El tırnakları ayak tırnaklarından yaklaşık 4 kat hızlı uzuyor. Açıkta bulunan tırnaklar daha hızlı uzuyor. Tırnakların ortalama uzama hızı ayda 2 buçuk milimetre kadar. Saçın döküldüğünün dışarıdan anlaşılması için baştaki saç tellerinin yüzde ellisini kaybetmiş olmak gerekir. İnsan saçını yok etmek zordur. İnsan saçının doğada çözünme hızı oldukça yavaştır. Çünkü saç, soğuğa, suya, iklim değişikliklerine ve diğer doğa olaylarına, ayrıca asit ve aşındırıcı kimyasallara karşı aşırı derecede dayanıklıdır. En büyük iç organ, ince bağırsaktır. Uzunluğu yaklaşık bir insan boyunun dört katı kadardır. İnsan kalbinin yarattığı basınç, kanı 10 metre yüksekliğe fışkırtmaya yeterlidir. Bu sebeple de kalp atışı hissedilir. Çünkü tüm vücuda kanı dağıtabilmek için böyle yüksek bir basınç ve buna dayanacak kadar sağlam bir organ gerekir Midedeki hidroklorik asit bir metali eritebilecek kadar kuvvetlidir. Midenin iç çeperi her 3-4 günde bir yenilenir. Mide duvarlarını oluşturan hücreler bu kadar sık değişmezlerse mide asidi bu hücreleri eritir. İnsan vücudundaki toplam damar uzunluğu yaklaşık 96 bin 5 yüz kilometre olduğu tahmin ediliyor. Yani vücuttaki damarlar uç uca eklendiğinde çevresi yaklaşık 42 bin 2 yüz kilometre olan Dünya'nın çevresini iki defadan fazla sarabilecek kadar uzundur. İnsan akciğerinin yüzey alanı bir teniz kortunun alanı kadardır. Kana oksijen geçişini daha verimli yapabilmek için, akciğerlerimizde binlerce bronş ve alveol bulunur. Bunların içinde de mikroskobik kanalcıklar vardır. Yüzey alanının büyüklüğü oksijen ve karbondioksit değiş tokuşunu kolaylaştırır ve vücudun her zaman yeterli oksijeni almasını sağlar. Sol akciğer, sağ akciğerden küçüktür. Bunun sebebi de hafif sola kayık olan kalbin akciğerin yerini işgal etmesidir. Kadınların kalbi erkelerin kalbinden daha hızlı atar. Bunu ana sebebi, genel olarak kadınların erkeklerden daha az yapılı olması ve kalbin daha az kan pompalamasıdır. Bunun dışında da kadın ve erkek kalpleri, özellikle kalp krizi aşamasında farklı özellikler gösterebilir. Bazı durumlarda kadın ve erkek kalbine uygulanması gereken tedavilerde de farklılık olabilir. Karaciğerin beş yüzün üzerinde fonksiyonu olduğu bilim adamları tarafından keşfedildi. Karaciğer, vücudun en çok çalışan ve en büyük organlarından biridir. Karaciğerin yaptığı işlere örnek olarak safra üretimi, kırmızı kan hücrelerinin ayrıştırılması, plazma protein sentezi ve toksinlerden arındırma sayılabilir. Aort damarının çapı, bahçe hortumu çapına yani 27 milimetreye yakındır. Bu damarın bu kadar geniş olmasının sebebi, oksijen açısından zengin kanı vücuda dağıtan ana kaynak olmasıdır. İç organların büyük bir kısmını kaybedince yaşam bitmez. İnsan vücudu çok hassas görünmesine rağmen mide, dalak, bir akciğer ve böbrek olmadan ya da karaciğerin %75'i, bağırsakların %80'i olmadan yaşam sürdürülebilir. Bu organların eksikliğinde kişi kendini iyi hissetmez ama aynı zamanda ölmez. Böbreküstü bezleri hayat boyunca küçülür. Böbreküstü bezleri, böbreklerin hemen üzerinde yer alır ve stres hormonları üretir. Gebeliğin 7'nci ayında bebeğin böbreküstü beşleri ve böbrekleri aynı boyuttadır. Doğumdan önce biraz küçülen böbreküstü bezleri, yaşam boyunca küçülmeye devam ederler. Öyle ki çok yaşlı insanlarda böbreküstü bezleri görünmeyecek kadar küçüktür. Hapşırığın hızı 160 km/saat hızı geçebilir. Bu sebeple hapşırıkken ağzınızı kapatmamanız gerekir. Öksürük hızı da yaklaşık 100 km/saat hızındadır. Bu sebeple öksürük esnasında ağızdan çıkan bakteriler çok daha hızlı bir şekilde yayılır. Kadınlar gözlerini erkeklerden 2 kat daha fazla kırparlar. Ortalama bir insan dakikada 13 kez gözünü kırpar. İnsan atıklarının yüzde 75'i sudur. İnsanın çıkardığı atıklarda idrar sadece su içermez. Dışkının da büyük bir kısmı sudur. Zira böyle olmasaydı, sürekli ve acılı bir kabızlık hali olurdu. Ayaklarda 5 yüz bin ter bezi vardır ve günde yaklaşık 475 mililitre ter üretirler. Ayrıca, erkeklerde kadınlara göre daha fazla ter bezi bulunur. Yaşam boyunca iki yüzme havuzunu dolduracak kadar tükürük üretiriz. Tükürük sindirim sisteminin çok önemli bir bileşenidir. Ağzı sürekli ıslak tutmaya da katkıda bulunur. Tükürük bir şeyi eritemezse o şeyin tadını alınamaz. Bir şeyden tat alınabilmesi için, içindeki kimyasalları tükürük ile çözmek gerekir. Ortalama bir insan günde 14 kez mide gazı çıkarma ihtiyacı hisseder. Sindirim, vücutta pek çok gaz birikimine yol açar ve bu gazları çıkarmamak ağrılara sebep olabilir. Kulak kiri, kulak sağlığı için gereklidir. Pek çok insan kulak kirinden hoşlanmaz ama kulak kiri kulağın savunma sisteminin çok önemli bir parçasıdır. İç kulağı bakterilerden, mantarlardan, kirlerden ve hatta böceklerden korur. Ayrıca kulak içini yağlar ve temizler. Korktuğunuzda kulaklarınız daha fazla kir üretir. Korktuğunuz zaman üretilen kimyasallar ve hormonlar vücudunuzda bu kulak kiri örneği gibi görünmez faaliyetlere yol açabilir. Çalışmalar, korku durumunda kulağın bu yapışkan maddeden daha fazla ürettiğini ortaya çıkarmıştır ama bunun nedeni bilinmemektedir. Dişleri, insan doğumundan 6 ay önce gelişmeye başlar. Dişli olarak doğan bebek çok az ise de, dişlerin gelişimi çok erken başlar. 9 ila 12'nci haftada dişler şekillenir. Üstelik her 2 bin bebekten birinin doğduğunda dişi vardır. Bütün bebeklerin gözü mavidir. Göz renginiz anne babanızdan kalıtımsal olarak geçse de, bebekler ilk olarak mavi gözlerle yaşama başlarlar. Bunun sebebi melanindir. Yeni doğan bebekte melanin henüz tam olarak stoklanmadığı ve koyulaşmadığından gözler mavi görünür. Zamanla gözler olması gereken renge dönüşür. Aynı boyutta olsalardı, bir bebek bir öküz kadar güçlü olurdu. Bir bebek öküz arabası çekemez ama bebek öküzün boyutlarında olsaydı, bunu yapabilecek kadar güçlü olacaktı. Bu kadar minik olmalarına rağmen bacakları çok kuvvetlidir, yani tekmelerine dikkat etmek gerekir. Ceninin parmak izleri üçüncü ayda oluşur. Sadece 6-13 haftalıkken dahi parmak izlerinin şekli belirmeye başlar. Garip olan şey ise, bu izlerin insanın hayatı boyunca silinmemesi ve öldükten sonra da en son yok olan şeylerden biri olmasıdır. Çok fazla yemek yemek duyma hissiniz azaltır. Duyma eşiğinizin artmaması için, konser gibi etkinliklerden önce az yemek yemek faydalı olacaktır. İnsanların yaklaşık üçte biri iyi bir görüşe sahiptir. Nüfusun geri kalan üçte ikilik kısmı da gözlük ve kontak lens kullanmak durumunda. Ayrıca, yaş ile birlikte de görme problemleri doğal olarak artıyor. Kadınlar hem doğuştan itibaren, hem de yetişkinlikte erkeklerden daha iyi tat alır. Araştırmalar, kadınların bir kokuyu ayrıştırmada erkeklerden daha iyi olduğunu göstermiştir. Özellikle narenciye, vanilya, tarçın ve kahve kokularını kadınlar daha iyi alırlar. Nüfusun şanssız bir %2'lik kısmı ise hiç koku alamamaktadır. 60 yaşına gelen insanların büyük bir kısmı tat alma duygularının yarısını kaybeder. Yaşlandıkça tadı tam alabilmek için daha keskin tatlar gerekmektedir. Burnunuz 50 bin farklı kokuyu tanıyabilir. Hayvanlara göre bu sayı oldukça düşük olmasına rağmen, insan kokuyu anılarıyla birleştiriyor. Şiddeti az sesler bile gözbebeklerinizin büyümesine yol açabilir. Bu yüzden cerrahlar, saatçiler ve göz ile hassas işler yapanlar çalışırken gürültü yapılmasından hoşlanmazlar. Sesler, gözlerinin odaklanmasını etkilediğinden işlerini aksatmalarına neden olabilir. 60 yaşına gelen erkeklerin %60'ı, kadınların ise %40'ı horlamaktadır. Normal bir horlama 60 dB iken, kuvvetli bir horlama 80 dB'e kadar çıkabilir. Bu da yaklaşık olarak bir beton kırıcının sesidir. Kalp krizi geçirme riskinin en yüksek olduğu gün pazartesidir. İskoçya'da 10 yıl süren bir araştırma sonucuna göre, diğer günlere oranla %20 daha fazla sayıda insan Pazartesi günleri kalp krizi geçirip ölüyor. Araştırmacıların teorisine göre hafta sonu dağıtıp Pazartesi iş stresine geri dönmek gerginliği arttırıyormuş. Basit, orta derecede bir güneş yanığı dahi damarlara oldukça fazla zarar verir. Araştırmalara göre damarların normale dönmesi 4 ila 15 ay sürüyor. Koruma sürmeden güneşe çıkmamak gerekir. Gülümsemek için 17, kaşları çatmak için 43 kas çalışır. Kaş çatma, şaşı bakma gibi hareketleri uzun süre yapanlar, bunun yüzü ne kadar yorduğunu bilirler. Bu yüzden en iyisi ruh halinizi iyileştirmektir. Hastalıkların %90'ından fazlası stres yüzünden oluşur ya da stres ile hızlanır. Stres, depresyon, yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlığı riskini arttırmaktadır. Bebekler 300 kemik ile doğar ama yetişkinlerde kemik sayısı 206'dır. Bunun sebebi, bebeklerdeki kemiklerin bir kısmının, örneğin kafatasının daha küçük parçalardan oluşmasıdır. Bu yapı, bebeğin doğum kanalından geçişini de kolaylaştırır. Çocuklar büyüdükçe kemikler birleşip sertleşir. Sabahları boyumuz akşamki boyumuza göre 1 cm kadar daha uzundur. Kemikler arasındaki kıkırdak ayakta durma, oturma ve diğer günlük aktivitelerde bir miktar sıkışır ve gün sonunda bizi birazcık daha kısa yapar. Tek bir adım atmak için 200 kas kullanılır. Kas gruplarını nasıl kullandığınıza da bağlı olarak, adım atmak için 200 civarında kası kullanırsınız. Günde 10 bin civarında adım attığımız düşünülürse bu çok büyük bir rakam. Geliştirdiğiniz bir kas grubunun eski haline dönmesi iki kat fazla zaman alır. Dişler, vücudun kendi kendini tamir edemeyen tek parçasıdır. Dişin dış katmanı olan mine kısmı yaşayan bir doku olmadığı için, tamirini yapmak dişçinin görevidir. Kemikler bazı çeliklerden daha sağlamdır. Kemik ile çeliği kırmak mümkün değildir elbette, çünkü çelik çok daha yoğundur. Kemiğin gerilme gücü 20,000 psi, çeliğin gerilme gücü ise çok daha yüksek olup 70 bin psi'dır. Ancak çelik, kemikten çok daha ağırdır. Bu nedenle, eşit ağırlıkta alındıklarında kemik daha kuvvetlidir. Ayaklarınızdaki kemik sayısı, tüm vücudunuzdaki kemik sayınızın dörtte biridir. Ayaklarınızda bu kadar çok kemik olacağı aklınıza gelmemiştir muhtemelen. Vücuttaki 206 kemikten 52 tanesi ayaklarınızdadır. Derinizin her 2 buçuk santimlik kısmında yaklaşık 32 milyon bakteri vardır. Hijyene çok meraklı olsanız da bu konuda fazla endişelenmeniz gerekmez, çünkü bu bakterilerin çok büyük çoğunluğu zararsız ve hatta vücut sağlığı için faydalıdır. İnsan bedenindeki bakterilerin yalnızca yüzde 1'i hastalığa sebep olabilir. Ayrıca İnsan bedenindeki bakterilerin toplam ağırlığı, 2 kg'dır. Derinizin tüm hücreleri her 27 günde bir yenilenir. Deri, iç organlarımızı korur ve bu görevi yaparken kurur, parça parça dökülür. Ayrıca her saatte derimizden 600 bin parça dökülür. Deriniz kurumadıkça ya da güneş yanığınız olmadıkça deriniz pek aklınıza gelmez ama sürekli kendini yenilemekte ve ölü hücrelerden kurtulmakta. Her bir dakikada vücudunuzda 300 milyon hücre ölüyor. Çok büyük bir rakam gibi görünse de, bu rakam vücuttaki tüm hücre sayısının çok küçük bir bölümü. Tüm vücuttaki hücre sayısının 10 ila 50 trilyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Yetişkin bir insanın vücudu günde 300 milyar yeni hücre üretir. Vücudunuz sadece organları çalıştırmak ve hareket etmek için değil, sürekli kendini yenilemek ve tamir etmek için de enerjiye ihtiyaç duymaktadır. Her insanın dil izi de benzersizdir. Her insanın dili diğerinden farklıdır ve parmak izi gibi benzersizdir. Vücudunuzda 8 santimetrelik bir çivi yapabilecek kadar demir vardır. Kanınızı bir şekilde tattıysanız hafif bir metalik tat fark etmişsinizdir. Kandaki yüksek seviyedeki demir buna yol açmaktadır. Bu demiri vücuttan alırsanız, küçük bir çivi yaparsınız ama kuvvetli de bir kansızlığa yol açarsınız. Ortalama bir insan bedeninde, bir köpeğin üzerindeki tüm pireleri öldürecek kadar sülfür, 900 adet kalem yapacak kadar karbon, oyuncak bir topu ateşleyebilecek kadar potasyum, 7 adet sabun üretebilecek kadar yağ ve 50 litrelik bir varili doldurabilecek kadar su bulunur. Vücut, 30 dakikada 1,9 litre suyu kaynatabilecek kadar ısı üretir. Vücudu sürekli 37 derece civarında tutmak için vücudumuzun ürettiği kaloriler ile su kaynatılabilir. En çok bulunan kan grubu 0'dır. A ve B grubuna da kan verebildiği için kan bankaları tarafından da aranan bir kan grubudur. En az bulunan kan grubu ise A-H ya da (bulunduğu yer dolayısı ile Bombay kanı denilen) grup olup, bu grup kana sahip insan sayısı 100'den azdır. İnsan dudaklarına kırmızı rengi, derinin hemen altındaki çok sayıda kılcal damar vermektedir. Bahsedilen kılcal damarlardaki kanın oksijen oranı genelde yüksek olduğundan, rengi canlı bir kırmızıdır. Bu, bir insanın kansız kalınca ya da çok kan kaybedince dudaklarının neden soluklaştığını da açıklar. Soğuk havada dudakların maviye dönmesi de bu sebeptendir. Soğukta bu kılcal damarlar büzüşür, kan oksijeninden kaybeder ve rengi koyulaşır. Ne kadar soğuk bir odada uyursanız, kötü bir rüya görme olasılığınız o oranda artar. Bunun neden böyle olduğu bilim adamlarınca tam olarak açıklanamamıştır ama kâbus görüyorsanız kendinizi biraz sıcak tutma isteği yüzünden olabilir. Gözyaşı ve mukusta bakterilerin hücre duvarlarını bozan bir enzim (lysozyme) vardır. Bu yararımızadır, çünkü burnunuzu ve boğazınızı kaplayan mukus ve gözyaşınız bakterilerin bu bölgeye girerek enfeksiyona yol açmalarının önüne geçer. Sadece insanlar duygusal gözyaşı döker. Hayvanlar dünyasında böyle bir şey yoktur. Sadece insanlar kötü bir gün geçirdiklerinde, birini kaybettiklerinde ya da yalnızca kötü hissettiklerinde gözyaşı döker. Kollarınızı iki yana açtığınızdaki genişlik vücudunuzun boyu kadardır. Çok milimetrik olmasa da, kol açıklığınız ile boyunuz birbirine çok yakındır. Koalalar ve primatların da parmak izleri benzersizdir. İnsanlar, maymunlar ve koalaların parmak izleri her bireyde farklıdır. Klonlanan primatların dahi parmak izinin değiştiği görülmüştür. Gözlerdeki odaklanma kasları günde 100 bin kere işlerini yapmaya çalışırlar. Eğer bacaklarınız göz kaslarınızın yaptığı işi yapsaydı 80 km duraksamadan ve yorulmadan yürüyebilirdiniz. Kırmızı kan hücreleri bütün vücudu yaklaşık 20 saniyede dolaşır. İnsan kalbi, hayatı boyunca 182 milyon litre kan pompalar. Hücrelerimizin yaklaşık %90'ı bize has değildir. Bu hücreler orijinalde mantar ve bakterilerindir. Kaslarımız düşündüğümüzden daha güçlüdür. Gücümüz, tendonların ve kasların kendilerine zarar vermesini önlemek amacıyla sınırlandırılmıştır. Eğer bu sınırlama olmasa aşırı adrenalin yüklemesinde araçları ve kayaları kaldırabilirdik. Yetişkin bir insan 7.000.000.000.000.000.000.000.000.000 (7 oktilyon) atomdan meydana gelir. Gözdeki retinalar, yalnızca 650 mm² alan kaplarlar. Ancak yapılarında 137 milyon ışığa duyarlı hücre bulunur: 130 milyon siyah-beyaz görüş için ve 7 milyon renkli görüş için. İnsan dünyadaki en iyi uzun mesafe koşucusudur. Öyle ki eski insanlar avlayacakları hayvanları onlar yorgunluktan ölene kadar kovalayabilirlerdi. DNA'larımızın %50'si muzunkilerle aynıdır. Yaşam süremiz boyunca, uyanık bulunduğumuz zamanın %10'unu göz kırpmaktan dolayı gözlerimiz kapalı olarak harcarız. Beynimiz dakikada 1.000 kelimeden fazlasını okuyabilir. 4 yaşındaki bir çocuk, günde yaklaşık 450 soru sorar. Yetişkin bir insan, günde 23 bin kez nefes alır ve verir. Bir insanın solunum hızı, ilkbahar ayında, sonbahar ayına kıyasla üçte bir oranında daha yüksektir. Çenenizin tek yanındaki çiğneme kaslarının toplam gücü, 195 kilograma denktir. Soğuk algınlığına sebep olan 100'den farklı virüs türü bulunur. Günde bir paket sigara içmek, yılda yarım bardak katran içmeye denktir. İnsan bedeninin yapısı, yalnızca dört mineral içerir: apatit, aragonit, kalsit ve kristobalit. İnsan beyninde, her saniye içerisinde 100 bin kimyasal reaksiyon oluşur. Çocuklar, ilkbahar ayında daha hızlı büyürler. Tamamen kapalı bir odaya kitlenmiş olsaydınız eğer, havasızlıktan değil, karbondioksit zehirlenmesinden ölürdünüz.