Stresin vücuttaki 15 belirtisi

Stres durumundan en çabuk solunum sistemi etkilenir. Vücudumuzda oksijen bakımından zengin kanı hızlıca dağıtabilmek için daha hızlı nefes alıp verme tepkisi gösteririz. Birçoğumuz için bu bir sorun olmasa bile, nefes darlığı ve yeterli oksijen almakta sorun yaşayan astım hastaları için ciddi bir sorundur. Yetersiz miktarda hava ciğerlerimize girdiğinde hızlı ve zor solunuma neden olabilir ve hiperventilasyona (güçlükle solumaya) yol açar. Büyük olasılıkla insanların endişe ve panik ataklarına yatkın olmasının temel nedenlerinden birisi budur. Stresin kardiyovasküler (kalp-damar sistemi) üzerinde olumsuz etkileri mevcut. Stres akut hale geldiğinde (travmatik bir olay sonrasında) kalp atış hızı ve kan basıncı yükselir; ancak akut stres geçtikten sonra vücut normal işleyişine dönerler. Akut stres tekrar tekrar yaşanırsa ya da stres kronikleşirse (uzun zaman devam ederse) damarlarda ve arterlerde hasara yol açabilir. Bu durumsa hipertansiyon (yüksek tansiyon), kalp krizi veya felç riskini arttıracaktır. Endokrin (hormonal) sistem de stresin hedefindedir. Bu sistem ruh halimizi, büyüme ve gelişme sürecimizi, dokusal işlevlerimizi, metabolizma ve üreme süreçlerinin düzenlenmesini kontrol eder. Dolayısıyla, stres metabolizmamızın işleyişini olumsuz etkiler. Hipotalamus kısmı beynimizin içinde bulunur ve endokrin sistemini sinir sistemiyle birleştirmede çok mühim bir rol oynar. Hipotalamustan kaynaklanan stres sinyalleri, stres hormonları olan kortizol ve epinefrinin salınmasını tetikler ve ardından karaciğer tarafından, stresli durumla baş etmemiz amacıyla bize enerji sağlaması için kan şekeri (glükoz) üretilir. Çoğu insan, stres azaldığında ekstra kan şekerini vücuttan atar; ancak bazı insanlar açısından stres diyabet riskini yükseltir. Sedef hastalığı, sivilce ve diğer cilt hastalıklarının nedeni stres olabilir. Bilim insanlarının öğrenciler üzerinde yaptığı araştırmaya göre, psikolojik stres ile cilt problemleri arasında doğrudan bağlantı olduğunu saptandı. Diyetler veya fiziksel egzersizlerle kilolarınızı bir türlü dengeleyemeyebilirsiniz. Ortaya çıkan stresli durumlar sıklıkla kortizon hormonu üretimini sağlar. Yağ ve karbonhidrat metabolizmasını stabilize eder ve kandaki gerekli şeker seviyelerini destekler. Bir insanda hormon fazla miktarı varsa, kişi daha fazla yemek yer ve vücut daha az kalori tüketir. Bu durum da sizin kilo almanızı sağlar. Bazen stres ve kaygı insanlara kilo verdirir. Bunun sonucunda kandaki adrenalin düzeyleri artar. Adrenalin metabolizmayı hızlandırır, ancak yağların atılımını yavaşlar. Daha önce de söylediğimiz gibi stres, iltihabı baskılayabilen kortizon üretimine neden olur. Bununla birlikte, kişi kronik stres yaşıyorsa, bağışıklık sistemine karşı daha hassas hale gelir ve bu da daha ciddi bir enfeksiyona neden olur. Zayıflamış bağışıklık sistemi olan bir vücut için soğuk hava tetikleyicidir. Sık sık hastalanıyorsanız stresi hayatınızdan çıkarmak için çabalayın. Stresin sindirim sistemi üzerinde olumsuz etkisi bilimsel olarak kanıtlandı. Bazı durumlarda alınan abdominal distansiyon ve mide ağrısı ilaçları yardımcı olmaz. Bu durumda bir psikolog yardımcı olacaktır. Stres, bazı sıkıntı verici gastrointestinal (sindirim sistemi) sorunlarına neden olabilir. Özellikle beslenme alışkanlıklarımız hususunda, yetersiz ya da gereğinden çok yemek yediğimizde veya yağlı ve şekerli gıdalar tüketimini arttırdığımızda, mide ekşimesi ve asitten kaynaklanan reflü sorunları yaşayabiliriz. Bağırsakların tükettiğimiz gıdalardaki besin maddelerini emme kabiliyeti stres nedeniyle azalabilir. Mide ağrısı, şişkinlik hissi ve mide bulantısı, ishal veya kabızlık yaşamamıza yol açabilir. Bilim adamları, stresin sizi kısmen veya tamamen kel yapabileceği sonucuna vardılar. Saçlarınızın eskisinden daha az olduğunu fark ettiyseniz ve vitaminler olumlu bir etki göstermiyorsa, saçlarınızın dökülmesi strese bağlı olabilir. Güzel saçlarınızı korumak istiyorsanız sinirlenmeyi bırakın. Baş ağrısı birçok nedene bağlı olabilir. Osteokondroz, uyku sırasında yanlış pozisyon, düşük veya yüksek tansiyon, sinüzit, gebelik gibi birçok neden baş ağrısı yapabilir. Ancak bazen baş ağrısı, işinizde veya evde geçirdiğiniz duygusal stres yüzünden de ortaya çıkar. Bunun yanı sıra stres vücudunuzu ele geçirdiğinde baş ağrısından başka, omuz, sırt ve bel ağrılarını da beraberinde getiriyor. Saatlerce bir yerde oturduğunuzda ve herhangi bir enerji harcamadığınız halde terlemeye başlıyorsanız, bunu sonucunda da yüzünüz kızarıyorsa sebebi stres, yükselen kalp ritmi ve solunumun artması kabul ediliyor. Yoğun bir gün sonrasında yorgun hissetmek normal ancak her zaman bu şekilde nedensiz yere yorgun hissediyorsanız açıklanamayan uyku halinin sebebi böbreküstü bezinin stres hormonu olan kortizol ile aşırı yüklenmesi olabilir. Sürekli stres gerçekten yorgun olmasanız bile böyle hissetmenize sebep olabiliyor. Yüksek stres seviyeleri kan şekerini de etkiliyor. Böyle olunca zayıf ve güçsüz hissedip bir şeyler yeme ihtiyacında oluyoruz. Tir tir titremek yüksek stresin bir başka belirtisi… Bunu özellikle telefonunuzu elinize aldığınızda rahatlıkla hissedebilirsiniz. Hepimizin ortak fikri rahatlamış hissettiğimizde çok daha iyi görünüyor olduğumuz. Bu yüzden stres bizi ele geçirdiğinde de bunun tam tersi söz konusu. Stres ayrıca yaşlanma sürecini de hızlandırıyor. Stres nedeniyle bazen uykuda veya günlük yaşamımızda farkında olmadan dişlerimizi sıkabiliyoruz. Bu hareket yalnızca diş sağlığımızı tehdit etmekle kalmıyor aynı zamanda çene ağrısı da oluşturuyor. (Derlenmiştir.)

Stresin vücuttaki 15 belirtisi

STRES EN FAZLA SOLUNUM SİSTEMİNİ ETKİLİYOR