Tarihçi Halil Berktay'dan "darbe" değerlendirmesi
Tarihçi Halil Berktay, "(FETÖ) Fanatik bir şekilde bu mehdi ideolojisine inanıyorlar, kumar oynadılar ve kaybettiler. Şimdi masum olduklarına, bütün bunların bir komplo olduğuna Türkiye'yi ve dünyayı inandırmaya çalışıyorlar" dedi.
Tarihçi Halil Berktay, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerine ilişkin, "Fanatik bir şekilde bu mehdi ideolojisine inanıyorlar, kumar oynadılar ve kaybettiler. Şimdi masum olduklarına, bütün bunların bir komplo olduğuna Türkiye'yi ve dünyayı inandırmaya çalışıyorlar." dedi.
Berktay, Batı düşüncesinde askeri darbeleri iyi diye nitelendirmenin mümkün olmadığını söyledi.
Batı dışı toplumlara gelindiğinde bu değer yargısının değiştiğini aktaran Berktay, kendilerini Türkiye'nin kurucusu ve memleketin esas sahibi sayan askeri bürokratik kesimin bu çoğulculaşmayı ve çok partili demokratik hayata geçişi asla kabullenmediğini dile getirdi.
Askeri darbelerde Türkiye'de her kesimden insanın zulüm gördüğünü ifade eden Berktay, "Toplum da aynı kalmıyor, toplum bu süreç içinde büyüdü, gelişti, tecrübe kazandı. Nüfus arttı, ekonomi gelişti, eski kırsal Türkiye gitti yerine kentsel Türkiye geldi. Kentli toplum daha uyanık, daha cevval, ortak amaçlar uğruna seferber olması daha kolay." diye konuştu.
"BASIN VE MEDYA ÇEŞİTLİLİK KAZANDI"
Medya sektöründe de gelişmeler olduğunu aktaran Berktay, "Sosyal medya ortaya çıktı, basın ve medya çeşitlilik kazandı. Bu bir kere çok farklı görüşlerin serbestçe ifadesi için bir ortam hazırladı. Herhangi bir darbe vesaire girişimi anında bütün basını ve medyayı kontrol etmek ve bir çırpıda susturmak zor hale geldi. Toplum siyasi bakımdan gelişti. 15 Temmuz 2016 çıkageldiğinde artık 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül veya 28 Şubat Türkiye'sinden çok farklı bir Türkiye söz konusuydu. Türk toplumu, darbe girişimleri karşısında tecrübeli ve kulağı kesik bir hale gelmişti." diye konuştu.
Toplumun tecrübe kazanmasıyla beraber direnmeye kararlı bir siyasi odağın ortaya çıktığını vurgulayan Berktay, şöyle devam etti:
"AK Parti'nin serüveni de toplumun bu serüveninden bağımsız ve ayrı değil. Bütün eski trajedilerin bilinci, onların nasıl oluşturulduğunun farkındalığı sonuç olarak AK Parti denilen organizmada belirli bir bilinç, bir direnme arzusu, iradesi ve direnilebileceği bilinci ve farkındalığı yaratmıştı. Bir zamanlar rahmetli Süleyman Demirel'in dediği gibi 'şapkamızı alırız gideriz' olmayacak, 'biz bu blöfü göreceğiz ve halka birlikte direneceğiz' böyle bir irade ortaya çıktı.
15 Temmuz bütün bunların kristalizasyonudur, bütün bunların berraklaşmasıdır. Ben FETÖ'cülerin bu işi 'sırf tek başımıza ve sadece kendi gücümüzle kotarırız' diye düşündüklerini ve buna uygun bir plan yaptıklarını sanmıyorum. Kendi öz güçlerinin ona yeterli olmadığı ortada, çok çeşitli gözle görünür unsurları var. Net bir kumanda hiyerarşileri yok, net bir cuntaları yok. Kağıt üzerinde 'Yurtta Sulh Komitesi' diye bir şey var ama 27 Mayıs böyle değildi, Milli Birlik Komitesi gerçekten vardı. Bu Yurtta Sulh Komitesi bir imza kimin orada olduğu belli değil."
FETÖ üyelerinin amacının bir atmosfer oluşturup Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının kendi yanlarına geçmesini umduklarını aktaran Berktay, "Bunu sağlayacaklardı ve bu sayede 12 Mart ya da 12 Eylül gibi bir darbe görünümü kazanacaktı. Ordu içindeki Kemalist kadrolarla ya da ordu içindeki profesyonelliğini yaşayan subay kadrolarıyla ittifak sağlayacaklar, onların arkasına gizlenecekler ve o şekilde hakim olacaklar. Bunu başaramayınca çöküyorlar ve dağılıyorlar." dedi.
FETÖ üyelerinin "darbeyi hükümet yaptırdı" algısı oluşturma faaliyetine de değinen Berktay, şöyle devam etti:
"Basit bir karşı soru var, 'kime yaptırmış?' Sahte darbe safsatası, 'Amerika'daki 11 Eylül saldırılarını da CIA'in kendisi yaptırdı'... Böyle komplo teorilerinde kritik soru şudur; Kritik ikili ajan kim? En az bir tane çok güçlü ve muktedir ikili ajan olması gerekir, bunu kastediyorum. Hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yüzde 100 sadık olacak ondan talimatı alacak ama aynı zamanda bütün ötekilere tuğgenerallere, tümamirallere, Akıncı Üssü'ndekilere kendini FETÖ'cü olarak, onlardan olarak tanıtmış ve onların güvenini almış olacak. FETÖ üyelerinin özelliklerini biliyoruz. Birine güvenilmesi için yıllarca onların içinde olması lazım. Ortada AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan vesaire yokken bu adamın FETÖ'cülerin arasında olması, askeri okullara sokulmuş olması ve adım adım yükselmiş olması lazım. Bir zaman problemi var. Recep Tayyip Erdoğan son 17 senede var ama bu ikili ajanın korgeneral, orgeneral rütbesinde çok yüksek yerde olması lazım. Kaç yılda gelinir oraya, mümkün değil. Fanatik bir şekilde bu mehdi ideolojisine inanıyorlar, kumar oynadılar ve kaybettiler. Şimdi masum olduklarına, bütün bunların bir komplo olduğuna Türkiye'yi ve dünyayı inandırmaya çalışıyorlar."
"BATI'DAKİ ERDOĞAN NEFRETİ"
Batı'da "Erdoğan nefreti" diye bir faktör olduğuna dikkat çeken Berktay, " 'Bu adam One minute'den beri bize kafa tutuyor, dış politikada bağımsız bir çizgiyi temsil ediyor.' Böyle böyle Türkiye etrafında oluşmuş bir dış kuşatma mevcut. Bütün AK Parti hükümetleri boyunca da çeşitli Batı ülkeleri orduya bakışlarını hiç değiştirmediler. 1920-1930'larda, 1960, 1971, 1980 darbelerinden sonra nasıl baktılarsa, Türkiye'de Batı uygarlığının, modernitenin bekçisi olan Kemalist Türk ordusu diye baktılar, bakmaya devam ettiler. Ordu ve bürokrasi içindeki FETÖ'cüler, Batı ile temas noktalarını çok iyi kullandılar. FETÖ'cüler, kendilerini Batılı muhataplarına hiçbir zaman FETÖ'cü olarak tanıtmadılar, Kemalist Türk ordusunun temsilcileri olarak ortaya çıktılar." diye konuştu.
Bir takım Amerikalı yetkililerin "Bizim muhatap olduklarımız tutuklanıyor Türkiye'de." dediklerini belirten Halil Berktay, "Türkiye'nin meşru hükümeti, silahlı kuvvetlerinin meşru otoritesi, temsilcileri ve Türkiye ile Batı arasına bu FETÖ üyeleri girmeyi başardı. Kendi kimlikleriyle girmediler, kendilerini olduğundan başka göstererek, mensup oldukları kurumu olduğundan başka göstererek girdiler." diye konuştu.
15 TEMMUZ'U DÜNYAYA ANLATACAK
TRT World, İngiltere, Belçika, Rusya, Japonya, Katar, İran, Güney Afrika, Azerbaycan, Bosna ve Kanada'da gerçekleşecek toplantılarda 15 Temmuz darbe girişiminin arka planı, bunun Türkiye iç ve dış siyasetine etkileri, FETÖ ile mücadelede katedilen yol detaylıca tartışılacak. (AA - İSMAİL ÖZDEMİR)