Milletin adamlarına hep aynı tezgâh
FETÖ’nün piyonu olmuş ABD ve CHP’nin eşzamanlı başlattığı Erdoğan’ı parayla karalama kumpaslarına bu ülke hiç de yabancı değil.
FETÖ'nün piyonu olmuş ABD ve CHP'nin eşzamanlı başlattığı Erdoğan'ı parayla karalama kumpaslarına bu ülke hiç de yabancı değil. Osmanlı'nın çöküşünü başlatan İttihat Terakki zihniyeti, bu topraklara ilk defa millet hâkimiyetini yaymaya çalışan rahmetli Menderes ve Erbakan'ı da hedef almıştı.
Amerika'nın Rıza Sarraf yargılamasıyla düğmeye bastığı, CHP'nin de eşzamanlı olarak sözde kağıt parçalarını gündeme taşıyarak destek verdiği kara propaganda ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsında Türkiye hedef alınıyor. Yakın tarih, aynı akçeli yalanların Osmanlı'nın yıkılış döneminden bu yana defalarca kez tekrarlandığını ve milletin adamlarına karşı aynı oyununun defalarca sahneye konulduğunu gösteriyor...
HEP AYNI SENARYO
Erdoğan'ın şahsında Türkiye'ye diz çöktürmeyi amaçlayan emperyalistler ve yerli uşaklarının, Erdoğan'a yönelik "Yurtdışında banka hesapları var", "Yakınları yurtdışı firmalarıyla vergi kaçırıyor", "Rıza Sarraf ile rüşvet ilişkisi kurdular", "Kara para akladılar" gibi alçak iftiralarının ilkiyle, Osmanlı'nın yıkılış sürecinde karşılaşıldı. Yerli ve milli bürokrat sıkıntısı çekilen dönemde Osmanlı tahtının ateşten gömleğini giyen Sultan Vahdeddin Han dışarıdan Haçlıların, içeriden İttihat ve Terakki'nin (İT) saldırılarına maruz kaldı. Osmanlı topraklarının Haçlı Batı tarafından bölüşüldüğü Sevr Anlaşması'nı imzalamayarak kadük bırakan, İT'çilerin yanlış politikalarına direnen, hilafeti yeniden etkin bir şekilde kullanarak Müslümanları Osmanlı etrafında kenetlemeye çalışan Vahdeddin Han'a karşı birçok iftira atıldı. Son Padişah Vahdeddin, sahada kazanımlar elde eden ancak masada türlü ihanetler sonucu hüsranlar yaşayan Osmanlı'nın yıkılışına mani olamadı.
'SULTAN VAHDEDDİN ALTINLARLA KAÇTI' YALANI
6 asırlık Osmanlı'nın; dışarıdan emperyalistler, içeriden işbirlikçi hainlerin tezgahlarıyla yıkılması sonucu Vahdeddin Han, diğer hanedan üyeleriyle birlikte yurtdışına kovuldu. Gemiyle Malta'ya giden Vahdeddin'in "Altınları, mücevherleri gemiye doldurarak kaçtı" denildi. Bizzat dönemin tek partili CHP yönetiminin devlet erkânı tarafından da destek gören ve Osmanlı'dan soğutmak için halka yutturulan bu söylemin yalan olduğu çok geçmeden ortaya çıktı. Padişah olarak makbuz karşılığında Hazine-i Hümayun'a ait tüm hazineyi beraberinde götürebilme hakkı olan Vahdeddin Han'ın bunu yapmadığı ve şahsi birikiminin haricinde hiçbir devlet malına dokunmadan vatanını terk ettiği belirlendi. "Altınlarla, mücevherlerle kaçtı" denilen Vahdeddin Han, yokluklar içerisinde 16 Mayıs 1926'da İtalya'da Hakk'ın rahmetine kavuştu. Borçlarından dolayı tabutuna haciz konulan Vahdeddin Han'ın cansız bedeni günlerce toprağa verilemedi.
'MENDERES UÇAK DOLUSU ALTINLA KAÇACAKTI'
Türkiye'nin halk oyuyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan Tayyip Erdoğan'ı diz çöktürebilmek için aşağılık iftiralar atan dış mihraklar ve yerli işbirlikçileri, 27 Mayıs darbesinde de kendilerini gösterdi. 1949'da Türkiye'yi tek partili CHP diktatörlüğünden kurtaran Başbakan Adnan Menderes'le ilgili akçeli konularda türlü yalanlar atıldı. CHP destekli 27 Mayıs 1960 darbesiyle devrilen Menderes ve arkadaşları hakkında darbeciler, halka yalan içerikli bildiriler dağıttı. "Ankara'da bütün hükümet erkanı yabancı memlekete kaçarken yakalanmışlardır. Beraberlerinde 12 uçak dolusu altın mücevherat ve parayı kaçırırken yakalandılar" yazılı bildirilerle Menderes ve dava arkadaşlarının milletin gözünden düşmesini, desteğini çekmesini, darbeye direnmemelerini sağladılar. Bu iddialar da yalan çıktı. Ne Menderes ne de herhangi bir Demokrat Parti idarecisinin yurtdışına kaçma teşebbüsünde bulunmadığı, devletin tek kuruş parasına el sürmedikleri gerçeği belirdi. Adnan Menderes'i idam eden darbeciler, bu yalanları silah olarak kullanmış oldular.
'ERBAKAN TRİLYONLARI İÇ ETTİ' DEDİLER, BOŞ ÇIKTI
Vahdeddin'e, Menderes'e "altın" iftirası atan şer odakları, 1996'da milleti iktidara taşıyan Necmeddin Erbakan'a da aynı yalanla yüklendiler. 1 yıl dahi iktidarda kalmasına müsaade edilmeyen Erbakan'ı 28 Şubat darbesiyle görevden indiren baronlar, Hoca'ya "trilyonları iç etti" iftirasını attılar. Erbakan aleyhine Aydın Doğan medyasının desteğiyle yurtdışı ve yurtiçinden yürütülen ağır bir algı operasyonu sonrası başlatılan düzmece yargılama ile Hoca, "Kayıp Trilyon" davasından mahkum edildi. Bu yalanla milletin Erbakan Hoca'ya teveccühünün kırılması, darbenin meşruluğu hedeflendi.
KUSURSUZ PLÂN AYNI, BU DEFA HEDEF ERDOĞAN!
Osmanlı'nın son sultanı Sultan Vahdeddin'e, CHP diktasını yıkan Adnan Menderes'e, imanlı milleti Milli Görüş'le iktidara taşıyan Necmeddin Erbakan'a karşı oynanan oyun şimdi de halkoyuyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan, yeniden büyük Türkiye hedefiyle engelleri bir bir aşan, asırlık planları bozarak dünyaya meydan okuyan Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye'ye karşı ABD ve CHP eliyle çirkin bir algı operasyonu yürütülüyor...
Yeni Akit