Kanal hayali Kanuni döneminden beri var
İstanbul Kanalı gündemden düşmüyor. Osmanlı döneminde 16’ncı yüzyıldan itibaren Marmara ile Karadeniz’in bir kanal ile birleştirilmesi altı defa gündeme gelmiş, ancak gerçekleştirilememişti.
İstanbul Boğazı'nın yükünü azaltmak için Karadeniz'den Marmara'ya yapay bir kanal açılması gündemde. Bu kanal, Osmanlı İmparatorluğu döneminde bugünkünden farklı bir mevkiden altı defa gündeme gelmiş, ancak bir türlü gerçekleşememişti. Osmanlı tarihçiliğinin en büyük isimlerinden İsmail Hakkı Uzunçarşılı bu teşebbüslerin tamamını bir makalesinde anlatır.
PAŞALAR ÇEKİŞMESİ
Osmanlı İmparatorluğu, 16. yüzyılda birçok büyük projeyi gündemine almıştı:
Don-Volga kanallarının birleştirilmesi, Süveyş Kanalı'nın açılması ve Sakarya Nehri yoluyla Karadeniz ve Marmara arasında bir kanal açılması.
Kanuni döneminde Mimar Sinan ve Mimar Nikola marifetiyle Sakarya Nehri kullanılarak Marmara ve Karadeniz arasında bir kanal açılması gündeme geldi.
Kanal için arazide çalışmalar yapıldıysa da savaşlar yüzünden teşebbüs gerçekleştirilemedi.
Kanal için ikinci teşebbüs Üçüncü Murad döneminde 1591'de gündeme geldi. Keleş suyunun Sapanca Gölü'ne, Sapanca Gölü'nün de İzmit Köfezi'ne akıtılması için harekete geçildi. Sokolluzâde Hasan Paşa, bu işle görevlendirilmişti.
Kanalın mesafesinin ölçülmesi için mimar ve mühendisler görevlendirilmiş, ayrıca 30 bin işçinin toplanmasına karar verilmişti.
Kanalın geçeceği bölgedeki köy, çiftlik ve mandıralar da başka yerlere taşınacaktı.
Gerekli işçilerin temini için her tarafa emirler gönderildi.
Kanal için her türlü çalışma yoğun bir şekilde devam ederken donanmanın hazırlanmasının ön plana çıkması üzerine faaliyetlere ara verildi. Aslında bu bahaneydi.
Bu teşebbüs Veziriazam Koca Sinan Paşa'nın isteği üzerine gündeme gelmişti.
Veziriazam araziyi gezerek bu konuda padişaha rapor da vermişti. Ancak paşanın hasımları teşebbüs başarılı olursa, veziriazamın şöhret ve itibarının artacağını düşünerek kanal yüzünden halkın eziyet çekeceğini söyleyip, donanma işlerini öne çıkartarak padişahı teşebbüsten vazgeçirmişlerdi.
BAŞLAMADAN BİTEN PROJELER
Kanal teşebbüsü Dördüncü Mehmed devrinde, 1654'te yeniden gündeme geldi. Bir mühendis bölgeye gönderilerek bir rapor hazırlatıldı. Ancak raporda kanalın gerçekleşmesi hâlinde çevredeki köy, çiftlik ve meraların zarar göreceği belirtildiğinden üçüncü teşebbüs başlamadan sona erdi.
Birinci Mahmud devrinde (1730-1754) sadece Sapanca Gölü'nün İzmit Körfezi'yle birleştirilmesi gündeme geldi. Böylece Sapanca çevresinde İstanbul için gerekli kereste daha rahat temin edilecekti. Ancak bölge ileri gelenlerinin desteklememeleri üzerine bu teşebbüsten de vazgeçildi.
Üçüncü Mustafa zamanında 1759'da kanal meselesi yeniden gündeme geldi.
Birinci aşamada Sapanca Gölü ile İzmit Körfezi birleştirilmeye çalışılacak, bu teşebbüsün gerçekleşmediği takdirde Sakarya Nehri ile Sapanca Gölü birleştirilmeye çalışılacaktı. Kanal için teşebbüse geçildi, ancak hafriyat sırasında su çıkması ve kışın gelmesi üzerine faaliyete ara verildi.
Ancak daha sonra araya emlak meselesi yüzünden fısıltılar girince beşinci teşebbüs de akim kaldı.
***
Kanal için ferman
İZMİT Valisi'ne, İzmit ve Sapanca kadılarına emir: Kerez suyu Sapanca Gölü'ne, Sapanca Gölü'nün de İzmit önünde olan denize akması murad-ı hümayunum olup, aradaki mesafenin ölçülmesi ve rapor hazırlanması için mimar ve mühendisler gönderilip, durumun tafsilatlı olarak İstanbul'a bildirilmesini emredip, buyurdum ki; Asla ihmal etmeyip, bu duruma gerekli özeni gösterin.
Her biriniz 300-400 işçi çıkarıp, Sakarya'dan Sapanca Gölü'ne kadar mesafe ne kadardır, bölgede çiftlik, köy ve mandıra var mıdır? Eğer varsa onlara zarar gelir mi? Zarar görürlerse yerlerini değiştirmek mümkün müdür? Bütün durumları tafsilatlı olarak bildirin (Mühimme Defteri, nr. 67).
***
Son kanal projesi
1813'TE Bursa ve İzmit valisi Vezir Hacı Ahmed Aziz Paşa, kanal işinin ekonomiye katkılarına dikkat çekip, kanal gerçekleştirilirse Beypazarı'na kadar olan bölgeden ürünlerin rahatlıkla Marmara'ya ulaştırılabileceğini ifade etti. Vali, mesafe ölçümü, arazinin incelenmesi ve planlarının hazırlanması için mühendisler gönderilmesini talep etti. Paşa'nın isteği üzerine Abdullah İffet Bey'in maiyetinde iki mühendis ve bir mimardan oluşan bir heyet gönderildi. Ancak heyetin sayısı az gelince yedi mühendis ve memurdan oluşan ikinci bir heyet daha gönderildi. Kanal ile ilgili teferruatlı raporlar hazırlandı. Dönemin padişahı İkinci Mahmud da teşebbüsü destekliyordu. Her şey yolunda giderken kanalın başlamasını sağlayan Ahmed Aziz Paşa'nın ölümü altıncı teşebbüsün de gerçekleşmesine imkân vermedi.
Erhan Afyoncu - Sabah