Üsküdar Üniversitesi'nden "Depremler için sosyal medya kullanım rehberi hazırlanmalı" önerisi
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan: "İlgili kurumların, resmi kuruluşların, uzmanların ve güvenilir kaynakların kamuoyunu hızlı bir şekilde bilgilendirmesi ve açıklamalarını yayınlaması açısından sosyal medya önemli bir araç haline gelmiştir."
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, yeni iletişim teknolojileri ve özellikle sosyal medyanın deprem gibi afet durumlarında iletişim açısından önemini değerlendirdi.
Üsküdar Üniversitesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Pehlivan, yeni iletişim teknolojilerinin kullanımının özellikle deprem gibi afet durumlarında bir haberleşme aracı olarak büyük fayda sağlayabileceğini ve hayati öneme sahip olabileceğini kaydetti.
Özellikle kamuoyunu bilgilendirme ve haberleşme açısından yeni iletişim teknolojilerinin önemli bir rol üstlendiğini belirten Pehlivan, "Örneğin ilgili kurumların, resmi kuruluşların, uzmanların ve güvenilir kaynakların kamuoyunu hızlı bir şekilde bilgilendirmesi ve açıklamalarını yayınlaması açısından sosyal medya önemli bir araç haline gelmiştir." şeklinde konuştu.
Pehlivan, bireylerin de acil durumlarda mobil araçlar ve çevrim içi platformlar aracılığıyla iletişim sağlayabildiğini ifade ederek, "Ayrıca yetkililerin kurtarma ekiplerinin ve gazetecilerin henüz ulaşamadığı yerlerden görüntü ve bilgi gönderilebilir ve yardıma ihtiyaç duyulduğu durumda sosyal medya kullanılabilir. Bunun örneklerini son yaşadığımız Kahramanmaraş depreminde de görüyoruz." dedi.
İletişim teknolojilerinden azami fayda sağlamak için söz konusu teknolojilerin doğru ve verimli kullanmanın önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, deprem gibi afet durumlarında iletişim teknolojilerinin kullanılmasında dikkat edilmesi gereken noktaları ise şöyle sıraladı:
"Telefonların acil durum bildirimleri açılmalı. İletişim için SMS ve çevrim içi platformlar tercih edilmeli. Zorunlu durumlarda yapılan telefon görüşmeleri kısa tutulmalı ve mobil araçların şarjlarını boşa harcamaktan kaçınılmalı. Sosyal medya platformlarının devreye soktuğu güvenlik durumu kontrolü araçları kullanılmalı. Güvenilir kurumların, resmi kaynakların hesapları; teyit ve doğrulama platformları takip edilmeli. Teyit edilmemiş, kaynağı belli olmayan, somut veriye dayanmayan açıklamaların doğru olmayabileceği her zaman akılda tutulmalı ve bu tür içeriklere şüpheci yaklaşılmalı.
Manipülatif, yanıltıcı ve hatalı bilgilerin, sahte haberlerin, halkı paniğe sürükleyecek içeriklerin yayılmasına aracı olmaktan kaçınılmalı. Hassas içerikler barındıran görüntüler, özellikle sansürlenmemiş olarak paylaşılmamalı. Sosyal medya üzerinden açıklama yapan hesapların konuyla ilgili uzmanlığına ve bilgiye ulaşabilecek bir konumda olup olmadığına dikkat edilmeli.
Acil durumlarda yetkililere veya belirli bir bölgedeki kişilere ulaşmak için sosyal medya telsiz olarak kullanılabilir. Belirli bir bölgeden gönderilen tweet'leri, Google Haritalar üzerinden coğrafi koordinat bularak aratabilirsiniz. Çeşitli sosyal medya platformlarının yer bildirim özellikleri ile bölgeden gelen paylaşımları bulabilirsiniz."
-Toplumun hızlı ve sağlıklı bilgilendirilmesi önemli!
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan ise depremde doğru bilgi akışının önemine değinerek, "Bir deprem olduğunda yurttaşlar olan biteni bir an önce öğrenme çabasına giriyor. Bu da çok normal. Deprem bölgesinde akrabalarımız, arkadaşlarımız olabilir. Onların akıbetini bir an önce öğrenmek isteriz doğal olarak. Bu gibi olağan dışı durumlarda toplumun hızla ve doğru biçimde bilgilendirilmesi önem kazanıyor. Eğer sağlıklı bilgi akışı olmazsa, iletişim kanalları çalışmazsa devreye komplo teorileri, inanması güç söylentiler girebiliyor bu da toplumda panik havasının yayılmasına yol açabiliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Yaşanan son depremde sosyal medyanın öneminin daha çok anlaşıldığını aktaran İrvan, "İnsanlar göçük altından sosyal medya paylaşımları yapıp yardım çağrıları yapabiliyor ancak bu yardım çağrılarının ne kadarının gerçek ne kadarının sahte olduğunu bilebilmemiz maalesef mümkün değil. Benim önerim, hızla bir sosyal medya koordinasyon merkezi oluşturulması ve yapılan çağrıların doğruluğunun teyit edilmesini sağlayacak bir mekanizmanın oluşturulmasıdır. Sosyal medyayı kısıtlamak yerine daha faydalı hale getirebiliriz. Resmi açıklamalar da sosyal medya mecralarından kesintisiz biçimde yapılmalı ve yurttaşların sağlıklı bilgilere ulaşması sağlanmalıdır." yorumunu yaptı.
İrvan, "Türkiye bir deprem ülkesi ve bizim depremle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Ayrıca, deprem olduğunda sosyal medyayı nasıl kullanmamız gerektiği konusunda bir rehber hazırlanmalı. Tıpkı deprem anında neler yapmalıyız tarzında sosyal medyayı nasıl kullanmalıyız konusunda bir rehber oldukça faydalı olabilir. Örneğin, doğruluğundan emin olmadığımız, kaynağını bilmediğimiz paylaşımları retweet etmemeliyiz gibi." değerlendirmesinde bulundu.