Orta Afrika Cumhuriyeti'nde Müslümanlar yine hedefte

Orta Afrika Cumhuriyeti'nin güneydoğusunda, çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Bangassu kentinde son dönemde yaşanan şiddet olayları, ülkedeki Müslümanların geçmişte maruz kaldığı acıları anımsatıyor.

Müslüman Seleka grubunun, Aralık 2012'de yönetime karşı ayaklanmasıyla ülkede siyasi kriz çıkmış ve darbeyle 2003'te iktidara gelen Hristiyan Francois Bozize, isyancıların başkent Bangui'yi işgal etmesi sonucu 24 Mart 2013'te ülkeden kaçmıştı.

Bozize'den sonra geçiş hükümetinin başına Müslüman Michel Djotodia seçilmişti. Djotodia'nın iktidara gelmesiyle Hristiyan anti-Balaka ile Seleka grupları arasında çıkan çatışmalarda binlerce kişi yaşamını yitirmişti. Başkentte genellikle Müslümanların yaşadığı PK5 Mahallesi'nde de çok sayıda kişi ölmüştü.

Ülke nüfusunun yüzde 10'unu oluşturan Müslümanlar son dönemde de saldırıların hedefinde. PK5 Mahallesi'nde daha önce yaşanan kanlı saldırılar bu kez Bangassu'da tekrar ediyor.

Anti-Balaka ayrılıkçılarının Bangassu'nun Tokyoto Mahallesi'ne Mayıs ayında düzenlediği saldırıda 115 kişi yaşamını yitirmişti. Aynı ayrılıkçılar, hafta başında da kente saldırmış ve Faslı iki mavi bereliyi öldürmüştü.

MÜSLÜMAN SIĞINMACILAR HEDEFTE

Kent sakinleri, anti-Balaka ayrılıkçılarının son dönemde Müslümanlara karşı agresif davranışlar sergilediğini söyledi.

Bangassu Piskoposu Jean Jose Aguirre, ulusal radyoda yaptığı açıklamada, geçen hafta Bangassu'daki Müslüman sığınma kampında hamile bir kadının kaçırılmasının ardından Müslümanlardan oluşan bir grubun insani yardım işleriyle uğraşan Hristiyanları kaçırmaya başlamasıyla taraflar arasında çatışmaların patlak verdiğini ifade etti.

BM'nin müdahalesiyle olayların yatıştığını belirten Aguirre, kaçırılan kişilerin de sağ salim serbest bırakıldığını dile getirdi.

Sivillerin korunması gerektiğine işaret ederek Bangassu'daki Müslüman ve Hristiyanları diyalog kurmaya çağıran Aguirre, Müslümanların yaşadığı sığınma kampının güvenli bölgeye tahliye edilmesi ve hükümetin Bangassu'ya anti-Balaka ayrılıkçılarına söz geçirebilecek bir vali göndermesinin önemine vurgu yaptı.

Bangassu sakinlerinden Anicet Komas, çatışmalar sırasında anti-Balaka ayrılıkçılarının 10'a yakın motosikleti kundakladıklarını, çok sayıda araca zarar verdiklerini ve hatta Müslümanların kaldığı sığınma kampını ateşe vermeye çalıştıklarını iddia etti.

İnsani yardım kuruluşlarının verilerine göre, şiddet olaylarından kaçan sığınmacıların çoğu Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ne sığınmak amacıyla Ubangi Nehri'nden geçmeye çalışıyor. Kamplarda kalan diğer sığınmacılar ise yiyecek, temiz su ve ilaç yokluğuyla karşı karşıya.

Bangassu milletvekillerinden Serge Singha Bengba, "Vatandaşlarımız çok zor durumda. Bu durum karşısında elimiz kolumuz bağlı oturamayız. Yardım toplama çalışmalarımızı başlattık" dedi.

SİLAHLI GRUPLAR SİLAHSIZLANDIRILMALI

Ülkede şiddet olaylarının yeniden başlamasına karşı gösteri düzenleyen yerel sakinlerden Abakar Tchari, "Yeni bir PK5 senaryosunun gerçekleşmemesi için silahlı gruplar silahsızlandırılmalı" ifadesini kullandı.

Tchari, eskiden Hristiyan ile Müslümanların burada kardeşçe yaşadığına ve dini çatışmaların yaşanmadığına dikkati çekerek BM İstikrar Misyonu (MINUSCA) ve hükümetin silahlı grupları silahsızlandırması gerektiğini dile getirdi.

Piskopos Aguirre'nin sözlerine değinen Tchari, silahlı grupların sığınma kamplarındaki Müslümanları yok etmeye çalıştığını iddia etti.

MINUSCA Sözcüsü Vladimir Monteiro kısa süre önce yaptığı yazılı açıklamada, güvenlik durumunun kötüleşmesi nedeniyle Bangassu'ya silahlı özel bir güç konuşlandıracaklarını bildirmişti.

Hükümet ise bölgede barışı sağlamak amacıyla Sosyal İşler Bakanı Virginie Baikua başkanlığında bir heyet görevlendirme kararı almıştı.