Büyükelçi Kılıç'tan Wall Street Journal'a Doğu Akdeniz yanıtı

Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Kılıç, "Burada saldırgan olan Türkiye değil, aksine Türkiye doğal haklarının altını oymayı ve o hakları görmezden gelmeyi amaçlayanlara karşı sürekli bir mücadele içinde olan ülkedir." ifadelerini kullandı.

Yayınlanma Tarihi: 26.09.2020 12:21 Güncelleme Tarihi: 26.09.2020 12:19

Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç, Wall Street Journal gazetesinin 10 Eylül tarihli yazısına verdiği yanıtta, Doğu Akdeniz'deki gerilimi basite indirgediklerini ifade ederek "Burada saldırgan olan Türkiye değil, aksine Türkiye doğal haklarının altını oymayı ve o hakları görmezden gelmeyi amaçlayanlara karşı sürekli bir mücadele içinde olan ülkedir." değerlendirmesinde bulundu.

Büyükelçi Kılıç, Wall Street Journal'ın 10 Eylül tarihli, "Akdeniz'de gövde gösterisi: İki NATO müttefiki deniz anlaşmazlığı üzerine savaşa gidebilir" başlıklı başyazısına gazeteye gönderdiği bir yazı ile yanıt verdi.

Başyazıda iddia edildiği gibi bölgedeki olayı "enerji üzerine gerilim" olarak tanımlamanın olayı basite indirgemek olarak niteleyen Kılıç, yazısında şu ifadeleri kullandı:

"Burada saldırgan olan Türkiye değil, aksine Türkiye doğal haklarının altını oymayı ve o hakları görmezden gelmeyi amaçlayanlara karşı sürekli bir mücadele içinde olan ülkedir. Bu bağlamda, Yunanistan ve Rum yönetiminin Doğu Akdeniz'deki tek taraflı adımları ve maksimalist iddiaları da dikkat alınmalıdır. Münhasır Ekonomik Bölge ilanları, kazı lisansları çıkarma, oradaki kaynakları ele geçirmeye çalışma veya Türkiye ve Kıbrıs Türklerinin haklarını tamamen göz ardı edecek şekilde çok taraflı inisiyatifler kurma söz konusu gerilime neden oldu."

Akdeniz'le en uzun kıyısı bulunan Türkiye'yi orada dışlamaya yönelik girişimlerin yanlış ve kabul edilemez olduğunu belirten Kılıç, Türkiye'nin özellikle de 16 yıl önce ilan ettiği kıta sahanlığında olmak üzere bölgedeki meşru menfaatlerini güçlü bir şekilde savunmaya devam edeceğini kaydetti.

Adanın sahipleri olarak Kıbrıs Türklerinin de Rumlar gibi kaynaklar üzerinde eşit haklara sahip olduğunu ifade eden Kılıç, bunun 1960'ta imzalanan anlaşmalar ve on yıllardır süren Birleşmiş Milletler (BM) süreçlerinde kabul edilmiş bir prensip olduğuna dikkat çekti.

Kılıç, "Kıbrıs Türkleri tarafından 2019'da teklif edilen eşit kaynak paylaşımı mekanizmasının kurulması bu süreçte bir başlangıç noktası olmasının yanı sıra bölgedeki sorunlara da bir çözüm olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin kimsenin kaynağında gözünün olmadığını kaydeden Kılıç, Ankara'nın kendi haklarına göz dikilmesine de izin vermeyeceğinin altını çizdi.

Bölgedeki barış ve istikrar için uluslararası toplum ve ABD'nin tarafsız kalması gerektiğine işaret eden Kılıç, "Yunanistan ve Rumlar tarafından köpürtülen ön yargılı bir söyleme ön ayak olmak asla bu (bölgedeki barış ve istikrara) amaca hizmet etmeyecektir." ifadelerini kullandı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.