Dinimizin temel esaslarından: Meleklere iman
İslam inancının temel esaslarından biri meleklere imandır. Bir müminin tam anlamıyla iman sahibi olabilmesi için Allah’ın emrettiği gibi meleklere de iman etmesi gerekir. Kur’an-ı Kerim’de meleklere iman meselesi üzerine geniş bir şekilde durulmuştur. Bunun yanında birçok hadiste de meleklerin mahiyeti hususunda bilgiler verilmiştir. Peki, Kur'an-ı Kerim ve hadisler ışığında meleklere iman nasıl olmalıdır?
MELEK NE DEMEK?
🔶 Melek "haber getiren, elçi, dirayetli güçlü ve kuvvetli" gibi mânalara gelir. Terim manasında ise melek, "Allah'ın emirlerine tam olarak itaat eden iyi nitelikteki ruhanî varlık" şeklinde ifade edilir.
🔶 İslam inancında melek denildiği vakit elçi olarak peygamberlere gönderilen ve Allah'ın izniyle evren ve insanlar üzerinde manevi bir gücü bulunan varlıklar akla gelir.
🔶 Meleklerin varlığı akıl yürütülerek ispat edilemese de akıl bunu inkar etmez. Kur'an-ı Kerim'in meleklerin varlığını ifade etmesi, meleklerin varlığına iman etmemiz için yeterli bir şarttır.
KUR'AN-I KERİM'E GÖRE MELEKLER
🔶 Temel kaynağımız Kur'an-ı Kerim'de meleklere iman etmek dinin ana ilkelerinden biri olarak yer almıştır.
🔶 Melek kelimesi Kur‟ân-ı Kerim'de on iki defa tek anlamıyla "melek" şeklinde zikredilmiş Diğer yerlerde ise "melâike" şeklinde topluluğu ifade eden bir anlamla kullanılmıştır.
🔶 Kur'an-ı Kerim'de meleklere iman şu şekilde buyrulmuştur:
"Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse derin bir sapıklığa düşmüş olur." (Nisâ 4/136)
Ayetin tefsirini okumak için tıklayınız
🔶 Ayette bildirildiğine göre meleklere iman etmenin peygamber, kitap ve ahiret gününe iman etmeyle yakından bağlantısı vardır. Ahiret hayatının varlığını da bildiren peygamberlerdir. Peygamberlere bu bilgiyi muhatap kılan ise meleklerdir.
🔊Meleklere iman konulu podcastimizi dinlemek için tıklayınız
Allah'ın elçisi ve müminler, rabbinden ona indirilene iman ettiler. Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inandılar. "O'nun elçileri arasında ayırım yapmayız" ve "İşittik, itaat ettik, bağışlamanı dileriz rabbimiz, gidiş sanadır" dediler. el-Bakara 2/285
Ayetin tefsirini okumak için tıklayınız
"Şunu iyi biliniz ki iyilik, yönünüzü doğuya veya batıya çevirmekten ibaret değildir. Asıl iyilik kişinin Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanmasıdır." 8 el-Bakara 2/177.
Ayetin tefsirini okumak için tıklayınız
🔶 Meleklere iman etmek, iman halkasında o denli önemsenmiştir ki bir ayette Allah'a iman etmeden hemen sonra meleklere iman zikredilmiştir:
"Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrâil'e ve Mîkâil'e düşman olan kimse iyi bilsin ki Allah da inkâr edenlerin düşmanıdır." el-Bakara 2/98
Ayetin tefsirini okumak için tıklayınız
MELEKLERİN ÖZELLİKLERİ
🔶 Melekler var oldukları halde insanlar tarafından görülemez. Onların mevcudiyetini Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı Kerim'de haber vermiş, Peygamber Efendimiz de melekleri hem görmüş hem de kendileri hakkında bilgi vermiştir.
🔶 Kur'an-ı Kerim'de meleklerin özellikleriyle ilgili ayetler yer almaktadır. Meleklerin özellikleri şu başlıklar altında toplanabilir.
1.Günah işlememeleri
🔶 Melekler yaptıkları bütün eylemleri Allah'ın istekleri doğrultusunda gerçekleştirirler. Cenab-ı Hakk tarafından kendilerini kötülüğü sevk edecek şehvet ve gazap gibi duygular verilmemiştir. Bu yönleriyle insanlardan ve cinlerden ayrılmaktadırlar.
"Göklerde ve yerde bulunan canlıların ve meleklerin hepsi Allah'a secde ederler, onlar asla büyüklük taslamazlar. Üzerlerinde hâkim olan rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyleri yaparlar." en-Nahl 16/49-50.
Ayetin tefsirini okumak için tıklayınız
"Rahmân çocuk edindi, dediler. Hâşâ, O bundan münezzeh ve yücedir. Bilakis (Rahmân'ın çocukları sanılan melekler, O'nun) değerli kullar(ı)dır. Onlar, Allah'tan önce söz söylemez ve hep O'nun emriyle iş görürler." el-Enbiyâ 21/26-27
Ayetin tefsirini okumak için tıklayınız
🔶 Melekler yalnızca hayırlı ve güzel işler işlemeye yönlendirilmiştir. Allah'a kul olan bu varlıklar akıl yoksunluğu içinde de değildirler. Nitekim Cenab-ı Hakk yeryüzünde bir halife yaratacağını söylediğinde yaratıcılarına şöyle bir karşılık vermişlerdir:
Hani rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. Onlar, "Biz seni övgü ile tesbih ederken ve senin kutsallığını dile getirip dururken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?" dediler. Allah "Şüphe yok ki, ben sizin bilmediklerinizi bilirim" buyurdu.
2. Sürekli Allah'a ibadet etmeleri
🔶 Kur'an-ı Kerim'de meleklerin özelliklerinden biri olarak da sürekli Allah'ı tesbih ettikleri ve itaatle meşgul oldukları ifade edilmiştir:
"Onun katındakiler O‟na ibâdet etmekten büyüklenmezler ve yorulmazlar. Gece ve gündüz usanmadan O‟nu tesbih ederler." Enbiyâ, 21/19,20.
3.Meleklerde cinsiyetin bulunmaması
🔶 Meleklerde erillik ve dişilik durumu yoktur. Kur'an-ı Kerim'de ve hadislerde onların erkek veya dişi olduklarına dair herhangi hüküm ortaya konmamıştır.
🔶 Kur'ân-ı Kerim'de meleklere dişilik isnat edilmesi reddedilerek şöyle buyrulmuştur:
"Müşrikler, Rahmân'ın kulları olan meleklerin dişi olduğunu iddia ediyor. Yoksa onlar meleklerin yaratılışına şahit mi oldular? Onların bu iddiası kaydedilecek ve kendileri bundan dolayı sorguya çekilecektir." ez-Zuhruf 43/19
"Âhirete inanmayan o müşrikler dişi zannettikleri meleklere dişil isimler takarlar. Halbuki onların bu konuda hiçbir bilgisi yoktur. Onlar sadece zanna kapılıyorlar. Oysaki zan hakikat karşısında hiçbir değer taşımaz." en-Necm 53/27-28.
4.Meleklerin yiyip içmekten uzak olmaları
🔶 Melekler her türlü yiyip içme gibi davranışlardan uzaktırlar. Fakat meleklerin birtakım görevleri yüzünden cüsseli oldukları da bildirilmiştir. Meleklerde yiyip içmenin olmadığı Hz. İbrahim kıssası üzerinden verilmiştir.
"İbrâhim'in değerli konuklarıyla ilgili kıssa sana ulaştı mı?"
Onun yanına girdiklerinde "selâm" demişler, o da "selâm" demiş; (içinden) "Hiç de tanıdık kimseler değil" diye geçirmişti.
Belli etmeden hemen ailesinin yanına gitti ve (kızartılmış) besili bir buzağı getirdi.
Onu önlerine koydu ve "Buyurmaz mısınız?" dedi.
Durumlarından dolayı biraz kaygılandı. "Korkma" dediler ve ona derin bilgi sahibi olacak bir oğul müjdesi verdiler.
Karısı heyecanla bağırarak alnına vurdu; "Benim gibi yaşlı ve kısır bir kadın ha!" dedi.
"Rabbin böyle buyurdu" dediler; "Kuşkusuz hikmeti sonsuz, ilmi sınırsız olan yalnız O'dur."
İbrâhim, "Peki ey elçiler! Sizin asıl göreviniz nedir?" dedi.
"Biz" dediler, "Günaha batmış bir topluluğa gönderildik;
Haddi aşanlar için rabbinin nezdinde işaretlenmiş balçıktan taşları üzerlerine yağdırmak üzere."
Derken, orada bulunan müminleri çıkardık." Zâriyât Suresi - 24-35. ayetler
🔶 Diyanet'in tefsirine göre bu ayetlerde Hz. İbrâhim'e insan kılığında meleklerin gelmesi, kendisi ve hanımı çok yaşlı oldukları halde, onlara bir oğul müjdelemeleri, ardından da Hz. Lût'un kavmini cezalandırmak üzere gönderildiklerini açıklamaları olayı; yine bu sûrelerde ve A'râf sûresinde Lût kavminin acı âkıbeti anlatılmıştır.
🔶Misafirlerin melek oluşu ve kelimenin kök anlamları dikkate alınarak 24. âyette geçen mükremîn kelimesi "değerli" diye çevrilmiştir. Bu kelimenin "ikram edilenler" anlamını esas alan müfessirler bununla, bizzat Hz. İbrâhim ve eşinin misafirlere ikramda bulunup hizmet ettiklerine işaret edildiğini belirtirler (Taberî, XXVI, 207);
🔶 Meleklerin sayıları hakkında ne Kur'an'da ne de sünette herhangi bir bilgi verilmiştir. Melekler yerde, göklerde, çevremizde ve Allah'ın yarattığı her yerde bulunabilir.
MELEKLERİN GÖREVLERİ
🔶 Meleklerin özelliklerinde olduğu gibi görevleri de Kur'an-ı Kerim'de bildirilmiştir.
🔶 Melekler Allah'a secde etme, O'nu yüceltme, peygambere salat ve selam getirmekle görevlendirilmişlerdir.
🔶 Gerek bu dünyada gerekse âhiret hayatında Allah'ın görev verdiği melekler vardır. Bazı melekler sırf Allah'a ibadet ederken, bir kısmı da kâinatın işleyişiyle görevlendirilmiştir. Kimi insanlara iyiliği telkin etmek, kimi kötülüklerden korumakla görevli iken, kimi de zor ve sıkıntılı zamanlarında müminlerin yardımına koşma vazifesini üstlenmiştir.
DÖRT BÜYÜK MELEK
CEBRAİL
🔶 Cebrail, Efendimiz'e Kur'an-ı Kerim'i getiren elçi meleğin ismidir. İlahi vahiyleri Peygamberimize iletmek Cebrail'in en önemli görevidir.
"Kur'an, âlemlerin rabbi olan Allah tarafından indirilmiş bir kelâmdır. (Ey peygamber!) Halkı uyarasın diye onu senin kalbine Rûhulemin (Cebrâil) açık seçik bir Arapça ile indirmiştir" eş-Şuarâ 26/192-195.
🔶 Efendimiz'in Cebrail'i asli surette görmesi ayette şu şekilde geçmektedir:
"Andolsun o, Cebrâil'i apaçık ufukta gördü" et-Tekvîr 81/23
Ayetin tefsirini okumak için tıklayınız
"Andolsun ki o, Cebrâil'i bir başka inişte daha (aslî suretiyle) görmüştü" en-Necm 53/13.
Ayetin tefsirini okumak için tıklayınız
MİKAİL
🔶 Kur'an-ı Kerim'de zikredilen büyük meleklerdendir. Allah katında değerli bir melektir. Cebrail'in yanında Kur'an-ı Kerim'de ismi şu şekilde zikredilir.
"De ki: Cebrâil'e düşman olan kişi şunu iyi bilsin ki Allah'ın izniyle Kur'an'ı senin kalbine bir hidayet rehberi, önce gelen kitapları doğrulayıcı ve müminler için müjdeci olarak o indirmiştir. Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrâil'e ve Mîkâil'e düşman olan kimse şunu bilsin ki Allah da inkârcı kâfirlerin düşmanıdır." el-Bakara 2/97-98.
🔶 Ayette ismi geçmesine rağmen Mikail'in görevine yer verilmemiştir.
İSRAFİL
🔶 İsrafil (a.s) dünya hayatının sonu ahiret hayatının başlangıcını haber verecek olan "sure üfleme" eylemini gerçekleştirecek melektir. Kur'an-ı Kerim'de bu bildirilmemiştir. İsrafil'in sura üflemekle görevlendirildiği hadislerden öğrenilmektedir.
🔶 Ebû Saîd el-Hudrî‟nin (r.a.) naklettiği bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Sûr sahibi Sûr‟u ağzına almış, elini kulağına koymuş ne zaman emredileceğini bekleyip dururken nasıl rahat bir hayat sürebilirim..."
🔶 Bu hadiste Hz. Peygamber İsrâfîl (a.s.)‟den Sûr Sâhibi olarak bahsetmektedir. (et-Tirmîzî, Sünen, Kıyâme, 8; Tefsîr-i Sûre, 39; Ahmed b. Hanbel, Müsned)
AZRAİL
🔶 Kur‟ân-ı Kerim ve hadislerde Azrâîl lafzı yerine "Melekü‟l-Mevt" tabiri kullanılmıştır.
"De ki: "Sizin için görevlendirilmiş bulunan ölüm meleği canınızı alacak, sonra rabbinize döndürüleceksiniz." Secde, 32/11.
🔶 Bu ayetten anlaşıldığı üzere insanların canını almak için başka melekler de görevlidir.
"O, kullarının üzerinde mutlak otorite sahibidir. Üzerinize de koruyucu melekler gönderir. Sizden birinin ölüm vakti geldiğinde görevli meleklerimiz onun canını alır. Onlar görevlerinde asla kusur etmezler" el-En'âm 6/61
Ayetin tefsirini okumak için tıklayınız
🔶 Gerek Kur'an-ı Kerim'de gerekse sünnetlerde Azrail hakkında ayrıntılı açıklamalara yer yoktur. Azrailin mahiyeti hakkındaki bilgiler genellikle israiliyat ve halk kültüründe yer alan kaynaklardan öteye geçmemektedir.
MELEKLERE İMAN İLE İLGİLİ HADİSLER
🔶 Ebû Hüreyre'den (r.a.) naklediliyor:
Bir gün Resûlullah insanların arasında oturuyordu. Yanına bir adam geldi ve "Ey Allah'ın Resûlü, iman nedir?" diye sordu. Resûlullah şöyle buyurdu: "Allah'a, meleklerine, kitabına, O'na kavuşmaya ve peygamberlerine iman etmendir. (Aynı şekilde) öldükten sonra son dirilişe iman etmendir..." (Soran kişi yanından ayrıldıktan sonra) Resûlullah buyurdu ki, "Bu (gelen) Cibrîl'dir, insanlara dinlerini öğretmek için geldi." (Müslim, Îmân, 5)
🔶 Hz. Âişe'nin (r.a.) rivayet ettiğine göre, Allah Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Melekler nurdan, cinler alevli ateşten, Âdem ise size (Kur'an'da) tarif edildiği üzere (balçıktan) yaratılmıştır." (Müslim, Zühd, 60)
🔶 Ebû Hüreyre (r.a.) veya Ebû Saîd el-Hudrî'den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"İnsanların amellerini kayıt altına alan meleklerden başka bir de Allah'ın yeryüzünde dolaşan melekleri vardır. Bunlar Allah'ı zikreden topluluklara rastladıklarında, 'Aradığınız işte burada, haydi gelin!' diye birbirlerine seslenirler. Hemen oraya gelerek dünya semasına kadar onları çepeçevre kuşatırlar. Allah, o meleklere sorar: 'Kullarımı bıraktığınızda onlar ne yapıyorlardı?' Onlar da 'Biz onları bıraktığımızda sana hamdediyor, seni tazim ediyor ve seni anıyorlardı.' diye cevap verirler."... (Tirmizî, Deavât, 129)
🔶 Hz. Ali (r.a.), Resûlullah'tan (s.a.v.) şu sözleri duyduğunu haber vermiştir:
"Hasta olan Müslüman kardeşini ziyarete giden kimse, onun yanında oturuncaya kadar (âdeta) cennet meyveleri içinde yürümüş olur. Oturduğu zaman onu rahmet kaplar. Eğer ziyareti sabahleyin olursa akşama kadar yetmiş bin melek onun için dua ve istiğfar eder. Ziyareti akşam olursa sabaha kadar yetmiş bin melek onun için dua ve istiğfar eder." (İbn Mâce, Cenâiz, 2)