Ümmetin bilgesi: Abdullah bin Abbas (RA)
Daha küçücük bir bebekken Peygamberimiz'in (SAV) duasına mazhar oldu, Abdullah bin Abbas (RA). Küçük yaşlarından itibaren Hz. Meymûne'nin (RANHA) yeğeni olması hasebiyle Peygamberimiz'in (SAV) davranışlarını ve yaptığı ibadetleri yakından gözlemleme imkanına erişti. İlim öğrenmeye ve öğretmeye güçlü isteği sayesinde daha küçük yaşlarda Kur'an'ı, sünneti ve fıkhi konuları en iyi bilen sahabilerden biri oldu.
🔶 Müşriklerin Mekke'de İslam'ın yayılmasını engelleme çabalarından biri olarak Müslümanlara boykot uyguladıkları yıllardı. Peygamber'i (SAV) himaye eden Haşimoğullarına karşı insafsızca bir sindirime politikası yürütülüyordu. Müslümanlar hiç o kadar zor durumda kalmamışlardı. Kendileriyle her türlü ticari ve sosyal ilişki kesilmiş, açlığa mahkum bırakılmışlardı.
🔶 Bütün bu baskı ve zorluklara rağmen o günlerde Abdülmuttalib'in oğlu Abbas'ın (RA) evinde buruk da olsa bir sevinç vardı. Sabırla beklenen minik misafir dünyaya gözlerini açmıştı, nihayet. Allah'ın (CC) en sevdiği isimlerden biri olan Abdullah ismi verildi, bebeğe. Allah'a (CC) güzel bir kul olması ümidiyle babası onu Rasulullah'a (SAV) götürdü, hemen. Allah Resulü (SAV) minik Abdullah'ın (RA) başını okşayarak dua etti. Amcası Abbas'ın (RA) sevincine sevinç kattı.
🔶 Mekke'deki sıkıntılı yılların ardından hicretle birlikte Müslümanlar Medine'de Peygamber'in (SAV) yanı başında daha bir huzurlu hayata kavuştular. Ashab, Allah'ın elçisinin (SAV) yanında geçirdikleri her anı değerli addediyordu. Bir gün yaşlısı, genci hep birlikte toplandıkları bir mecliste Resulullah'a (SAV) içecek ikram edilmiş, Resulullah (SAV) kendisi içtikten sonra, kalanını ashabıyla paylaşmak istemişti. Hz. Peygamber (SAV) ikrama sağ taraftan başlamak niyetindeydi. Sağında bir çocuk oturuyordu. Yaşlılar ise sol tarafta yerlerini almışlardı.
🔸 Allah Resulü (SAV) "Delikanlı bunu yaşlılara vermeme müsaade eder misin?" diye sordu, çocuğa. Hiç tereddüt etmeden cevap verdi, çocuk: "Senden gelen hakkımı hiç kimseyle paylaşmam, ya Resulullah (SAV). Verdiği akıllıca cevapla bakışları üzerine toplayan o çocuk, henüz bebekken Hz. Peygamber'in (SAV) duasına mazhar olan Abdullah bin Abbas'dı (RA).
🔶 Peygamberimiz'e (SAV) gönülden bağlı bir çocuk olan Abdullah bin Abbas (RA), aynı zamanda müminlerin annelerinden Hz. Meymûne'nin (RANHA) yeğeniydi. Bu durum Abdullah (RA) için Allah Resulü (SAV) hal ve hareketlerine, ibadet hayatına yakından şahit olmak için bulunmaz bir fırsat demekti.
🔶 Nitekim Abdullah (RA) bu fırsatı değerlendirmek maksadıyla zaman zaman teyzesinin evine misafir olurdu, geceleri orada kalırdı. O (SAV), abdest alırken suyu dikkatli kullanılması gerektiğini, cemaatle namaz kılma adabını, gece namazının kılınışını ve Resulullah'ın (SAV) namazlardan sonra yaptığı bazı duaları bu vesileyle öğrenmişti.
🔶 Zeki bir çocuk olan Abdullah bin Abbas'ın (RA) iyi yetişmesini isteyen Hz. Peygamber (SAV) Yüce Allah'a (CC) ona Kur'an'ı öğretmesi ve onu dinde fakih kılması için dua etmişti.
🔶 Duanın yanı sıra fiilen gayret göstermeyi de ihmal etmemişti. Allah Resulü (SAV) Hz. Meymûne'nin evinde kaldığı geceler, Abdullah'ın (RA) namazını kılıp kılmadığını sorarak namaz alışkanlığı kazanmasına yardımcı oluyordu. Bir defasında ise bineğinde arkada oturan Abdullah bin Abbas'a (RA) şöyle nasihatte bulunmuştu:
"Delikanlı sana bazı şeyler öğreteceğim. Allah'ı (CC) gözet ki Allah (CC) da seni gözetsin. Allah'ı (CC) gözet ki Allah'ı (CC) daima yanında bulasın! Bir şey istediğinde Allah'dan (CC) işte. Yardıma muhtaç olduğunda Allah'dan (CC) yardım dile. Şunu bil ki bütün insanlar sana fayda vermek için toplansalar, Allah'ın (CC) takdiri dışında sana fayda veremezler ve yine bütün insanlar sana zarar vermek için toplansa Allah'ın (CC) takdiri dışında sana hiçbir şey de zarar veremezler. Bu konuda kalemler kaldırılmış, karar verilmiş, sayfalar kurumuş, hüküm kesinleşmiştir."
🔶 Resulullah (SAV), vefat ettiği zaman yaklaşık 13 yaşında olmasına rağmen zekası ve ilmi yeteneği ile göz dolduran örnek bir gençti, İbn-i Abbas (RA). İlim öğrenme ve öğretmeye olan iştiyakı sayesinde Kur'an'ı, Resulullah'ın (SAV) sünnetini ve fıkhî meseleleri en iyi bilen sahabilerden biri oldu.
❓ İştiyak nedir?
Güçlü istek manasına gelir.
🔶 Hz. Ömer (RA) yaşça kendinden küçük olmasına rağmen onun ilmine çok değer verirdi. Bir gün sahabenin büyükleri ile bazı meseleleri sormak üzere İbn-i Abbas'a gitti. İçlerinden Abdurrahman bin Avf (RA), Hz. Ömer'e (RA) "Onun kadar çocuklarımız varken ona mı soracağız?" dedi.
🔶 Hz. Ömer (RA) ona bunun sebebini kendisinin de iyi bildiğini söyledikten sonra İbn-i Abbas'a (RA), Nasr Suresi ile ilgili sorusunu sordu ve aldığı cevap üzere "Ben de bu sûre hakkında ancak senin bildiğini biliyorum." diyerek onun ilmine olan güvenini bir kez daha ortaya koydu. Ashab arasında Kur'an'ın tercümanı ve ümmetin bilgesi ünvanlarına layık görülen, ehlibeytin akıllı genci Abdullah bin Abbas (RA), ilmi dirayeti ve yetiştirdiği öğrencilerle İslam tarihinin en seçkin şahsiyetlerinden biri oldu.
❓ Ehlibeyt ne demektir?
Ev halkı anlamına gelen kelime Peygamberimiz'in (SAV) soyundan gelenler kişiler için kullanılır.