Ramazan-ı Şerif 15. günü: 1 ayet 1 hadis 1 dua
On bir ayın sultanı, müminlerin dermanı Ramazan-ı Şerif şifa olarak sürüyor. Ramazan ayında da Müslümanlara yaraşır şekilde hayırda yarışmaya gayret edecek, ibadet ve itaatlerimizle tevbe, istiğfarda önce gidecek ve böylece Hak Teala'nın rızasına erenlerden olma duasında buluşacağız. Sizler için Ramazan-ı Şerif'in her gününe özel 1 ayet-i kerime, 1 hadis-i şerif ve 1 dua hazırladık. İşte, Ramazan ayının 15. günü için hazırladığımız 1 ayet, 1 hadis ve 1 dua...
1 AYET
Bunlar Allah'a ve âhiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten menederler ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar iyi kimselerdendir.
Âl-i İmrân Suresi 114. Ayet
Âl-i İmrân Suresi 114. Ayeti dinlemek ve okumak için tıklayın
Âl-i İmrân Suresi 114. Ayet Tefsiri
◼ İlk âyette geçen "ümmetün kaimetün" tamlaması, "hakkı tanıyan, doğru davranan, dosdoğru olan ve adaleti yerine getiren topluluk" anlamlarına gelmektedir. Burada, Ehl-i kitap'tan olup Allah'ın dini üzere dosdoğru yürüyen kimseler kastedilmiştir (İbn Âşûr, IV, 58). Tefsirlerde bu âyetlerin iniş sebebiyle ilgili olarak bazı farklı rivayetler yer almış olmakla birlikte (Kurtubî, IV, 175; Elmalılı, II, 1160) konunun akışından üslûpta, mânada bütünlük bulunmasından bu âyetlerin öncekilerin devamı olduğu anlaşılmaktadır. Önceki âyetlerde kötü davranışları ve vasıfları sebebiyle Ehl-i kitap kınandıktan sonra burada da hepsinin aynı olmadığına, içlerinde güzel ahlâk ve iyi nitelikler taşıyan kimselerin de bulunduğuna dikkat çekilmiştir. Elmalılı bu âyetlerin 110. âyette geçen "İçlerinde inananlar da var, fakat çoğu yoldan çıkmıştır" meâlindeki cümlenin açıklaması mahiyetinde olduğu kanaatindedir (II, 1160).
Tefsirin tamamını okumak için tıklayın
1 HADİS-İ ŞERİF
Ömer b. el-Hattâb'ın (RA) naklettiğine göre, Resulullah (SAV) şöyle buyurdu:
"Eğer siz Allah'a gereği gibi tevekkül etmiş olsaydınız, tıpkı sabahleyin kursakları boş olarak çıkıp (akşam) dolu olarak dönen kuşların rızıklandırıldığı gibi sizler de rızıklandırılırdınız."
(Tirmizî, Zühd 33)
◼ Tevekkül müminlerin en önemli vasıflarından birisidir. Allah'a (C) güvenme manasına gelen bu eylem, kişinin elinden geleni yapmasını da kapsar. Böyle bir eylem hakiki tevekkül olur.
1 DUA
Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi saptırma, bize tarafından bir rahmet bağışla. Hiç kuşku yok, lütfu bol olan yalnız sensin.
Âl-i İmrân Suresi 8. Ayet
Âl-i İmrân Suresi 8. Ayeti dinlemek ve okumak için tıklayın
Âl-i İmrân Suresi 8. Ayet Tefsiri
◼ Önceki âyette Allah tarafından bildirilenlere inanma konusunda mutlak bir teslimiyet tavrı gösteren müminler övüldükten sonra burada onların içtenlikle yakarışlarına değinilmekte ve hidayete erişebilmenin de hidayette kalmanın da Allah'ın lutfuyla olduğuna inanmak gerektiğine işaret edilmektedir. Bazı müfessirlere göre yüce Allah önceki âyette iki zıt tutuma temas ettikten sonra burada hak yol üzere kalabilmek için müminlerin nasıl dua etmeleri gerektiğini öğretmektedir. İmana da küfre de yönelmeye elverişli olan kalbin bunlardan birine yönelişi bunu meydana getiren bir sebep ve iradeye bağlıdır. Ehl-i sünnet'e göre, dünya hayatında bir sınav içinde bulunan kulun cüz'î iradesini hangi yönde kullandığı onun sorumluluğu açısından önem taşımakla beraber, sonuçları yaratan küllî iradenin yüce Allah'a ait olduğu unutulmamalıdır. Şayet bu noktada ilâhî lutuf göz önüne alınmayıp kulun her sonucu kendi iradesiyle meydana getirebileceği kabul edilirse kulluğun ve Allah'a yalvarmanın anlamı kalmaz, her insan hidayeti kendisinin güvence altına alabileceği bir pâye olarak görmeye başlar.