Eğitimi
Devrin önemli medreselerinde ilim tahsil ettikten sonra, Kırgız kabileleri arasında dolaşarak hocalık ve imamlık yaptı. O günkü şartlar içinde kendisini en iyi şekilde yetiştirmek için çaba sarf eden Abdürreşid, Kazan'dan İstanbul'a kadar çeşitli medreselerde eğitim aldı.
İstanbul'a gelişi
1880 yılında Abdürreşid İbrahim, gizlice bir gemiye binip İstanbul'a geldi. Fatih medresesinde eğitimine devam etti. Ahmet Mithat, Muallim Naci, Cemaleddin Efgani gibi önemli yazar ve fikir adamlarıyla görüştü.
Burada iki ay kadar kaldıktan sonra hacca gitti. Hacdan sonra Medine'ye yerleşerek burada ilim tahsil etti. Çeşitli âlimlerden ders alan Abdürreşid, beş yılın sonunda kıraat, fıkıh ve hadis ilimlerinden icazet aldı. Medine'ye talebe götürmek üzere İstanbul üzerinden ikinci defa hacca gitti. Öğrencileri Medine'ye yerleştirdikten sonra yine İstanbul üzerinden Tara'ya geri döndü.
Kadılık görevi
Orenburg'da kadı olan Abdürreşid İbrahim, buradaki Orenburg Ruhani Meclisi'nin başkanlığını da yaptı. Fakat çalışmalarından rahatsız olan Rus hükumetinin uyguladığı baskı nedeniyle görevinden istifa etmek zorunda kaldı.
Rusya'da daha fazla kalamayacağını anlayınca İstanbul'a geldi. Burada yayınladığı "Çulpan Yıldızı" adlı eseriyle, Rusya'daki Müslümanlara yapılan baskı ve haksızlıkları dile getirdi. Rusya'daki Müslümanların Hristiyanlaştırılmak istendiğini söyleyerek, Rus hükumetine karşı halkı mücadeleye çağırdı.
Vefatı
Türkçe, Arapça, Farsçadan başka Rusça ve Japonca bilen, kırk yaşından sonra Fransızca ve Latince öğrenen Abdürreşid İbrahim, bir kıtadan öbürüne İslam'ı tebliğ etmek için durmadan çalıştı.
Bu sayede bir milletin İslam ile tanışmasını sağlayan Abdürreşid, 17 Ağustos 1944 günü Tokyo'da vefat etti. Onun ölümü Japon radyosu ile ilân edildi. Cenazeye katılmak isteyenlerin çokluğu nedeniyle dört gün beklendikten sonra büyük bir törenle Tamareien mezarlığına defnedildi.
Gezdiği yerler
1897 Nisan ayında İstanbul'dan başlayarak üç yıl süren bir seyahate çıktı. Mısır, Hicaz, Filistin, İtalya, Avusturya, Fransa, Bulgaristan, Sırbistan, Batı Rusya üzerinden Doğu Türkistan'a, oradan da Sibirya üzerinden Tara'ya döndü. Tara'da bir süre kaldıktan sonra Japonya'ya gitti.
Japonya'nın onun için önemi
Yaşantılarını Müslümanlara yakın gördüğü Japon halkına İslam'ı anlatmak için çeşitli faaliyetlerde bulunsa da Rus hükumetinin baskıları nedeniyle buradan ayrılmak zorunda kaldı.
Sultan II. Abdülhamid'e mektup yazan Abdürreşid İbrahim, Japonya'ya Müslüman bir heyet gönderilmesi talebini içeren bir mektup yazdı. Abdürreşid İbrahim, Sultan II. Abdülhamid'e gönderdiği mektupta şunları yazdı: "Her ne kadar bizim Müslümanlar arasında, 'Japonya'da İslamiyet' adı altında rüya âleminin levhalarında anlatılan havadis pek çok duyulmuşsa da, asıl ve esası olmadığı tahakkuk etmiştir. Fakat bundan sonra İslamiyet'in Japonya'da intişar edeceği şüphesizdir. Zira Japon milleti, yaratılış bakımından İslamiyet'e yakın bir millettir. İslami kaidelerden olan pek çok güzel ahlak, Japonlarda fıtraten mevcuttur. Temizlik, hayâ, sadakat, emniyet, hususan cömertlikle şecaat, Japonlarda adeta bir huy olmuştur."
Eserleri
Livaü'l-hamd
Çoban Yıldızı
Bin Üç Yüz Senelik Nazra
Vicdan Muhakemesi ve İnsaf Terazisi
Aftonomiya yâ ki İdare-i Muhtâriyye
İlmihâl-i Tıbbi Hem Din Hikmetleri
Devr-i Alem
Kazak Ehvali
Tercüme-i Halim ya ki Başıma Gelenler
Âlem-i İslam ve Japonya'da İntişar-ı İslamiyet
Asya Tehlike
Tarihin Unutulmuş Sahifeleri