Abdullatif El-Bağdadi
Abdullatif el-Bağdadi
- Doğum Tarihi 1162
- Doğum Yeri Irak
- Ölüm Tarihi 9 Kasım 1231
- Ölüm Yeri Irak
Seyahatleri
Ömrünün son on yılında doğu ve güneydoğu Anadolu'da seyahatler yaptı. 1220-1229 yılları arasındaki bu seyahatlerde; Erzurum, Erzincan, Kemah, Malatya, Divriği ve Besni gibi Anadolu'nun o dönemdeki önemli merkezlerine gitti. Mengücükoğulları'ndan Alâeddin Dâvûd b. Behrâm tarafından himaye edilen Abdullatif el-Bağdadi, daha sonra Halep'e gitmek için yola çıktı. Halep'te kaldığı üç yıl içinde tıp olmak üzere pek çok alanda ders verip eser yazdı.
Vefatı
Abdullatif el-Bağdadi, Kur'an-ı Kerîm'i ezberledikten sonra başta hadis ve fıkıh olmak üzere, dil ve edebiyat alanlarında temel sayılan metinleri okuyarak icazet aldı.Daha sonra ilmi tecrübelerini geliştirmek ve görgüsünü arttırmak için o devrin belli başlı ilim ve kültür merkezlerini dolaştı. Genç yaşta uzun seyahatler yaparak, bilim adamlarıyla görüşerek münazaralara katıldı.
Tekrar Bağdat'a gelerek burada vefat etti.
Çalışmaları
Abdullatif el-Bağdadi, dünyada Çin ve Grek hekimlerinin bildiği şeker hastalığının karaciğerle ilgisi olduğunu ilk defa tespit eden tabiptir. Bu hastalığın belirtilerini arasında çok idrara çıkmak, çok aşırı susamak, bu da çok su içmek ve ardından da idrara çıkmak, içilen suyun vücuda bir fayda sağlamadan çok hızlı bir şekilde böbrekten geçmesi ve dışarı atılması, ardından vücutta bir kuruluğun görülmesinin yer aldığını belirtir. Batı'da bu hastalık tam olarak 19. yüzyılda tanınsa da bundan asırlar önce önemli İslam hekim Bağdadi hastalığın bugün bilindiği teşhisleri ortaya koydu. Çok sayıda eser kaleme alsa da bunların çoğu Moğol istilası sırasında kayboldu ve sadece isimleri kaldı.
Okuma alışkanlığı
Abdullatif el-Bağdadi, gününün neredeyse tamamını okumaya ayırıyordu. İbn Nâilî adlı bir âlimden aklî ve felsefî ilimleri tahsil ettikten sonra bir süre İbn Sina, Behmenyâr ve Gazali'nin eserlerini okudu. El-Mutenebbî'nin divanının yanı sıra birçok şiir kitabı ve divanı ezberledi. Özellikle İbn Sina'nın eş-Şifa adlı eserini neredeyse ezberleyecek kadar tekrar tekrar okuduğunu belirtir.