Ailesi
Babası 14. Osmanlı padişahı I. Ahmed, annesi Mahpeyker (Kösem) Sultan'dır.
Kişiliği
Sert bir mizaca sahip olduğu belirtilen 4. Murad, annesi Kösem Sultan'ın yanlış bilgilendirmesi sonrası alim bir zat olan Şeyhülislam Ahizade Hüseyin Efendi'yi önce Kıbrıs'a sürgüne gönderir. 4. Murad, iradesi ve hafızası kuvvetli, gözü hiçbir şeyden yılmayan biri olarak bilinirdi. 4. Murad, kaynaklara göre uzun boylu, geniş omuzlu, heybetli bir kişi olarak tanınıyor. Çok kuvvetli olduğu, devrin meşhur pehlivanlarıyla güreştiği ifade edilen 4. Murad'ın 200 okkalık gürz kullandığı, kılıç, ok, harbe ve benzeri silahları kullanmakta mahir olduğu belirtiliyor.
Ölümü
Revan seferinde başlayan gut hastalığı gittikçe ilerleyen Padişah 4. Murad, Bağdat seferi dönüşü şiddetli baş ağrısı ve titremeyle yatağa düştü. Bunu önce sıtmaya bağlayan hekimler, 4. Murad'a ardından felç teşhisi koydu. 8 Şubat 1640 Perşembe günü vefat eden 4. Murad'ın cenazesi, Sultan Ahmed Camisi yanındaki babası I. Ahmed'in türbesine defnedildi.
Kösem Sultan etkisi
Amcası 1. Mustafa'nın, akli dengesi yerinde olmadığı için tahttan indirilmesine karar verildi. Ardından 4. Murad, Kösem Sultan'ın da etkisiyle 10 Eylül 1623'te tahta çıkarıldı. 4. Murad'ın saltanatının ilk yıllarında idare, daha çok annesinin etkisi altındaki devlet adamlarının elinde kaldı. 1632'ye kadar devam eden bu 9 yıllık süre boyunca, devrin olaylarında herhangi bir tesiri olmayan 4. Murad döneminde, İstanbul'daki otorite boşluğu nedeniyle taşradaki idareciler, kendi başlarına hareket ederek birçok ayaklanma çıkardı. Gürcistan'da olaylar çıktı. Bağdat, Safevilerin eline geçti.
Saltanatını Ele Alması
Yönetimi tam anlamıyla Mayıs 1632'den itibaren ele alan 4. Murad, 20 yaşına geldikten sonra idareyi eline alarak önce İstanbul'da devlet idaresi, sipahi ve yeniçerilerden kendisine sorun çıkaranları ortadan kaldırdı. Daha sonra saltanatı boyunca mutlak kontrol, yasaklar ve düzen içinde sürdürdü.
Edebi Kişiliği
Arapça ve Farsça bilen 4. Murad, yüksek bir edebi kabiliyeti olmasa da Muradi mahlasıyla şiirler yazdı, beste yapacak düzeyde musikiyle ilgilendi. Mehter mûsikisinin bilinen bestekârları arasında sayılan IV. Murad sözlü eserlerle saz eserleri de bestelemiştir. IV. Murad'ın sanat anlayışı da kişiliği ile paraleldir. Hüzün ve cesaretin öne çıktığı şiirler kaleme alan Sultan, adeta kimseye yansıtamadığı yüzünü, sanat çerçevesinde ortaya döker.
Yasakları
Tütün ve kahveyi yasakladı. Yasağın sebebinin 1630'ların başındaki büyük İstanbul yangını olduğu bilinir. Tütün içenlerin öldürülmelerine dair fetva çıkarılır. Tütün içenlerden orduya mensup kişiler tespit edilince gerekli ceza verilirdi. IV. Murad dönemindeki bir diğer yasak ise yatsıdan sonra fenersiz dışarı çıkma yasağı idi. Kıyafet değiştirerek yatsıdan sonra sokakları gezen IV. Murad, fenersiz gezenlerle karşılaşınca ceza olarak ölüm emri verilirdi.
Revan Seferi
IV. Murad, 1632'den itibaren yönetimi artık gerçek anlamıyla ele alır. 8 Ağustos 1635'te kuşattığı Revan Kalesi ve şehrini ele geçirir. 8 Mayıs 1638'de Bağdat'a varan ve 24 Aralık 1638 Cuma günü şehri teslim alır. Bağdat'ın fethinden sonra İmam-ı Azam ve Abdülkadir Geylani türbelerini tamir ettirir. İran savaşlarına son veren ve sonraki asırlarda da esas alınan Kasr-ı Şirin Antlaşması da, Bağdat Fatihi olarak bilinen 4. Murad döneminde, 17 Mayıs 1639'da imzalandı.