Hasan Rıza
Resme olan ilgisi
Kendisi gibi sanatçı olan arkadaşı Sami Yetik'e resme olan ilgisini şöyle anlattı:
"Resme pek küçük iken başladım. Bu başlayış her çocukta görülen resim hevesi gibi, hissettiğim ve gördüğüm şeyleri tasvir edecek müşevveş şekiller tersiminden başka, ele geçirdiğim kömür parçalarıyla evimin duvarlarına kalyonlar çizecek derecede coşkunca bir başlayıştır. Rüşdiye sınıflarına geçinceye kadar sürüp giden bu resim yaramazlığı Rüşdiyede muallimin tavsiye ve irşadiyle metodik bir halde devama başladı. Askerî idadîye sınıflarında en ziyade kendimi verdiğim yegâne ders hemen hemen resim dersi idi diyebilirim. Hocamın teveccühü şevkimi, gayretimi arttırmış bütün mektep arkadaşlarım arasında 'Ressam Hasan Rıza Üsküdar' diye tanınmıştım."
Rus Harbi
Hasan Rıza, idadiden Harbiye Mektebi'ne geçtiği yıllarda memlekette Rus Harbi çıktı. O da birçok arkadaşı gibi talebe iken gönüllü olarak savaşa katıldı. Burada sol kaşından yaralandı.
Alayda savaş muhabirliği yapan İtalyan bir ressamın koruması olarak görevlendirildi. Bu ressamdan oldukça etkilenen Hasan Rıza, onun çalışmalarını yakından izledi.
Aldığı görevler
İlerlemiş yaşına rağmen savaşın her anına tanıklık eden İtalyan ressam, ateş hattına dahi sokularak siperleri, harp meydanlarının durumunu not ediyor, savaş olmadığı zamanlarda ise kroki çiziyordu.
Çizimleri
İtalyan ressamın çalışmalarını titizlikle izleyen Hasan Rıza, bir gün onun portresini çizdi ve kendisine gösterdi.
Ressam, henüz on yedi yaşındaki bu gencin yeteneği karşısında şaşırsa da Hasan Rıza'yı takdir etti. Böylelikle seneler boyu sürecek dostluğun temeli atıldı.
Fetih tablosu
Fatih, oldukça güçlü ve ciddi bir şekilde resmedilirken arkasında oldukça kalabalık kılıçlı askerler ve ulemalar olduğu görülür.
Hasan Rıza, bu tabloda kendisini Fatih'in yanında zırhlı bir elbise içerisindeki yeniçeri askeri olarak resmeder.
Her unsurun tek tek en ince ayrıntısına kadar işlendiği tabloda gemilerin Haliç'e indirilmek üzere yürütüldüğü görülür. Baltaoğlu Süleyman Bey ve maiyeti ise el pençe divan durur.
Fatih Sultan Mehmet'in 29 Mayıs 1453'de fethi müteakip beyaz at üzerinde İstanbul'a girişi gösterilir.
Şehadeti
Ressam Hasan Rıza, Balkan Savaşı sırasında Edirne Hastanesi'nin müdürlüğünü üstlendi. Bulgar ordusunun şehre girmesi üzerine Karaağaç'taki resim atölyesindeki eserlerini kurtarmak için yola çıktı. Fakat çalışmalarını kurtaramadan şehit oldu.
Ölümüyle ilgili çeşitli rivayetler bulunur. Bir Ermeni kadının tanıklığına göre Hasan Rıza, atölyesinin yağmalanmasına engel olamaz. Beş Bulgar askeri tarafından tren istasyonu yakınlarında bulunan bir değirmenin arkasındaki tarlaya götürülür ve burada şehit edilir.