Eğitimi
Annesi tarafından evde eğitilen Agatha, yalnız bir çocukluk geçirdi. Zamanının çoğunu hayali arkadaşlarla geçiren Agatha’nın sıra dışı çocukluğu, ona olağanüstü bir hayal gücü yarattı. Küçük yaşta öyküler yazmaya başladı. 16 yaşında, şan öğrenimi görmek üzere Paris'e gittiyse de kısa sürede bundan vazgeçti.
Vefatı
1971 yılında İngiltere'nin en yüksek onur unvanı olan "Britanya İmparatorluğu Kadın Komutanı" nişanını alan Agatha Christie, 12 Ocak 1976'da hayata gözlerini kapadı.
İlk hikâyesini yazması
Agatha Christie’nin kaleme aldığı bir şiiri henüz on bir yaşındayken Londra gazetesinde basıldı. Ancak yazar olmaya niyeti olmadığını söylerdi. Günün birinde hasta yatarken annesi, ona anlatmayı çok sevdiği hikâyelerini yazmasını önerdi. Böylece yazmak ömür boyu tutkusu haline geldi.
Agatha Christie’nin kariyeri, kız kardeşinin ona dedektif hikâyesi yazmak için meydan okumasıyla başladı.
İlk polis romanı
Ciddi anlamda ilk edebi denemeleri, duygusal konuları ele alan öyküler oldu. 1914'te Arvhibald Christie adlı bir doktorla evlendi. I. Dünya Savaşı sırasında kocasının görevi nedeniyle Fransa'ya gitti ve savaşın sonuna kadar da burada kaldılar. Vakit geçirmek için okuduğu dedektif hikayelerinden daha iyisini yazabileceğini düşünerek ilk polis romanı olan Styles'daki Esrarengiz Olay’ı kaleme aldı.
Eserlerindeki karakterler
Christie, bildiği ve gördüğü dünya hakkında, ailesi, arkadaşları, tanıdıkları, askeri beyefendiler, lordlar, hanımlar, kadın oyuncular, dullar ve doktorları hakkında yazılar yazdı. Doğal bir gözlemciydi ve köy politikaları, yerel çekişmeler ve aile kıskançlıkları ile ilgili açıklamaları genellikle acı bir şekilde doğruydu.
Hercule Poirot
The Mysterious Affair at Styles, Agatha Christie'nin ilk Hercule Poirotlu romanıydı. Hercule Poirot, zekâsı, espri yeteneği, keskin gözlemciliği ve Avrupalı inceliği ile seçkinleşen Belçikalı dedektiftir. Cinayetleri "küçük gri hücreler" dediği beynini kullanarak çözmesi ve İngiliz yüksek sınıfının saklı yönlerini ortaya dökmesi ile tanınır.
Agatha Christie'nin arka arkaya yazmaya başladığı polis romanları Poirot tipine uluslararası ün kazandırdı.
Miss Marple
Agatha Christie, Marple adının verdiği bir tip daha yarattı. Sevimli bir yaşlı kız olan amatör dedektif Miss Marple da okurlar tarafından çok beğenildi.
İlham aldığı konular
En gündelik olaylar ve gözlemler yeni bir kitap fikrini tetikleyebilirdi. Meçhul Düşman adıyla Türkçeye çevrilen ikinci romanını, çay dükkânında kulak misafiri olduğu bir konuşmadan ilham alarak yazdı.
Düzinelerce not defterine, bir o kadar not alırdı. Kimi zehirler, uyuşturucular hakkında kimi ise okuduğu dolandırıcılık hakkında olurdu.
Eserlerini kaleme alma tarzı
Christie'nin torunu Mathew Prichard'ın anlattığına göre yazar hikâyelerini önce diktafon adı verilen bir makineye dikte ederdi. Daha sonra bir sekreter, bunu daktiloya geçerdi. En son, Agatha eliyle düzeltmeler yapardı. Diktafonlar icat edilmeden önce, hikâyeleri el yazısıyla yazardı.
Kitap yazımıyla ilgili tüm süreç bittikten sonra akşam yemeğinden sonra ev halkına ve misafirlere kitaptan bir iki bölüm okurdu.
Gizemi çözülemeyen olay
Agatha Christie, 1925'in Aralık ayında bir gün nereye gittiği hakkında tek bir şey söylemeden ortadan kayboldu. Birkaç gün sonra arabası kilometrelerce ötede bir göl kenarında kaza yapmış, bavulları dağılmış bir vaziyette bulundu. "Agatha Christie göle düştü" süsü verilmek istenir gibiydi. Sonra birden ortaya çıkan Christie hiçbir açıklama yapmadı.
Kimilerine göre Agatha Christie geçici hafıza kaybına uğradı kimilerine göre ise kocasının sevgilisini öldürme planları yapmak üzere bilmediği bir yere gitti. Bu sır, hala meçhul.
Pera Palas
Agatha Christie, 1926 ve 1932 yılları arasında birçok kez Pera Palace Hotel'de konakladı. "Doğu Ekspresi'nde Cinayet"i, bu ziyaretlerinden birinde 411 numaralı odasında yazdığı söylenir.
İlkleri
Christie'nin tüm dünyada iki milyardan fazla kitabı satıldı.
Hercule Poirot 1975'te öldüğünde, The Newyok Times'ta yayımlanan tam sayfa ölüm ilanı ile böyle bir muameleye maruz kalan ilk hayali karakter oldu.
Bir değil iki tane dünyaca ünlü hafiye yaratmayı Christie'den başka hiçbir polisiye yazarı başaramadı.