Filibeli Ahmed Hilmi
Filibeli Ahmed Hilmi
- Doğum Tarihi 1865
- Doğum Yeri Filibe
- Ölüm Tarihi 30 Ekim 1914
- Ölüm Yeri İstanbul
Günümüzde Bulgaristan sınırları içinde yer alan Filibe'de 1865 yılında doğan Ahmed Hilmi, babası Şehbender Süleyman Bey ve annesi Şevkiye Hanım'ın çocuğudur. Filibe şehrinde doğduğu için Ahmed Hilmi'ye Filibeli Ahmed Hilmi denir. Babasının görevi Şehbender (konsolos) olduğu için de Şehbenderzade unvanı ile anılır.
Eğitimi
İlk eğitimini Filibe'nin müftüsünden aldıktan sonra ailesiyle birlikte İzmir'e taşınmıştır. Eğitimini Galatasaray Lisesi'nde tamamlamıştır.
Çalışma Hayatı
1890 yılında, Posta ve Telgraf Nezâreti'nde çalışmaya başladıktan sonra, Beyrut'a görevli olarak gönderildi. Beyrut'ta bulunduğu süre içinde Jön Türkler ile temas kurdu ve onların rehberliğiyle Mısır'a kaçtı. Mısır'da, Jön Türkler tarafından kurulan Terakkî-i Osmânî Cemiyeti'ne katıldı.
Vefatı
30 Ekim 1914’te âniden vefat eden Filibeli Ahmed'in cenazesi Fâtih Camii hazîresinde defnedildi. Bu ani ölüm zehirlenmeye bağlandıysa da masonlarla ilgili yayınları dolayısıyla bir suikaste kurban gittiği de iddia edilir.
Vahdetivücud
Eserlerinde sürekli olarak Batı taklitçiliğine karşı çıkar ve özellikle Tanzimat dönemiyle başlayan modernleşme hareketinin geleneksel Osmanlı-İslâm kültür ve kurumlarıyla nasıl uyumlu hale getirilebileceği üzerinde durur. Maddeciliği reddeder ve İslâm felsefesi ile Batı felsefesi arasında zaman zaman uzlaşma yolları arar. Ayrıca tasavvufa ve özellikle vahdet-i vücûd anlayışına büyük önem verir ve Kuzey Afrika'daki tasavvuf kültürünün Osmanlı dünyasında tanınmasına yönelik çaba sarf eder. Dinde inanç esaslarına ek olarak, yazılarında sık sık dinî duygulara vurgu yapar ve bu sayede itikadî düşünceye yeni bir boyut kazandırmayı amaçlar. Aynı zamanda kendisini vahdet-i vücûd ekolünün bir üyesi olarak tanıtarak, kelâmcıların metoduna tam anlamıyla bağlı olmadığını belirtir.
Masonluk ve Siyonizmle mücadelesi
Masonlukla ve siyonizm ilk mücadele eden Türk-İslam düşünürlerinden biridir. Masonluk ile ilgili yazılar ve söylemleri nedeniyle yazılarını yayınladığı dergiler ve gazetelerin sık sık kapatılmasıyla karşı karşıya kalmıştır. Tüm bunlara rağmen mücadelesinden vazgeçmemiş ve "Hikmet" adlı dergiyi kurmuştur. Dergiyi açtıktan 5 gün sonra ani bir şekilde vefat eder. Siyonizm ve masonlukla mücadelesine dair yazıları nedeniyle şüpheli bir ölüm olarak görülür.
Dini ve fikri kitapları
Çeşitli mecralarda yayınladığı yazılarında Coşkun Kalender, Şeyh Mihrüddin Arusi, Kalender Geda imzalarını kullandığı da bilinmektedir.
Akvam-ı Cihan
Senusiler ve Abdulhamid
Siyaset-i İslamiyye, İttihad-ı İslam
İstibdadın Vahşetleri yahut Bir Fedainin Ölümü
Tarihi İslam
İslam Tarihi
Bir Millet Nasıl Mahvolur
Elvah-ı Hayat, Türklerin Elemli Mukadderatından Bir Yaprak
Darülfünün Efendilerine Tahriri Konferans “Hangi Meslek-i Felsefeyi Kabul Etmeliyiz”
Hey’et-i Hikmet, İttihat ve Terakki’nin Dostu Kim, Düşmanı Kim?
Pek Müşkil Bir Vaziyet: Milliyet Meselesi ve Karşısında Türkler
Millet-i Hakime Düşüncesi ve Türklerin Müşkil Mevkii
Müslümanlar Uyanın
Amak-ı Hayal
Amak-ı Hayal en önemli ve en bilinen eseridir. Bu eserde, vahdetivücud tasavvuf anlayışı ön plana çıkar. Materyalist anlayışa karşı yazılan tezli bir kitaptır.