Eğitimi
Scorsese, New York Üniversitesi Tisch Sanat Okulu'na gitti ve sinema bölümüne girdi. Burada film yapımına olan tutkusunu geliştirdi. 1966'da film dalında master derecesini alarak mezun oldu.
Ailesi
İtalyan asıllı Amerikalı bir ailenin çocuğu olan Scorsese, beş kez evlendi ve üç kız çocuğu babasıdır. Ailesi hayatında önemli bir rol oynamıştır
Yönetmen olarak
Scorsese'nin sinema dünyasına adım atmasını sağlayan film, "I Call First" olarak bilinen yapımdır. Ancak yönetmenin adını geniş kitlelere duyuran asıl filmi, Robert De Niro ile ilk kez bir araya geldiği ve suç dünyasının içine götüren "Mean Streets"tir.
Robert de Niro ile yollarının kesişmesi
"Mean Streets" filmi, Scorsese'nin yeteneklerini ve yönetmenlik tarzını daha geniş bir kitleye tanıtan De Niro'nun da yer aldığı unutulmaz yapımlardan biri oldu. Scorsese’nin kariyerinde Robert de Niro’nun önemli bir payı vardır. Bu ikili kariyerleri boyunca pek çok yapımda beraber yer aldı.
Oyuncu olarak
Scorsese yönetmenliğini yaptığı birçok filminde konuk oyuncu olarak da yer aldı.
Rolling Stones grubuna olan hayranlığı
Scorsese, müzik tutkusuyla bilinen bir yönetmendir ve özellikle Rolling Stones hayranlığıyla tanınır. Filmlerinde, özellikle de "Gimme Shelter" gibi Rolling Stones'un hit parçalarına sık sık yer vermiştir. Bu şarkı, gangster filmi gibi gözüken yapımlarında beklenmedik bir şekilde ortaya çıkar. Özellikle "Goodfellas", "Casino" ve "The Departed" gibi filmlerinde, "Gimme Shelter"ı kullanarak sahnelerine farklı bir hava katmıştır. Bu şarkının güçlü ritmi ve anlamı, filmlerindeki yoğun ve gerilim dolu sahnelerle bir araya gelerek izleyiciyi etkilemeyi başarmıştır. Scorsese'nin bu şarkıyı seçmesi, film atmosferini vurgulamak ve sahnelerine derinlik katmak için bilinçli bir tercih olarak karşımıza çıkar.
Yaygın olarak kullandığı tema
Martin Scorsese, Amerikan kültürünün sert ve çoğu zaman şiddet içeren yansımalarıyla özdeşleşmiş bir yönetmendir. 1970'lerden itibaren, cesur ve iddialı bir çalışma ekibiyle sinema dünyasına damgasını vurdu. En çok beğenilen filmleri bile, yoğun ve ticari başarıdan ziyade talepkar ve bazen rahatsız edici dramatik yapılarıyla öne çıkar. Bu nedenle, Scorsese, Hollywood'un büyük bütçeli ve en popüler yıldızlarını içeren yapımlarına rağmen, sanatsal etkisi nedeniyle tam anlamıyla tanınmamış bir yönetmen olarak kalmıştır. 20. yüzyılın sonlarından 21. yüzyılın başlarına kadar, belki de en önemli Amerikalı yönetmenlerden biri olarak kabul edilmektedir. Scorsese, ayrıntılara gösterdiği titizlikle ve suç, şiddet ve İtalyan-Amerikan kimliği gibi temaları keşfetmesiyle tanınır.
Filmler
Scorsese, yönetmenlik kariyerinde film, televizyon dizisi, kısa film ve belgesel kategorilerinde toplamda 64 yapıma imza atmıştır. Ayrıca, 73 yapımda prodüktörlük yapmış, 17 kez de senaristlik görevini üstlenmiştir. Sinema dünyasındaki etkisi sadece yönetmenlikle sınırlı kalmamış; aynı zamanda 34 farklı rolde de izleyicilerle buluşmuştur. Yönetmenlikten prodüktörlüğe, senaristlikten oyunculuğa kadar geniş bir yelpazede çalışan Scorsese, her bir alanda iz bırakmıştır. Yönettiği yapımların yanı sıra, yapımcılık ve senaristlik yetenekleriyle de dikkat çekmiş, aynı zamanda bazı yapımlarda oyunculukla da karşımıza çıkmıştır.
The departed (köstebek)
Ragıng bull (kızgın boğa)
The walf of wall street (para avcısı)
Casıno
Taxı drıver (taksi şoförü)
Age of ınnocence (masumiyet çağı)
Killers of the flower moon (dolunay katilleri)
Ödüller
Scorsese, kariyeri boyunca 11 kez Oscar'a aday gösterildi ve bu prestijli ödülü çeşitli adaylıkların ardından "The Departed" (2006) filmiyle En İyi Yönetmen Akademi Ödülü de dahil olmak üzere çok sayıda ödül aldı. Ayrıca, Amerikan Film Enstitüsü tarafından 1997'de verilen AFİ Yaşam Boyu Başarı Ödülü'ne layık görüldü.Oscar adaylıkları, sinema dünyasındaki yeteneğinin ve başarısının bir göstergesi olarak Scorsese'nin kariyerine ışık tuttu.