Mevleviliğe adanan hayatlar
Semada havada kalacak kollarının kuvvetlenmesi için şınav çeken, ayak parmaklarının arasına pişik ve yara olmasını önlemek için tuz serpen semazen adayları, hem bedenen hem ruhen 6 aylık bir eğitimden geçiyor
Osmanlı payitahtı Bursa'da yaklaşık 450 yıllık tarihi Karabaş-i Veli Kültür Merkezi'ne gelen semazen adayları, hem bedenen hem ruhen kendilerini hazırladıkları en az 6 aylık bir sema eğitimi alıyor.
16. yüzyılda Şeyh Yakub Çelebi tarafından İbrahimpaşa Mahallesi'nde yaptırılan Karabaş-i Veli Dergahı, Osmangazi Belediyesince 2006'da restore edilmesinden bu yana Karabaş-i Veli Kültür Merkezi adıyla hizmet veriyor.
Dünyada 365 gün sema töreni yapılan tek yer olarak bilinen tarihi mekan, 10 yıldır aralıksız "Ne olursan ol gel" çağrısı üzerine gelen konuklarını ağırlıyor.
Semazen adayları, eğitim için geldikleri merkezde önce toplu halde vakit namazı kılıyor daha sonra semada havada kalacak kollarının güçlenmesi için şınav çekiyor. Kolları en az 25 dakika havada kalan semazenler için şınav beden gelişimi açısından önem taşıyor.
Daha sonra eğitmen, toplu halde "destur" veriyor. Bunun üzerine semazen adayları, eğilerek ayak basacağı tahtadaki çiviyi öpüp kalkıyor, tuzunu alıp çivinin üzerine döküyor. Her gün iki saat sema yapan adaylar, eğitimlerin ikinci aşamasında, ''görüşmek'' adı verilen seremoniyle, tek tek her parçasını öperek kıyafetlerini giyiyor.
Sema öğrenecekler için özel olarak hazırlanan, taşınabilir, üzeri pürüzsüz ve yuvarlak olan ortasına çivi çakılmış sema meşk tahtaları yere konuluyor.
Semazen adayı, çıplak ayakla tahtanın yanına gelip, secde pozisyonunda, "eyvallah" anlamında çiviyi öpüyor. Bir miktar tuzu, parmaklarının arasını pişirmesinin ve yara olmasının önlenmesi amacıyla çivinin bulunduğu yere döken aday, ayağa kalkıp, sol ayağının baş parmağı ile yanındaki parmağının arasına talim çivisini yerleştirip dönmeye başlıyor.
Merkeze gelen adaylar, maneviyatlarına bağlı en az 6 ay eğitim alıyor.