Ankara kalesinde bir arslan
Anadolu Selçuklu mimarisinin ahşap tavan ve sütunlu nadide örneklerinden biri olan Arslanhane Camii, Ankara’daki Roma ve Bizans dönemine ait olan taşlarla harmanlanarak şahsına münhasır bir yapıya büründü.
"…Ankara Ankara
Bir kent değil burası, bir acenta dizisi,
Bir işhanı, bir umumi mümessizlik belki,
Büyük mağazalar, bahçeliğe özenen süpermarketler
Tutulmamak üzere verilmiş bir söz gibi.
Sahi kaçıncı sanat oluyordu şu mimari?
Birer önyargı gibi uzuyor çağdaş caminin minareleri…"
(Cemal Süreyya - Oteller Hanlar Hamamlar İçin Sürekli Şiir)
Ankara İli Altındağ İlçesi, Ulus - Samanpazarı semtinde yer alan Arslanhane (Ahi Şerafettin) Camii, Ankara Ahiler eşrafından Ahi Hüsameddin ve kardeşi Ahi Hasaneddin tarafından hayrat amaçlı yaptırıldı.
SELÇUKLULARIN ÖZGÜN MİMARİSİNİ YANSITAN BİR ESER
İnşa kitabesi bulunmayan yapının, yapım tarihi bilinmiyor. Dönemin mimari özelliklerini başarılı bir şekilde yansıtan bu cami, Ahi Şerafettin tarafından 1289-1290 yıllarında restore ettirilmesi sebebiyle, Ahi Şerafettin Camii olarak da bilinir. Bu caminin yanındaki duvarda Ankara'nın antik devrine ait değerli bir kitabe ve arslan heykellerinin bulunmasından dolayı "Arslanhane Camii" ismini aldı.
Selçuklu Sultanı Gıyaseddin II. Mesud bin Keykavus (1284/1297) zamanında, Ahi Hüsameddin ve Ahi Hasaneddin kardeşler tarafından 1290 (H.689) yılında inşa edildiği tahmin edilir.
Orijinal olan ahşap minberinin sanatkârı Neccar Ebubekir oğlu Mehmet'tir.
Minberin kitabesinde: "Din ve dünyanın imdatçısı Keykavus oğlu Sultan Ebu'l feth Mesud'un sultanlığını, cümle mahlûkatı doğru yola sevk eden Allah ebedi kılsın, saltanatın zamanında fütüvvet ve mürüvvet sahiplerinden iki kardeş Allah'ın rızasını dilemek için bu camiyi 689 yılında yaptılar. Allah her ikisinin ömürlerini uzun etsin ve hasenatlarını kabul buyursun, suçlarını bağışlasın" yazar.
BİZANS'TAN DEVŞİRİLEN TAŞLARLA FARKLI BİR ATMOSFER
Arslanhane Camii, oldukça sade bir görünüme sahip. Tavanı ahşaptan ve düz bir biçimde inşa edilen caminin minberi, ceviz ağacından yapılmıştır. Çatısı kurşunla, mihrabın tamamı ise Selçuklu işçiliğiyle yapılmış açık mavi çinilerle kaplıdır. Camii mihrabının iki yanı sütunlarla desteklenmiş bu sütunlar tamamen ahşaptır.
Toplamda on iki tane pencere ile aydınlatılan Arslanhane Camii; Kuzey, Güney ve Batı olmak üzere üç yöne bakan kapılardan oluşur. Caminin en dikkat çeken yanlarından biri ise inşa sırasında eski medeniyetlerden kalma kullanılmış taşlar.
Arslanhane Camii, adını Roma ve Bizans yapılarına ait olduğu bilinen aslan motifli taşlardan alır. Sütun başlıkları bunlara örnek gösterilebilir. Her ne kadar devşirme olsa da, tavan çok itinalı bir işçilik gösterir.
Cami, dikdörtgen bir plan şemasına sahip. Harim mihraba dik, dört ahşap sütun dizisi ile beş sahına ayrılmıştır. Orta sahın yanlara göre daha geniş tutulmuş ve tavanı da daha yüksek inşa edilmiştir. Kirişlemesi üstten kaplamalıdır. Caminin esas girişi olan kesme taştan yapılmış ve bir taç kapı özelliği taşıyan kuzey kapısı, kadınlar mahfiline çıkar. Doğu ve Batı cephesinde bulunan diğer iki kapı, tuğla malzemeden yapılmıştır ve caminin harimine açılır.
ANADOLU'NUN KARAKTERİNİ VE KIYMETİNİ YANSITAN BİR YAPI
Anadolu'nun ahşap direkli camilerinin en güzel örneklerinden biri olan cami, ahşap konsol ve kirişlerle düz olarak yapılmış ve üzeri kiremitle örtülmüştür. Yapının mihrabı süsleme ve çini açısından tek örnektir. Yapımında altın oran kullanılmıştır. Mihrap nişi stalaktitli olup mozaik çiniler ile kaplanmış, en üst kısmında stilize edilmiş ejder motifi kullanılmıştır. Minberin kapısı, tacı, iki yan aynalıkları ve korkulukları zarif oymalar ile bezenmiştir. Caminin minaresi ise sekiz köşeli bir pabuç kısmı üzerinde yükselen kalın yuvarlak gövdeli olup, gök mavisi ve lacivert çiniler ile süslenmiştir. Ayrıca caminin dışında Ahi Şerafeddin Türbesi bulunur.
Ahi Şerafettin Camii bulunduğu eğimli arazi nedeniyle farklı bir cephe düzenine sahip olmakla birlikte yüksekliğin arttığı kuzey noktasında bulunan kapıdan girildiğinde mahfil katına giriş yapılır. Yapının araziye uyum sağlaması için ise, yokuşun üzerine bir balkon oluşturularak altı doldurulmuştur. Boş kalan alana, iki adet dükkân yapılmış ve caminin giderlerinin karşılanması için kiraya verilmiştir.
Bu cami, yalnızca Ankara'nın değil, bütün Anadolu'nun asli karakterini ve kıymetini günümüze kadar koruyabilmesi nedeniyle oldukça önemlidir.
Laikgil, Serdar, Ahi Şerafettin (Arslanhane) Cami, Selçuk Üniversitesi, Konya, 1995
Aslanapa, Oktay, Türk Sanatı, Remzi Kitapevi, İstanbul, 1997
Eyice, Semavi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, cilt 1, 1988
Öney, Gönül, Ankara Arslanhane Camii, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1990
Yılmaz, E.Mehmet, Ankara'da Selçuklu Mirası, Arslanhane Camii (Ahi Şerafeddin), Yedikıta, 2011