Cemal Safi'nin şarkılara dönüşen şiirleri
Kelimelerin üstadı, hece şiirinin tek temsilcisi, Türk dilini en etkin ve güzel bir şekilde kullanan şair Cemal Safi, bir Nisan ayında Hakk’a kavuşacağını biliyormuş gibi ardından bu dizelerini bıraktı bize; “Solsun çiçekleri, gülleri sensiz, Sussun bülbülleri istemem ihsan, Kapımı çalıyor elleri sensiz, Ne yüzle çıkacak karşıma Nisan…” Usta edebiyat adamı Safi, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Bu değerli kelime üstadına Allah’tan rahmet diliyor ve onu unutulmaz şiirleriyle anıyoruz.
Edebiyat camiasının sevilen şairi ve kelimelerin gücünü en iyi şekilde kullanan şair Cemal Safi, geçirdiği KOAH hastalığı nedeniyle beynine pıhtı atması sonucu yoğun bakım ünitesinde tedavi altında tutuluyordu. Şair, bir haftadan beri bulunduğu hastanede verdiği yaşam mücadelesini kaybetti. 17 Nisan 2018 salı günü saat 20.00 sularında hayata gözlerini yuman Safi'nin cenaze namazı, 20 Nisan 2018 tarihinde Cuma namazını müteakip Ankara'nın Çankaya ilçesindeki Bilkent Doğramacızade Ali Paşa Camii'nde kılınacak.
İLK ŞİİRLERİNİ İLKOKULDAYKEN YAZDI
Cemal Safi, 1 Temmuz 1938 yılında Samsun'da doğdu. İlk ve lise öğrenimini Samsun'da tamamladı. 1959'da Ankara'ya yerleşti. Yazdığı şarkı güfteleriyle tanındı. Eğitimiyle ilgili olarak "Sanat Enstitüsünden sonra tahsilimi yarıda bıraktım, kendi kendimi yetiştirdim. Büyük şairlerin kitaplarını okudum, onlardan etkilendim, ilham aldım" der. İlk şiirlerini on-on bir yaşlarında ilkokuldayken yazdığını söyleyen şair, önceleri arkadaşlarının "Şair mi olacaksın" diye, onunla alay edip, şakalaştıklarını anlatır.
Askerliğini tamamladıktan sonra 1962 yılında Şükran Hanımla evlenir. Üç çocuk babası olan Cemal Safi, "1978 yılının 17 Nisan'ında aşkı tanıdım bir bakışla. Platonik olarak bu aşk dört yıl sürdü. Lakin bu sürede aşkı çok iyi öğrendim." diye anlatır aşkla tanışmasını.
BENİ SEVMENİ İSTİYORUM
Seninle buluşmamız ne kadar güç olsa da
Senden sadece beni sevmeni istiyorum.
Beş dakika baş başa kalmamız suç olsa da,
Senden sadece beni sevmeni istiyorum…
Çağırsam bile gelme, yorulma ne olursun!
Sen üzülme, incinme, kırılma ne olursun!
Beni yanlış anlama, darılma ne olursun!
Senden sadece beni sevmeni istiyorum…
Bir gün bensiz kalsan da benimle yaşamanı,
Aşkımın değerini sır gibi taşımanı,
Nemli bakışlarınla resmimi okşamanı,
Senden sadece beni sevmeni istiyorum…
Senden tek dileğim var, özel imtiyaz değil,
Kulun başka bir kula ibadeti farz değil,
Haşa! Yaratan gibi beş vakit namaz değil,
Senden sadece beni sevmeni istiyorum…
CEMAL SAFİ VE AŞK TANIMI
"Nasıl edebiyat tarihi dallarıyla, kollarıyla, branşlarıyla bir üzüm bağıysa, aşk da o üzüm bağındaki şaraptır. Akla ziyan veren tek duygu aşktır. Aklının dediğini yapamazsın, duygun ağır basar, duygu galebe çalar aşkta. Bütün sevdiklerinden sevgini geri alırsın, bir yere kanalize edersin. Aklına zeval verirsin. Ne zaman ki aşk zayıflar, akıl yine meydana çıkar ve sorar, 'Sen ne yaptın, ne hale geldin?'
TEK HECE AŞK
Var mı beni içinizde tanıyan
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim!
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim.
Bülbül benim lisanımla ötüştü,
Bir gül için can evinden tutuştu,
Yüreğine Toroslar'dan çığ düştü,
Yangınımı söndürmedi kar benim.
Niceler sultandı, kraldı, şahtı;
Benimle değişti talihi, bahtı;
Yerle bir eyledim taç ile tahtı;
Akıl almaz hünerlerim var benim.
Kâmil iken cahil ettim âlimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim Selim'i,
Her oyunu bozan gizli zor benim.
Yeryüzünde ben ürettim veremi;
Lokman Hekim bulamadı çaremi;
Aslı için kül eyledim Kerem'i;
İbrahim'in atıldığı kor benim.
Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di;
Hatırım için yüce dağlar delindi;
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi;
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim.
İlahimle Mevlana'yı döndürdüm,
Yunusumla öfkeleri dindirdim,
Günahımla çok ocaklar söndürdüm,
Mevla'danım hayır benim, şer benim.
Benim için yaratıldı Muhammed,
Benim için yağdırıldı o rahmet,
Evliyanın sözündeki muhabbet,
Enbiyanın yüzündeki nur benim.
Kimsesizim hısmım da yok hasmımda
Görünmezim cismim de yok resmimde
Dil üzmezim tek hece var ismimde,
Barınağım gönül denen yer benim.
Benim adım Aşk!
"ÇOK ŞİİR YAZMAK MARİFET DEĞİLDİR"
Dörtlükleri de dahil beş yüzden fazla şiiri olan Cemal Safi, şiirleriyle ilgili olarak şunu söyler: "Bir ömür için fazla bile. Çok şiir yazmak marifet değildir. Mesela Cahit Sıtkı deyince akla ilk ne gelir? Tabii ki 'Otuz Beş Yaş' şiiri. Oysa kendisinin bir sürü şiiri vardır. Yani önemli olan akılda kalmaktır…"
İlk şiirleri Orhan Gencebay, sonrakiler yine tanınmış besteciler tarafından bestelendi
Samsun'da Cemal Safi'nin kardeşinin sınıf arkadaşı olan Orhan Gencebay ilk olarak onun şiirlerini yıllar sonra gazete ve dergilerde görerek beğenir. Şairin kardeşine, "Cemal Ağabey bana yollasın şiirlerini, ben artık başka şiir beğenemiyorum, sadece onunkileri besteleyeceğim." diyerek ısrar eder. Şiirlerinin şarkı olmasını, dile düşmesini istemeyen Cemal Safi iki yıl göndermez şiirlerini; ama sonra kardeşinin telkinleriyle razı olur ve 30-40 şiirini götürür Orhan Gencebay'a. Böylece Cemal Safi'in şiirlerinin ünü bütün ülkeye yayılır.
ALIŞAMADIM
Sen geçtin yine ben sınıfta kaldım;
Bir türlü yanına ulaşamadım.
Sevda sınavından teşekkür aldım;
İhanet dersine çalışamadım…
Gözlerim kapansa uykusuzluktan,
Korkarım hocama saygısızlıktan,
Bir örnek istedi duygusuzluktan;
Seni diyecektim konuşamadım…
Vefasız olmayı bilmedim diye,
Adını kalbimden silmedim diye,
Okuldan atıldım gülmedim diye;
Tebessüm etmeye alışamadım…
Safi, 1989 yılında Rüyalarım Olmasa (imkânsız) ve Vurgun adlı şarkıların güftesiyle Hürriyet ve Milliyet gazeteleri ile TRT'nin açtığı yarışmalarda birincilik ödülünü alarak yılın sanatçısı seçildi. 1990 yılında Selçuk Tekay'ın bestelediği Vurgun adlı şiirin şarkısıyla aynı kurumların ödüllerini yeniden aldı. İki yüz kadar şiiri bestelendi. 1993 yılına kadar yazdığı şiirleri Vurgun adlı ilk kitabında yayınladı.
VURGUN
Gözlerim uykuyla barıştı sanma
Sen gittin gideli dargın sayılır
Ben de bir zamanlar sevildim ama
Seninki düpedüz vurgun sayılır
Ne kadar zulmetsen ah etmem sana
Her iki cihanda gül kana kana
Seninle cehennem ödüldür bana
Sensiz cennet bile sürgün sayılır
Yalan mı söyledin göz göre göre
Ne zaman dolacak verdiğin süre
Gönülden gördüğüm takvime göre
Aldığım her nefes bir gün sayılır
İkinci şiir kitabı ise Sende Kalmış ismi ile yayınlandı. Şairin bugüne kadar 40 tanesi Orhan Gencebay tarafından olmak üzere, Zekai Tunca, Selçuk Tekay, Onur Akay ve Candan Erçetin gibi çok sayıda sanatçı ve besteci tarafından 150 civarında şiiri bestelendi. Safi, Eminescu madalyası başta olmak üzere, defalarca Hürriyet'in Altın Kelebek, Milliyet'in Yılın En Sevilen Şarkıları birincilik ödülleri ile TRT'nin Yılın Şairi gibi sayısız ödüle lâyık görüldü.
BİLMİYORUM NEREDEYİM
Bilmiyorum neredeyim, ne haldeyim, ben kimim?
Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış
Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
Bir gül için bülbülün saçlarını yolduğu
Aşkın harman olduğu o mevsim sende kalmış
Nerede o çocuksu o şımarık hallerim
Saçlarına hasreti tanımayan ellerim
Rengarenk rüyalarım toz pembe hayallerim
Tekmil neşem, sevincim, hevesim sende kalmış
Ayıplama kınama, kahveye gidiyorsam
Avunabilmek için bir tavla atıyorsam
İlk şiir kaseti 1991'de çıktı. Şiirlerinin bir bölümü Romenceye, Arnavutça ve İtalyancaya çevrildi. Yaz aylarını geçirdiği Akçay'da her yıl Geleneksel Akçay Şairler ve Bestekârlar Şölenini organize etti. 2003 yılında, Karamanoğlu Mehmet Bey adına düzenlenen Türk Dili Bayramı'nda Türkçeyi en etkin ve güzel kullanan güftekâr şair olarak birincilikle ödüllendirildi.
BU GECE
Ağlamak kifayet etmez acıma
Şen kahkahalarda hüzün bu gece
Teselli sözleri gider gücüme
Şarkılar bir başka hazin bu gece
Yüreğim fırtına gözlerim durgun
Varlığın ilacım, yokluğun vurgun
Hayattan kovuldum, kaderim sürgün
Ölüm fermanımı yazın bu gece
Herkese kalbimi vermezken öyle
Yaşatmak için sen ne yaptın, söyle
Ne kadar şen şakrak olmuşsun böyle
Halime gülüyor yüzün bu gece
Talebim çok değil yalnız beni sev
Umut sefil cüce, acı koca dev
Üstadım geçiver bir hicaz peşrev
Sevdadan dert yansın sazın bu gece
Neşenin kapısı yüzüme örtük
Bir resmin yok bende olsa da yırtık
Arkana bakmadan sen de git artık
Hadi benden sana izin bu gece
YA EVDE YOKSAN YAZILIŞ ÖYKÜSÜ
"Neredesin Firuze" filminin tema şarkısının sözleri olan şiirinin yazılış öyküsünü şöyle anlatır şair: "Bir gün odamda oturuyordum çilingir sofrasını kuracaktım. Dışarıda yağmur var, perdeyi kapatayım dedim, bir adamla göz göze geldik. Yorgun argın kılıklı bir adam kapıya baktı, bana baktı, sonra karşı binaya baktı, biraz adım attı yine kapıya baktı. O an ilham geldi; sonra dedim ki sevgilini arıyorsan "ya evde yoksa kız? Evde kimse olmasa, yiyecek içecek olmasa, bunun parası da yoktur" dedim. Bıraktım gittim odama, şiir odam vardır; gaz lambasını yaktım, mum yaktım ve yazdım." (ListeList)
YA EVDE YOKSAN
Aşkınla ne garip hallere düştüm.
Her şeyim tamam da bir sendin noksan,
Yağmur taş demeden yollara düştüm.
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Elbisem gündelik, pabucum delik,
Haberin olsa da sobayı yaksan.
Yağmur iliğime geçti üstelik
İçim ürperiyor,ya evde yoksan
Sarhoşsan kapıyı çaldığım anda,
Fahişeler gibi açık saçıksan,
Bir de ufak rakı varsa masan da,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Bakkala gitmeme lüzum kalmasa,
Durumu anlardın, takvime baksan,
Allah vere misafirin olmasa,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Kıvırcık marulun vardır inşallah,
Bir salata yapsan, bol limon sıksan,
Senin de iştahın iyi maşallah,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Sabahlara kadar içsek, sevişsek,
Ne ben işe gitsem, ne sen ayıksan,
Derin bir uykunun içine düşsek,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Ne kadar üşüdüm, nasıl acıktım,
İlk önce sıcacık banyoya soksan,
Sanırsın şu anda denizden çıktım,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Yanlış mı aklım da kaldı acaba?
Muhabbet sokağı numara doksan,
Boşa mı gidecek bu kadar çaba,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan .
Ya yolu kaybettim ya ben kayboldum,
Ne olur bir yerden karşıma çıksan,
Tepeden tırnağa sırılsıklamım,
İçim ürperiyor,ya evde yoksan.
ESERLERİ;
Vurgun (1993)
Sende Kalmış (2000)
Kıyamete Kırk Kala (2002)
Ya Evde Yoksan! (2008)
RÜYALARIM OLMASA
Yıldızlara baktırdım, fallara çıkmıyorsun,
Seni görmem imkânsız rüyalarım olmasa.
Pencereden bakmıyor, yollara çıkmıyorsun;
Seni görmem imkânsız rüyalarım olmasa…
Zor mu geldi kalbinde bana sevgi saklamak
Yakıp gittiğin yeri dönüp bir kez yoklamak
Değil sabaha kadar seni öpüp koklamak,
Seni sarmam imkânsız rüyalarım olmasa…
Sevmesem özler miyim seni can pahasına
Ne olur bir fırsat ver, beni bir daha sına.
Adını söyleyemem, senden bir başkasına;
Seni sormam imkânsız rüyalarım olmasa…
Düşlerimde incitsem günlerce uyuyamam,
Sana değil, saçının bir teline kıyamam.
Yıllar sonra dönsen de nerde kaldın diyemem;
Seni kırmam imkânsız rüyalarım olmasa…
Yalvarırım mektup yaz, beş dakkanı ayır da,
Su serp yanan sineme sağlığını duyur da,
Yaban gülü gibisin, dağda, kırda, bayırda;
Seni dermem imkânsız rüyalarım olmasa…