Düşünce Tarihi İçinde Yok Sayılması Olanaksız Bir Aydın
Yapısökümcülük denilen Derridacı yöntem, yani metnin derin yapılarını ayrıştırmayı hedefleyen yöntemsel yaklaşım edebiyat kuramı, dilbilim, felsefe, hukuk, sosyoloji, kültür kuramı, mimarlık gibi disiplinler başta olmak üzere birçok alanda yeni açılımlar getirdi. Onun çalışmaları köktenci bir şekilde, Platon’dan günümüze çeşitli ve karşıt eğilimlerle gelmiş olan metafizik felsefenin sorgulanması ve böyle bir sorgulama ışığında örneğin Marks, Freud ya da Nietzsche gibi düşünürlerin yeniden değerlendirilmesi olanağını sağladı.
Derrida 15 Temmuz 1930'da, orta sınıf bir Yahudi ailenin çocuğu olarak Cezayir'in El Biar kentinde doğdu. O yıllarda Cezayir bir Fransız sömürgesi olduğu için Arap Müslüman çoğunluk, Cezayir'in yerlisi Yahudiler ve diğer azınlıklar Fransız idaresi altında birlikte yaşıyorlardı.
"Hakikate susamışlık, insanlığın en soylu tutkusudur."
1870'de Crémieux Yasasıyla yerli Yahudiler Fransız Vatandaşlığına kabul edilmişlerdi. Bu gruba Fransızlar "Pied Noir" (Kara Ayak) adını verirler. Jacques Derrida'nın Babası Georgette Sultana Esther Safar, bir tüccarın yanında pazarlamacı olarak çalışmaktadır.
Annesi Aimé Derrida ve babası Esther Safar beş çocuklarından üçüncüsüne bir Hollywood yıldızından esinlenerek Jackie adını verdiler. Jackie'nin iki erkek kardeşin hastalıktan ölümü Aimé'yi aşırı korumacı bir anne hâline getirmiştir.
FRANSIZ VATANDAŞLIKLARINI KAYBEDEN DERRIDA AİLESİ
"Kavram, yazı onu ele geçirdiği anda olgunlaşır."
Derrida'nın çocukluğu, ilk gençliği El Biar'da geçer. Hitler'in iktidara gelişi Cezayir'deki Anti-Semit topluluklar tarafından coşkuyla karşılanmıştır.
Jackie ilkokul eğitimine bir Fransız sömürge okulunda başlamıştır ve 1942 yılına kadar okulda en başarılı öğrencilerden bir tanesidir. O yıl okulların açıldığı gün diğer Yahudi çocuklarla birlikte okuldan uzaklaştırıldığını öğrenir. Vichy hükümeti Yahudilere karşı ayrımcı yasalarını Cezayir'de uygulamaya sokmuştur. Gerçekte Almanya henüz Fransa'ya bu yönde bir baskı yapmamıştır. Bu uygulamayı Almanya'ya hoş görünmek isteyen Vichy hükümetinin kendisi başlatmıştır. Bu yasaların uygulanmasıyla Fransız okullarındaki Yahudi öğrenci sayısının azaltılması hedeflenmektedir.
"Gerçeklik, yanılsama olduğu unutulan yanılsamadır."
Yahudi çocukların büyük bir kısmı, artık Yahudilerin gittikleri okullara gideceklerdir. Jackie de okuldan uzaklaştırılan öğrenciler arasındadır.
Yeni okuluna gider ama uğradığı hayal kırıklığı yüzünden derslerini eskisi gibi ciddiye almaz ve o seneyi çoğunlukla devamsızlık yaparak geçirir. Aynı yıl, beş kuşaktır Fransız vatandaşı olan Derrida ailesi Fransız vatandaşlıklarını kaybederler ve Cezayir'de yabancı statüsüne düşerler. Bu durumun muğlâklığı, Derrida'nın, kendisini hayatı boyunca hem Fransız kültürüne ait hem de onun dışında hissetmesine yol açar.
YAPILAMAYAN TARZDA ARAŞTIRMALARIN YAPIMI İÇİN BİR ALAN
Körfez savaşı sırasında ise Alman filozof Jürgen Habermas'la birlikte Frankfurter Allgemeine'de kaleme aldıkları bir yazıda, dünya entelektüellerini ABD'nin Irak'a karşı giriştiği saldırıya tavır almaya ve Avrupa'nın dünyadaki yerini yeniden tanımlamaya giriştiği bilinir.
Derrida 1949'da Paris'e gelmiş, önce Lycée Louis Grand'da okumuş, sonra 1952'de École Normale Supérieure'e kabul edilmiştir. Orada psikanaliz eğitimi gören Marguerite Aucouturier ile tanışmış ve 1957'de evlenmişlerdir. 1960-64 arasında Sorbonne Üniversitesi'nde dersler verdi. 1964-1984 yılları arasında École Normale Supérieure'de öğretim üyesi olarak görev yaptı.
1983'te François Châtelet ile birlikte Collège International de Philosophie (CIPH) kurmuştur, bu kurum üniversitede yapılamayan tarzda araştırmaların yapılabilmesi için bir alan açmasıyla tanı- nır. Derrida 1984-1999 yılları arasında École des Hautes Études en Sciences Sociales'da dersler verdi.
"Ve felsefe herhalde, deliliğe en yakın noktada, delirme kaygısı için bir tesellidir."
1966 yılında John Hopkins Üniversitesi'nde yaptığı "Beşeri Bilimlerin Söyleminde Gösterge, Yapı ve Oyun" başlıklı konuşmadan itibaren felsefesi Amerika'da Fransa'da olduğundan daha büyük bir ilgiyle karşılanmıştır. 1970'ten itibaren Yale Üniversitesi'nde düzenli bir biçimde ders verdi. 1986'da California Universitesi (Irvine)'nde ders vermeye başladı.
Uzun yıllar boyunca hem California Üniversitesi'nde hem de Paris'te École des Hautes Études en Sciences Sociales'da ders vermeyi sürdürmüştür. İngilizce konuşulan dünyada Derrida'nın felsefesi bazen de düşmanlıkla karşılanmıştır. Bu durum 1992'de Cambridge Üniversitesi'nin Derrida'ya fahri doktora vermek istemesiyle gün yüzüne çıktı. Cambridge'ten ve başka üniversitelerden on dokuz filozof bu ödüle The Times'da Derrida'yı şarlatanlıkla şuçlayan bir metni imzalamak suretiyle itiraz etmişlerdir. Derrida 2004 yılında pankreas kanserinden ölmüştür.
CEZAYİRLİ MÜLTECİLERİN HAKLARINI DESTEKLEDİ
Fransa'daki Cezayirli mültecilerin haklarını desteklediği ve ayrıca Soğuk Savaş dönemi Çekoslavakya'sının muhalif hareketlerini desteklediği ve bu nedenden 1982 yılında aynı ülkede tutuklanmış olduğu bilinmektedir.
Derrida'nın etkinliği yalnızca felsefeyle sınırlı olmamıştı. Özellikle 1960'lardan sonra yoğunlaşan siyasal konjonktür içinde ırkçılık karşıtı hareketlerde yer aldığı, Fransa'daki Cezayirli mültecilerin haklarını desteklediği ve ayrıca Soğuk Savaş dönemi Çekoslavakya'sının muhalif hareketlerini desteklediği ve bu nedenden 1982 yılında aynı ülkede tutuklanmış olduğu bilinmektedir.
Körfez savaşı sırasında ise Alman filozof Jürgen Habermas'la birlikte Frankfurter Allgemeine'de kaleme aldıkları bir yazıda, dünya entelektüellerini ABD'nin Irak'a karşı giriştiği saldırıya tavır almaya ve Avrupa'nın dünyadaki yerini yeniden tanımlamaya giriştiği bilinir.
"Adalet, bir imkânsızlık deneyimidir; imkansızlığın deneyimidir."
Michel Foucault, Gilles Deleuze, Fellix Guattari gibi ünlü Post-yapısalcı felsefe'nin ya da başka bir değişle yapısalcılık-sonrası-teorinin kurucu öncülerinden biridir.1960'lı yıllardan itibaren geniş bir entelektüel kesimin dikkatini çekmeye başladı, özellikle düşünce tarihine yönelttiği köktenci eleştiriler ve yazmanın (yazı'nın)doğasıyla ilgili teorik önermeleri önemsendi.
J. J. Rousseau, Friedrich Nietzsche, Andre Gide, Paul Valery, Albert Camus gibi yazarları erken dönemde okuyan Derrida, Bergson ve Sartre etkisiyle felsefe çalışmalarına yönelmiştir. Bu yönelim sonrasında, sürekli felsefenin ve düşüncenin kıyılarında dolanacak, düşünce tarihi içinde geri alınması ya da yok sayılması olanaksız müdahaleler gerçekleştirecektir.