Dünyaca Ünlü 10 Tablonun Hikâyesi
Üzerinden yıllar geçse de hafızalardan bir an olsun çıkmayacak bazı eserler var ki, zihinde güçlü etkiler bırakır. Peki ünlü ressamların elinden çıkan, bu tabloları meşhur yapan hikâyeleri nelerdir?
1- Leonardo Da Vinci - Mona Lisa
''Sakladığımı, bakmasını bilen insanlar görebilir.''
Saatte ortalama 1.500 kişinin ziyaret ettiği, insanlık tarihinin en başarılı tablosu olarak kabul edilen Mona Lisa, Leonardo da Vinci'nin "atmosferik perspektif" uygulayarak çizdiği tablolarından biridir. Leonardo, ressam, astronom, matematikçi, mimar, mühendis, heykeltıraş ve müzisyen gibi birçok yeteneğe sahip bir dehaydı. Aynı anda birçok şeyle meşgul olduğu için, elindeki işlerin yarısı eksiktir. Mona Lisa'da rivayetlere göre hala yarım olduğu söyleniyor. Tabloda ellerini birbirine bağlamış bir kadın resmedilmiştir. Leonardo'nun çizdiği kadın bir piramiti oluşturuyor ve ellerin kıvrımı aslında piramitin köşesidir. İtalya Kültürel Miras Komitesi Başkanına göre; eserdeki kadının, sağ göz bebeğine "l" ve "v", sol göz bebeğinde ise "c" ve "b" harfleri gizli. "L" ve "v" harflerinin, Leonardo da Vinci'nin baş harfleri olduğu düşünülüyor.
Peki kim bu kadın?
Kimliği konusunda birçok rivayet olsa da, bunlardan "Fransız bir tüccarın eşinin portresi" olduğu ya da ölen bir çocuğunu kaybetmiş bir annenin yüz ifadesi en popüler söylemlerdendir. Meryem Ana'nın (Madonna) kısaltması olan "Mona" ile modellik yapan kişinin, Francesco del Giocondo'nun karısı Lisa ile adının birleşiminin, esere ismini verdiği yönündedir.
Nedir bu kaşların sırrı?
Rönesans'ın hâkim olduğu bu dönemde, kadınların kaşlarını tamamen alma modası vardı. Chuck Palahniuk'a göre ise aslında tablo ilk çizildiğinde kadının kaşları vardı. Ancak temizliği sırasında yanlış bir malzeme ile kaşların silinmesine sebep oldu. Başka bir hikâyeye göre; Mona Lisa resmin yapıldığı dönemde genç kadınların geçirdiği, kaş,kirpik dökülmesine sebep olan bir hastalık yaygındı.
Mona Lisa Adının Anlamı
Mona Lisa, Madonna Lisa'nın kısaltması olarak biliniyor. Tablonun isminin nasıl kullanıldığına dair de birçok rivayet var. Kimileri Leydim Lisa olarak çevirirken kimisi Benim Kadınım Lisa olarak kullanıyor.
Yeni doğum yapmış bir kadın tebessümü
Amsterdam ve Illinois Üniversitesi uzmanları tarafından geliştirilen ''duygu tanımla programı'' ile Mona Lisa; %83 mutlu, %6 korku içerisinde, %9 tiksinti duyuyor, %1 ise öfkeli. Kanadalı bilim adamları tarafından, renkli lazer cihazlarla yapılan bir tarama ile gülümsemesindeki sır, yeni doğum yapmış kadın gülümsemesiymiş.
2- Dianna Dangel – Mutluluğun Resmi
Abidin Dino olarak bilinen bu eser küçük yaşlardan bu yana resim sanatına olan ilgisi Dianne Dengel tarafından çizilmiştir. İçimizi ısıtan bu tablonun hikâyesi şöyledir. Ekonomik olanakları iyi olmayan bir ailede büyür ve ucuz boyalar ile resim hayatına başlar. Elindekilerle mutlu olmayı o yaşlarda öğrenen Dianne'nin yaşamı eserlerinin ilham kaynağı olacaktır.
3- Osman Hamdi Bey – Kaplumbağa Terbiyecisi
Dünyadaki terbiye edilmesi en zor hayvanlardan biri kaplumbağa olduğunu biliyor muydunuz?
Osmanlı'nın ünlü ve aykırı ressamlarından olan Osman Hamdi Bey'in bu eserinin bir de ikizi var. Hamdi Bey, birçok oryantalist ressam gibi beğendiği tabloyu bir kez daha çizmiştir. Bu eserinde Osmanlı'daki bürokrasinin ne kadar ağır işlediğini anlatmaya çalışır. Dolayısıyla eserin ana teması toplum ve yönetim eleştirisi olmuştur. Eserin günümüzdeki değeri 15 milyon TL'dir ve Pera Müzesinde sergilenmektedir.
Tablo bize ne anlatıyor?
Tabloda gördüğümüz erkek figürü Osman Hamdi Bey'dir. Üzerinde derviş kaftanı olan, sakallı, kambur yaşlı bir adam bir adam bakımsız bir odada, marul yiyen kaplumbağalara bakarken görürüz. Bu adamın yaşlı fakat aynı zamanda yorgun bir görüntüsü vardır.
Sırtında bir nakkare, ellerini arkasında kavuşturmuş, bir neyi tutuyor. Nekkare Mevlevî musikisinin temel çalgılarından birisidir. Ney ise Mevlânâ'nın Mesnevi'nin başında geçen denli bir müzik aletidir: "Dinle ki, neyden şikâyet ediyor; ayrılıkları hikâye ediyor..." Ney huzurdur, sabırdır...
Zeminde ise toplamda beş kaplumbağa var ve kaplumbağaları, nakkare çalarak ve ney üfleyerek terbiye etmeye çalıştığını görüyoruz.
Neden kaplumbağalar?
Lâle Devrindeki Sadabad eğlenceleri sırasında, hava karardıktan sonra sırtlarına mum dikilerek serbest bırakılan kaplumbağalar olduğu öne sürülmüştür. Sarayda birçok görevde bulunan Osman Hamdi Bey, tabloda kendini terbiyeci, kendi sorumluluklarına göre, kendisine uyum gösteremeyen astlarını ise marula ulaşmaya çalışan kaplumbağalar olarak göstererek, onları hicvetmektedir.
4- Michelangelo Buonarroti – Âdem'in Yaratılışı
" Başkalarını öldüren şeyler beni yaşatıyor. "
4 yıl boyunca tek başına boyadı
Rönesans'ın ünlü ressamı Michelangelo tarafından Sistine Şapeli'nin tavanına yaptığı bir freskte yer olan bu eserde olan Âdem'in Yaratılışında birbirine bir parmak yakın ama bir o kadar da uzaklıkta ayrı düşen Âdem ve Tanrıyı konu alır. Tanrının yüzü olarak, Michelangelo'nun kendi yüzünü çizdiği söylenmektedir. Bir diğer görüşe göre reform ve Rönesans'tan sonra insanın tanrıya yabancılaşması resmedilmiştir.
Fark edilmeyen detay
Hristiyan olan Michelangelo anatomik bilgisi ile inancına göre beynin orta kısmına Tanrıyı yerleştirmiş. Bu eser hakkında söylenen Tanrı'nın ilk insan Âdem'e hayat vermesini betimlediğidir.
5- Edward Munch – Çığlık
" Verebileceğim tek şey tablolarım, onlar olmadan ben bir hiçim."
"Bir gün iki arkadaşımla yolda yürüyordum ve güneş batmak üzereydi. Birden gökyüzü kan kırmızı oluverdi. Durup köprünün demirlerine yaslandım. Konuşamayacak kadar yorgun hissettim o an. Kırmızının tonları mavi ve siyah karışımı fiyordu dolduruyordu. Arkadaşlarım yürümeye devam ettiler, ancak ben olduğum yerde kalakaldım. O anda doğanın inanılmaz bir sesle çığlık attığını duydum."
Norveçli ressam Edvard Munch, bu resmi ilk kez 1893 yılında çizdiği eserde psikolojik acıyı çağrıştırdığı yadsınamaz bir hakikattir. Munch'un insanın varoluşsal ızdıraplarını anlattığı eserde, sarı turuncu, kırmızı dolu bir gökyüzünün altında, hem kadına hem erkeğe benzeyen, gözleri fal taşı gibi açılmış, kan donduran bir çığlık patlatan bir insan tasviri görürüz.
Trajik Bir Çocukluk
Çocukken annesini ve ablasını veremden kaybetti. Eserlerindeki acı, hüzün ve ölümü teması buradan gelmekte olduğu düşünülüyor.
5 Farklı Çığlık
Bu çığlıklar "doğanın çığlığını" duyduğunu ifade etmektedir. Ayrıca eser 119 milyon 922 bin 500 dolara satılarak müzayede yoluyla satılan en pahalı eser olarak tarihe geçmiştir.
Tablo 1984 yılında çalındı
Kış Olimpiyatları sırasına, Oslo'daki müzeden tabloyu çalan hırsızlar, "zayıf güvenlik önlemleriniz için teşekkürler" yazan bir not ile tabloyu çaldılar.
6- Salvador Dali – Belleğin Azmi
Eriyen saatlerin sırrı
11 Mayıs 1904 yılında İspanya'da dünyaya galen Salvador Dali, ünlü tablosu eriyen cep saatlerini konu alarak modern sanatın ve gerçeküstücülüğün evrensel simgelerinden biri haline gelmiştir.
Eriyen Saatler olarak bilinen bu eseri 27 yaşındayken resmin arka planında gözüken Port Lligat manzarası üzerinde çalışır. Bir gün dışarıda otururken Camambert peynirinin eridiğini fark eder ve bu görüntü üzerinde yoğunlaşır. Eriyen peynir Dali'de şiddetli sanrılara yol açarak ve bir buhrana düşer ve halüsinasyon yaşar. Yaşadığı halüsinasyon sayesinde de resimdeki eriyen saatleri tasarlamaya karar verir ve çizdiği manzara üzerinde çalışmalarına devam eder. Dali'nin birçok eserinde halüsinasyon ögeleri vardır.
Eserde görülen canavara benzeyen figürün Salvador Dali olduğu iddia edilir. Gözünün kapalı olması yaşadığı halüsinasyon durumunu ifade ettiği söylenir. Sol alt köşede karıncalar ve eriyen saatin üzerinde bulunan sinek ise yok oluşu betimler.
7- Johannes Vermeer - İnci Küpeli Kız
Vermeer ölüm tarihi 1675'ten 19.yüzyılın yarısına kadar unutulmuşluğa terk edilen bu eserini, atmosferini ışık gölge tekniğiyle çizer.Aynı zamanda çizim için fotoğraf makinesinin ilk türlerinden biri olan "camera obscura"dan (karanlık kutu) yardım almıştır.
Mükemmeliyetçilik tutku olan, Johannes Vermeer 43 yıllık yaşamında sadece 35 eser yaptığı biliniyor.
Kimi zaman Kuzeyin Mona Lisa'sı ya da Hollandalı Mona Lisa olarak adlandırılan bu eser tek bir odak noktası ile tüm bakışları kendine çekebilmektedir.
Küpenin Sırrı
Tablonun en dikkat çekici detayı olan küpe, söylentilere göre ünlü ressamın eşinin olan bu inci küpe, aslında tablonun odak noktası.
Okumak isteyenler için meşhur romanı:
İnci Küpeli Kız romanında, Tracy Chevalier'in, sanatsal bakış açısı ve duygusal uyanış üzerine kurduğu romanda, tarih ve kurmaca bir araya getirilmiştir.
İzlemek isteyenler için meşhur filmi:
Yönetmen Peter Webber tarafından 2003 yılında yapılan İnci Küpeli Kız filmi ise aynı adlı romandan Olivia Hetreed tarafından uyarlanmıştır.
8- Frida Kahlo - İki Frida
"Beni anlamadın demeyeceğim. Beni anladın. Zaten en dayanılmaz acı buydu. Sen beni anladın. Anladığın halde canımı yaktın."
''İyileşmek mi?'' dedi Frida. ''Ama ben hasta değilim ki. Kırık döküğüm. Aynı şey değil, anlıyor musunuz?''
Dönemin en meşhur ressamlarından olan Kahlo , eserlerinde cesurca yansıtabildiği duygusallığı ile tüm dünyada dikkat çeken bir isim haline gelmiştir. Frida Kahlo deyince akla gelen ilk isim Diego Rivera'dır. Ona büyük bir tutku ile bağlı olan Frida aşkını şöyle betimler. "Senin çirkin olduğunu söyleyen annemden nefret ettim. Sana benim gibi bakamayan herkesten. Senin güzelliğini görememelerini anlayamadım hiç…" 1939 yılının Kasım ayında eşi Diego Rivera'dan boşandı. Bu dönemde yaptığı eserleri, derin ve çokça acı doluydu.
Bu otoporte eserinde, el ele tutuşan iki Frida görüyoruz. Soldaki beyaz tenli, etekleri işlemeli beyaz bir gelinlik giymiş, Avrupa kültürlü bir kadın rolünde. Sağdaki ise bildiğimiz Meksika yerlisi Frida. Avrupalı Frida'nın kalbinden çıkan damar buradan uzanıp Meksikalı Frida'nın kalbine, oradan da Frida'nın elinde duran küçük bir aksesuara bağlanmıştır. Bu aksesuarın üzerinde Diego'nun çocukluk resmi vardır. Frida Diego'yu hem kocası hem çocuğu gibi gördüğünü anlatmak istemiştir. Meksika Modern Sanatlar Müzesi'nde sergilenen Frida'nın elinde tuttuğu muska, Frida Kahlo Müzesi'nde saklanmaktadır.
9- - Grant Wood - Amerikan Gotiği
Bugüne kadar en çok paradisi yapılmış olan bu tabloya baktığımızda kapıldığınız ilk his bu insanların karı koca olduğudur. Ancak Wood, bu ikili evli bir çift değil de baba-kız olduğunu belirtti. Figürleri incelediğimizde çiftçi sert bakışlara ve öfkeli bir ifadeye sahipken kadının ise bakışlarında endişe görülüyor. Adamın elindeki tırmık zor koşullar altındaki işçiliği, kadının arkasındaki çiçekler de evcilliği ve hizmetçiliği anlatır.
Bu resimde amaç aslında arkadaki evi resmetmektir. Genel mimarisi çok hoşuna gitmiştir. Sonra o evde yaşayacak, mutlu insanlar resmetmeye karar vermiş ve çiftçi aile olarak, bayan figürü kardeşi, erkek figüründe ise dişçisini kullanmıştır.
Bu kadar popüler yapan ne?
Eserin sahibi Wood, anti-modern bir akım olan Rejyonalist akımının temsilcilerindendir. Eserde bu yüzden büyük şehirler yerine kırsal kesimlerdeki küçük köylere sahip modası geçmiş bir Amerika'yı yansıtıyordu.
10- Pablo Picasso – Guernica
Kübizmin en önemli temsilcilerinden olan Picasso'ya göre sanatçı, insanlığın yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı bir savaşa kayıtsız kalamazdı. Bu yüzden bir şekilde savaşın yıkıcılığına eserinde yer vermeliydi. Ve bunun üzerine en ünlü eserlerinden biri olan bu eseri çizdi. Eserin içinde yer kalan insanlar hayvanlar ve figürler karmaşık ve çarpıcı bir şekilde çizilmiştir.
Her bir karede farklı olayın yansıtıldığı Guernica, geometrik ve tablo olarak görülürken, yağlıboyayla yapılmış olmasına rağmen siyah, beyaz ve gri renkleri kullanan Guernica, gazete fotoğraflarına benzer bir hava yakalayarak ve savaşın sebep olduğu cansızlığı vermek istemiştir.
Yasaklandı
Eser, Franco hükümetinin iktidarda olduğu sürece resmin İspanya'ya girmesi yasaklandı. Hatta Alman bir subayın Picasso'ya "Bu resmi siz mi yaptınız?" sorusu üzerine, Picasso "Hayır siz yaptınız" demesi önemli bir gönderme olmuştur. Picasso tabloyu İspanya'ya hediye etmiş olsa da yaşadığı sürece yasaktan dolayı Guernica, İspanya'ya girememiştir.