95 yıl sonra bir ilk: Lozan Antlaşması'nın onay metni Paris'te
Türkiye'nin bağımsız ve egemen bir devlet olarak tanınmasını sağlayan ve 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Barış Antlaşması'nın etkilerini günümüze kadar devam etti. İsviçre'nin Lozan şehrinde 95 yıl önce imzalanan antlaşma, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu belgesi kabul edildi. Birinci Dünya Savaşı’nın bitiminin 100’üncü yılı nedeniyle Paris’teki Ordu Müzesi tarafından düzenlenen sergide Türkiye’nin Lozan Antlaşması onay metni ve Mustafa Kemal’in 1923 tarihli mührü de ilk kez sergilenecek.
Suriye'nin Rusya ile ABD arasında etki alanlarına bölüneceği tartışmalarının yaşandığı şu günlerde, Birinci Dünya Savaşı'nda Ortadoğu'yu Avrupalı güçler arasında bölüştüren gizli Sykes Picot antlaşmasının orijinal metni, paylaşım haritasıyla birlikte Paris'teki Ordu Müzesi'nde sergilenecek. Yarın açılacak serginin en önemli parçaları arasında ayrıca yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin Lozan Antlaşması'nın onay belgesi de bulunuyor. Onay belgesi ilk kez sergilenecek ve bu sayede Cumhuriyet'in kurucusu Mustafa Kemal'in dosyanın üstündeki mührü de 1923'ten beri ilk kez günyüzü görecek.
Serginin en önemli paydaşlarından biri Fransız Dışişleri Bakanlığı'nın Diplomatik Arşivler Merkezi. Merkezin başında Türk basınının yakından tanıdığı Herve Magro bulunuyor. Ortaokulu Türkiye'de okuyan, 2009 ile 2013 tarihleri arasında İstanbul Başkonsolosu olarak görev yapan Magro akıcı Türkçesini hâlâ muhafaza ediyor.
95 YIL SONRA İLK KEZ
Birinci Dünya Savaşı'nın bitiminin 100'üncü yılı nedeniyle Ordu Müzesi tarafından düzenlenen sergiye diplomatik arşiv merkezi de 40 civarında parçayla katkı sunuyor. "Doğu'da Bitmeyen Savaş. 1918-1923?" şeklinde çevrilebilecek sergiyle ilgili bilgi veren Magro, "Fransızlar için büyük savaş 1918'de sona erdi. Halbuki savaş Avrupa'nın doğusunda ve Ortadoğu'da devam ediyordu. Tarihin bu dönemi bizim kamuoyumuzca fazla bilinmiyor. Buna karşın dünya tarihi açısından bir dönüm noktasından bahsediyoruz. Avusturya – Macaristan imparatorluğu ile Osmanlı imparatorluğunun dağılması Avrupa ve çevresine damgasını vurdu ve günümüzde bu etki devam ediyor" diye konuştu.
20 OCAK'A KADAR AÇIK
Fransa, Lozan Antlaşması'na taraf ülkelerin onay belgelerini göndereceği ülke olarak belirlendiği için Türkiye'nin onay belgesi de Paris'in Courneuve adlı banliyösündeki arşiv merkezinde muhafaza ediliyor. Diplomatik arşivler, Mustafa Kemal'in Atatürk soyadını almadan önceki imzasıyla gönderdiği belgelere de ev sahipliği yapıyor. Ordu Müzesi'ndeki sergi 20 Ocak'a kadar sürecek. (Hürriyet)
ZAFER Mİ HEZİMET Mİ?
Türkiye'nin bağımsız ve egemen bir devlet olarak tanınmasını sağlayan ve 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Barış Antlaşması'nın etkileri günümüze kadar devam etti. İsviçre'nin Lozan şehrinde 95 yıl önce imzalanan antlaşma, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu belgesi kabul edildi.
Lozan Barış Antlaşması, I. Dünya Savaşı sonucunda 24 Temmuz 1923'te İsviçre'nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Leman Gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace'ta imzalandı. Lozan'da TBMM'yi İsmet İnönü başkanlığında Dr. Rıza Nur Bey ve Hasan Saka'dan oluşan bir heyet temsil etmişti.
TÜRKİYE'NİN SINIRLARI LOZAN'DA BELİRLENDİ
Lozan Antlaşması'na giden süreçte görüşmeler 20 Kasım 1922'de başlamış, TBMM'nin, "kapitülasyonlar" ve "Ermeni devleti" konularında taviz vermesi istenmedi. Görüşmeler, 4 Şubat 1923'te başta Boğazlar sorunu, kapitülasyonlar, Musul-Kerkük ve Osmanlı Devleti'nin borçları gibi nedenlerden dolayı kesildi. 23 Nisan 1923'te yeniden başlayan görüşmeler sonunda varılan anlaşmaya göre, Suriye sınırı 20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Antlaşması ile belirlendiği şekilde kabul edildi.
Irak sınırının ileride İngiltere ve TBMM arasında yapılacak bir görüşme ile belirlenmesine karar verilirken, Yunanistan sınırı, Mudanya Antlaşması'nda olduğu gibi kabul edilmiş ancak savaş tazminatı olarak Yunanistan Karaağaç'ı Türkiye'ye bırakıldı. Antlaşmayla Sovyet sınırı, Gümrü, Moskova ve Kars Antlaşması ile belirlendiği gibi kaldı, Doğu Anadolu'da bir Ermeni Devleti kurulmasından vazgeçildi.
Lozan sürecinin en önemli gelişmelerinden biri de saltanatın kaldırılmasıdır. İtilaf Devletleri Londra Konferansı'nda olduğu gibi TBMM ile birlikte İstanbul Hükümeti'ni Lozan Konferansı'na da çağırarak, çift başlı ortamdan istifade etme amacındaydı. İstanbul Hükümeti'nin de davete icabet etme arzusu, Ankara Hükümeti'ni harekete geçirdi. Ve meseleyi süratle meclise getirip 1 Kasım 1922 tarihinde 1299 yılından beri süre gelen Osmanlı hanedanın varlığına son verip saltanatı kaldırdı. Böylece İstanbul'daki yönetimi TBMM devraldı. Padişah Vahdeddin (VI. Mehmet) son Osmanlı Padişahı olarak 17 Kasım 1922 tarihinde yurdu terk etmek durumunda kaldı, amcasının oğlu II. Abdülmecit meclis tarafından halife (son halife) seçildi. Lozan için içerde bütün şartlar uygun hale getirildi.
LOZAN ANTLAŞMASI MADDELERİ
-Suriye Sınırı, 20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Antlaşması ile belirlendiği şekilde kabul edilmiştir.
-Irak Sınırı, Irak sınırının ileride İngiltere ve TBMM arasında yapılacak bir görüşme ile belirlenmesine karar verilmiştir.
-Yunanistan Sınırı, Mudanya Antlaşması'nda olduğu gibi kabul edilmiş, ancak savaş tazminatı olarak Yunanistan Karaağaç'ı Türkiye'ye bırakmıştır.
-Sovyet Sınırı, Gümrü, Moskova ve Kars Antlaşması ile belirlendiği gibi kalmıştır.
-Doğu Anadolu'da bir Ermeni Devleti kurulmasından vazgeçilmiştir.
-Kapitülasyonlar kesin olarak kaldırılmıştır.
-Adalardan, Bozcaada ve Gökçeada Türk Devleti'ne, On İki Adalar İtalyanlara, diğer adalar ise Yunanistan'a bırakılmıştır.
-Türk Devleti'nin sınırları içindeki Yabancı Okullar Türk kanunlarına uyacaklar, okulların öğrenimini Türk Devleti düzenleyecektir.
-Fener Rum Patrikhanesi'nin yabancı kiliselerle ilişki kurmaması şartı ile Türkiye'de kalması kabul edilmiştir.
-Azınlıklara verilen ayrıcalıklar kaldırılmış, tüm azınlıklar Türk vatandaşı kabul edilmiştir.
-İstanbul'daki Rumlar hariç diğer yerlerdeki Rumların Yunanistan'a gönderilmesine, Batı Trakya hariç diğer yerlerdeki Türklerin de Türkiye'ye gönderilmesine karar verilmiştir.