"Edebi metinler ruhumuzdaki yaraları tedavi etmek için var'
Türk Edebiyatı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Aslan, "Edebi metinler, dergilerde yazan hikayeler, şiirler ana vatanımızdan uzak düştüğümüzde ruhumuzda meydana gelen yaraları tedavi etmek, iyileştirmek için vardır." dedi.
Türk Edebiyatı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Bahtiyar Aslan, "Edebi metinler, dergilerde yazan hikayeler, şiirler aslında bilerek ya da bilmeyerek bizim o tanrının yanından ana vatanımızdan uzak düştüğümüzde ruhumuzda meydana gelen yaraları tedavi etmek, iyileştirmek için vardır." dedi.
Yunus Emre Enstitüsü (YEE) tarafından düzenlenen "Türk Edebiyatı Yaz Okulu-2019" programı kapsamında Sultanahmet'teki Türk Edebiyatı Vakfı'nda "Türkiye'de Edebiyat Dergiciliği ve Türk Edebiyatı" başlıklı seminer gerçekleştirildi.
Vakfın Ahmet Kabaklı Salonu'nda edebiyat dergiciliğini anlatan Aslan, dergiciliğin tarihinin çok eski olmadığını, sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada en fazla matbaanın icadına kadar dayandırılabileceğini, bu dönemde de dergi diye bir şeyin söz konusu olmadığını söyledi.
İlk dergilerin Osmanlı'nın son dönemlerinde 1850 sonrasında ortaya çıkmaya başladığını, dergiye de zamanla ihtiyaç duyulduğunu anlatan Aslan, şunları kaydetti:
"Modern hayat çok enteresan bir şey. Biz modernleşmeye başladığımızda adı çok yeni konulan bir kavram vardı, bilginin demokratikleşmesi. Bilgi demokratikleşsin yani yaygınlaşsın, herkes bilgiye ulaşabilsin. İnterneti de bize bilginin demokratikleşmesi adına pazarlıyorlar."
"GELENEKSEL METİNLER BAZI ŞEYLERİ ÇOK NET SÖYLER"
Klasik metinlerin bir dogma gibi bir yasa gibi ele alınması gerektiğini vurgulayan Aslan, "Atalarımız yanılmaz, klasikler yanılmaz, klasiklerde hata bulamazsınız, gelenekte hata bulamazsınız. Geleneksel metinler bize bazı şeyleri çok net söyler ve biz onu tartışamayız, tartışsak da inkar edemeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Sadece İslami değil bütün dini geleneksel metinlerde insanın fizyolojik olarak var olmadığı zamanda ruhunun tanrının yanında olduğuna ilişkin ifadelerin yer aldığını aktaran Aslan, şunları söyledi:
"Sonra biz bu dünyaya gönderildik, ruhumuz asıl memleketinden uzak düştü. Yani siz şu anda kendi evinizi, ülkenizi nasıl özlüyorsanız, ruhumuz da hep o memleketi özlüyor. Biz doğduğumuz günden beri hatta ruhlarımız tanrının yanından ayrıldığı günden beri orayı özlüyoruz. Klasik metinler bize bunu söylüyor."
Aslan, buna göre insanların bir kopuş yaşayarak gurbete düştüğünü ve bu gurbetin modern hayatta daha da arttığını ifade ederek, "Edebi metinler, bu dergilerde yazan hikayeler, şiirler aslında bilerek ya da bilmeyerek bizim o tanrının yanından, ana vatanımızdan uzak düştüğümüzde ruhumuzda meydana gelen yaraları tedavi etmek, iyileştirmek için vardır. Edebi metnin bir çıktısı yok ya işte olması gereken çıktısı, neticesi bu." şeklinde konuştu.
Türk Edebiyatı dergisinin Ahmet Kabaklı zamanından bugüne geçtiği dönemlere ve dergiye katkıda bulunan meşhur isimlere ilişkin bilgi veren Aslan, seminerin ardından katılımcıların sorularını cevapladı.
Daha sonra Ahmet Kabaklı'nın girişimiyle 1978 yılında kurulan Türk Edebiyatı Vakfı içesinde yer alan Kabaklı'nın çalışma odasını gezen yaz okulu öğrencileri, Bahtiyar Aslan'dan Kabaklı'nın eşyalarına ve çalışmalarına dair bilgi aldı ve hatıra fotoğrafı çektirdi.
TÜRK EDEBİYATI YAZ OKULU-2019
YEE'nin Türkoloji ve tercümanlık alanlarında çoğunluğu lisansüstü eğitim alan yabancı katılımcılara Türkçeyi ve Türk edebiyatını anlatmak amacıyla başlattığı etkinlik, Türk edebiyatının seçkin yazarları, şairleri ve akademisyenlerini seminer, ders ve atölyeler aracılığıyla uluslararası öğrencilerle buluşturuyor.
Klasik ve Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının örneklerinin görüleceği yaz okulu kapsamında katılımcılar, Türk edebiyatının seçkin yazarları ve şairleriyle bir araya gelerek, seminerler, dersler ve atölyeler aracılığıyla farklı edebi türleri ve eserleri tanıma imkanı buluyor.