Ahirim Sensin türküsünün hüzünlü hikayesi
Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş, bu dünyadan göçeli tam dokuz yıl geçti. 7’den 70’e herkesin gönlüne dokunan bir isimdi o. Kendini, özünü, hissettiklerini saza ve söze döktü. “Ayaklarınızın turabı, gönüllerinizin hizmetçisi, dertlerinizin ortakçısıyım.” diyerek samimiyetini her daim düstur belledi. Bir türkünün bir kelimesi kaybolsa hayatımın anlamı kaybolur, der Neşet Ertaş. Biz de onun hayatını daha iyi anlamak için türkülerin izine çıkacağız.
Aşkın, sevdanın, özlemin türkülerini dillendiren büyük usta, bir garip, bir âşık: Neşet Ertaş… 7'den 70'e herkesin gönlüne dokunan biri isimdi o. Kendini, özünü, hissettiklerini saza ve söze döktü. "Ayaklarınızın turabı, gönüllerinizin hizmetçisi, dertlerinizin ortakçısıyım." diyerek samimiyetini her daim düstur belledi. "Saygısızlık olmasın ceketimi çıkarabilir miyim?" diyecek kadar da izleyicisine saygılıydı.
📌 Onun sazla olan bağı doğumuyla başlar. Göbek bağı kesilir kesilmez, sazı göbeğinin üzerine koyarlar. Türkülerin ortasında büyüdü. İlk ustası babasıydı, Muharrem Ertaş… "Aynı ruhun insanıyız" dediği babası onun gönlünü, dilini ve elini terbiye eder. Saz çalmayı da öğretir.
📌Oğlunun türküler yazmaya başladığını duyan Muharrem Usta, "Adını türkülerde diyor musun?" diye sorar. Genç Neşet hayır, cevabını verdikten sonra "Ne diyeyim" diye de sorar. "Bizler garibiz oğlum, bize garipler derler, gönülde gariptir" diyerek Garip mahlasını verir evladına. O günden sonra da hayat hikayesini anlattığı bütün türkülerinde, bu mahlası kullanmaya başlar.
📌 Gönül insanıydı Neşet Ertaş. Ömrünü aşka adayan bir ozan… Henüz daha bu duygunun ne olduğunu bilmediği yaşlarda, evcilik oynadığı arkadaşına âşık olur. Hatta ileriki yaşlarda vefat ettiğini duyunca Vay Vay Dünya türküsünü onun için yakar. Hiçbir zaman da ağlamadan bitiremez bu türküsünü. O günden ömrünün sonuna kadar gönlünde hep bir sevda olur.
📌 Çiçekdağı'nda başlayan yolculuğu, bir ara Ankara'ya düşer. Bu dönemde Neşet Ertaş ile babasının arası bozulur. Nedeni ise Leyla'ydı. Her aşığın bir Leylası vardır ya, o da burada buldu onu. Aynı yerde çalıştığı Leyla'ya âşık olup evlenmek ister. Babasına da haber salar. Ailesi kızı görmeye gelir. Fakat Muharrem Usta istemez evlenmelerini, aslını bilmiyoruz alma der. Babasının karşı çıkmasına rağmen aşkından vazgeçmez ve 60'lı yılların başında evlenirler. 3 de çocuğu olur. Fakat aradan bir süre geçmesinden sonra yollarını ayırırlar.
📌Bu sevdanın, baba ile oğul arasındaki kırgınlığın izini türkülerde görürüz. Muharrem Usta, oğlunun yuvasının dağılmasından sonra duyduğu üzüntüyle şu türküyü söyler:
"Temiz ruhlu, saf kalplisin şöhretsin
Hakkın vardır evlenmeye evladım
Mevlam sana yapanları kahretsin
Aslı bozuk alma dedim evladım"
📌Neşet Ertaş da babasına aynı minvalde, türküyle karşılık verir: "Analar insandır biz insan oğlu"
"Senin dediklerin evladan değil
Her hata suç bende Leyla'dan değil
Aslı bozuk deme gel şu insana ya dost, ya dost, dost
Ulu arıyorsan analar ulu
Sevmişiz gönülden, olmuşuz kulu
Analar insandır biz insan oğlu
Aslı bozuk deme gel şu insana ya dost, ya dost, ya dost, dost"
📌Fakat aralarındaki kırgınlık, saygısızlık olarak anlaşılmamalı. Neşet Ertaş, türkülerinden bahsedilirken "Çaldığım havaların etkileri ve duygularımın neredeyse yüzde doksanı babamındır ve ondan geçmiştir." diyerek babasına vefasını gösterir. Nitekim Muharrem Usta'da oğluna karşı hiçbir zaman şefkat kanadını indirmez.
📌 Ayrılık, Neşet Ertaş'ı derinden etkiledi. Dillere pelesenk olacak türkülerin yazılmasına vesile oldu. "Cahildim dünyanın rengine kandım" dizeleriyle başlayan Ahirim Sensin türküsü de bunlardan biriydi. Biten evliliğinin ardından kaleme alır.
"Cahildim dünyanın rengine kandım
Hayale aldandım boşuna yandım
Seni ilelebet benimsin sandım
Ölürüm sevdiğim zehirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin"
📌 Türkülerinde aşkını anlatan Neşet Ertaş, çoğunda hatanın kendinde olduğunu söyler, Leyla'ya toz kondurmaz. Bundan sonraki türkülerinin hepsi bir şekilde bu sevdanın izini taşıdı. Bazen özlem oldu, bazen isyan…
Bir türkünün bir kelimesi kaybolsa hayatımın anlamı kaybolur, der Neşet Ertaş. Biz de onun hayatını daha iyi anlamak için türkülerin izine çıktık.
Instagram hesabımızı takip etmek ve "Eski Defterler" programımızı izlemek için tıklayın
Editör - Sunucu: Burcu Sandıkçı
Kurgu: Günışığı Gülhan Salma
Kamera: Ahmed Helal
***
🎥 "ESKİ DEFTERLER"İN DİĞER VİDEOLARINI BURADAN İZLEYEBİLİRSİNİZ 👇
▶ Çırpınırdı Karadeniz: Azerbaycan - Türkiye dostluğunun hikâyesi
▶ Mihriban şiirinin 'gerçek' hikâyesi
▶ Mescid-i Aksa'nın son Osmanlı askeri: Iğdırlı Onbaşı Hasan
▶Osmanlı'nın ihtişamlı Ramazan geleneği: Kadir Alayları
▶Osmanlı'nın yardım eli: Zimem Defteri geleneği
▶ Zahide'm türküsünün hüzünlü hikayesi
▶ Onbeşlilerin hazin öyküsü
▶ Monna Rosa şiirinin arkasındaki gizem
▶ Cemil Meriç, gözlerini nasıl kaybetti?
▶ Necip Fazıl'ın ilk pişmanlığı!