Tek ebeveynli çocukların hayatında büyük değişiklikler yapılmamalı
Tek ebeveynli ailelerin çocuklarını yetiştirirken dikkat etmesi gereken noktalar hakkında bilgi veren Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Kayhan Bahalı, çocuğun hayatında az değişiklik yapılmasının ve yaşına uygun olacak şekilde var olan durum hakkında konuşmanın önemini vurguladı.
Tek ebeveynli aileler günümüzün önemli gerçeklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de bu oran hızla artıyor. Boşanma, ayrılma, eşin ölümü ya da evlat edinme gibi nedenlerle çocukların azımsanmayacak bir kısmı tek ebeveynli ailelerin birer üyesi olarak hayatlarına devam ediyor. Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Kayhan Bahalı, çocukları tek başına yetiştiren ebeveynler için dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.
ÇOCUĞUN HAYATINDA OLABİLDİĞİNCE AZ DEĞİŞİKLİK YAPMALI
Bir ebeveynin kaybı sonrasında eski aile sisteminin bozulacağını ve ailenin kalan üyeleri için yeni bir dengesizlik durumunun ortaya çıkacağını ifade eden Doç. Dr. Mustafa Kayhan Bahalı, "Özellikle kayıp sonrasındaki ilk yıl, bu dengesizlik durumu hem kalan ebeveyn hem de çocuklar için oldukça zorlayıcı olacaktır. Zorlanan yeni aile sistemi rahatlamak için en kısa zamanda denge durumuna ulaşmaya çalışır. Biraz sabır ve zaman ile dengenin yeniden kurulması hem çocuklar için hem de kalan ebeveynin sağlıklı gelişimi için çok önemlidir. Boşanma, ayrılma veya eşin ölümü gibi tek ebeveyne neden olan durum ne olursa olsun çocukların hayatlarında olabildiğince az değişiklik yapılması bu dengenin en kısa zamanda yeniden kurulması için kritik bir konudur. Çocuklar tutarlılığı sever, bu yüzden çocukların rutinleri korunmaya çalışılmalıdır. Eğer mümkünse aynı evde yaşamaya devam edilmesi, çocukların bildikleri yerlerde, günlük rutinleri ile birlikte güvenlik, huzur ve rahatlık gibi olumlu duygular içinde yaşamalarına olanak sağlayacaktır" dedi.
GERÇEĞİ SAKLAMAYIN
Çocukların yaşlarına uygun şekilde ne olduğunun ve bundan sonra ne olacağının basit ve güven verici bir şekilde açıklanmasının da çok önemli olduğunu kaydeden Doç. Dr. Mustafa Kayhan Bahalı, "Dikkatli bir açıklama ile çocukların zihin karışıklığının önüne geçilebilir. Boşanma durumunda çocuklara; halen iki ebeveyninin olduğu, ikisinin de onları sevdikleri ve ellerinden geldiği kadar onları korumaya çalışacakları söylenmelidir. Çocuklar, ebeveynleri artık beraber yaşamayacak olsa bile, onlara bakmaya beraber devam edeceklerini bilmelidir. Eğer diğer ebeveynin ölümü söz konusuysa çocuklara, kalan ebeveynin onları sevmeye devam edeceği, elinden geldiğince onlara bakmaya ve korumaya çalışacağı ifade edilmelidir. Çocuklara evde olmayan ebeveynin bundan sonra nerede yaşayacağı, öldüyse mezarının nerede olduğu, nasıl ve ne zaman ziyaret edebilecekleri gibi konular mutlaka açıklanmalıdır. Bu onların kafalarındaki karışıklığın biraz da olsa düzelmesini sağlayabilir" diye konuştu.
ÇOCUĞU EN ÇOK ANNE BABA ARASINDAKİ DÜŞMANLIK YIPRATIYOR
"Boşanan ailelerde çocuklara esas hasarı veren evliliğin bitmesi değil, ebeveynler arasındaki iletişimsizlik, düşmanlık ve saygısızlıktır" diyen Doç. Dr. Bahalı, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ayrıldığınız eşinize kızgın olabilirsiniz ama çocuklarınızın iyiliği için onunla açık iletişimi korumalı ve dostane ilişkiler kurmaya çalışmalısınız. Çocuklara en az hasarı veren yaklaşım bu olacaktır. Bunu başaran ailelerde diğer tarafı zor durumda bırakacak kötülemeler, iftiralar, ispiyonlamalar, sabotajlar ve diğer gerilla taktikler görülmez. Her iki ebeveynde tutarlı olmaya özen gösterir. Disiplin sabit kalır, velayet bir sorun değildir ya da paylaşılır. Çocuklar vasi olmayan ebeveyni ne zaman göreceklerini bilir ve ziyaret günleri eğlenmek için sabırsızlıkla bekler. Yani iletişim olabildiğince esnek ve kolaydır."
DAVRANIŞ PROBLEMLERİ GÖRÜLME RİSKİ ARTIYOR
Bütün hassasiyete rağmen değişen hayata uyum sürecinde çocuklarda çeşitli davranış problemlerinin görülebileceğini belirten Doç. Dr. Bahalı, "Bu süreçte ortaya çıkan davranış problemlerinin çoğunun normal olduğu unutulmamalıdır. Özellikle ilk yıl çocuğun problemli davranışlarının en yoğun görüldüğü yıldır. Tek ebeveynle baş başa kalmayla kendini gösteren ayrılma kaygısı; içe kapanma, huysuzluk, öfke krizleri, dikkat eksikliği ve motive olmakta güçlük çekme gibi duygusal belirtiler ortaya çıkabilir" dedi.
Buna ek olarak tuvalet eğitimi gibi önceden kazanılan becerilerde gerilemeler, uyku düzensizlikleri, kilo değişimleri, aşırı yorgunluk ve aşırı enerji gibi fiziksel belirtilere karşı da dikkatli olunması gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Bahalı, "Kalıcı durumlarda bir çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanından profesyonel bir yardım almak gerekebilir. Tüm bu süreç ergenlik dönemi için de geçerlidir. Çoğu ergen de bu süreci sağlıklı bir şekilde tamamlayacaktır. Uyum sağlamakta zorlanan az sayıdaki ergende, fiziksel ve duygusal sorunlar daha karmaşık ve uzun süreli olarak yaşanabilir. İşte bu ergenler, bütünlüğü korunmuş ailelerin ergenlerine göre depresyon, madde kullanımı, suç davranışı ve yeme sorunları için daha fazla riske sahip olur. Bu durumlara karşı dikkatli olunmalı ve şüphelenildiğinde en kısa zamanda bir çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanına başvurulmalıdır" diye konuştu.
ÖĞRETMENLERE ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR
Bu noktada öğretmenlerin rolünün aileler kadar önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Bahalı, tek ebeveynli çocuklara ve ailelerine yaklaşırken öğretmenlerin dikkat etmeleri gereken hususlardan bazıları şöyle sıraladı:
"Evde bir problem olduğuna işaret edebilecek her türlü fiziksel, duygusal veya davranışsal değişim söz konusu olduğunda aile bir an önce haberdar edilmeli; Duygu, düşünce ve davranışlarındaki değişiklikler hakkında bu öğrencilerle yalnız konuşmaya ve iyi bir dinleyici olmaya özen gösterilmeli; Sınıfa seslenirken 'anneniz ve babanız' gibi bir ifade yerine 'aileniz' gibi bir ifade kullanılmalı; Öğrencilerin verilen dersi anladığından ve ödev miktarının onlar için aşırı olup olmadığından emin olunmalı; Öğrenciyle ilgili bilgilendirme yaparken varsa her iki ebeveynin bilgilendirilmesi konusunda hassas davranılmalı; Öğrencinin yardım alması gereken durumlarda, okul rehberlik öğretmeni veya okul müdürü durumdan haberdar edilmeli."