Ramazan mukabelesi 6. cüz
Bir rahmet ayı olan Ramazan-ı Şerif'te Kur'an-ı Kerim okumak Müslümanlar tarafından çokça tercih edilir. Ramazan boyunca gerçekleştirdiğimiz en önemli ibadetlerden biri olan mukabele, Peygamberimizin de Ramazan-ı Şerif’te Cebrail aleyhisselam ile ifa ettikleri bir uygulamadır. Fikriyat.com olarak her gün bir cüzle siz değerli okurlarımıza ulaşmayı ve Kur'an-ı Kerim'in hatmini birlikte tamamlamayı istiyoruz. Bu minvalde derlediğimiz Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 6. cüzü sizlerle buluşturuyoruz. İşte Ramazan mukabelesi 6. cüz.
Ramazan ayı, Kur'an-ı Kerim'in nazil olmaya başladığı aydır ve "Kur'an ayı" olarak da anılır. Bu ayda bol bol Kur'an okunması tavsiye edilmiş; Ramazan boyunca en az bir kere hatim yapılması ve mukabele okunması geleneği yaşatılan değerlerimizden olmuştur.
Mukabele, bir başkasının Kur'an-ı Kerim'i okuyuşunu takip etmek yoluyla hatim etme manasını taşır. Ramazan-ı şerifte en az bir defa hatim tamamlamak tavsiye edilmiştir.
Ramazan mukabelesi, geleneksel anlamda insanların bir araya gelerek gerçekleştirdikleri bir uygulama olsa da bu ibadeti internet ya da televizyon kanalları aracılığıyla yapmak da mümkün.
Fikriyat.com olarak her gün bir cüzle Kur'an-ı Kerim'in hatmini siz değerli okurlarımızla birlikte tamamlayacağımız Ramazan mukabelesinin 6. cüzünü sizlerle buluşturuyoruz.
RAMAZAN MUKABELESİ 6. GÜN
Kur'an-ı Kerim uygulamamızdan cüzlerin Arapça okumalarına ulaşabilir ve mukabele için podcastlerden faydalanabilirsiniz.
📌 6. CÜZÜ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
🔸 Kur'an-ı Kerim'i Arapçasından okuyup takip etmek kadar önemli görülen bir başka husus ise okunan ayet-i kerimelerin mealine ve tefsirine vakıf olmaktır.
🔸 Bu noktada her gün okunan bir cüzün mealini ve ayetlerin asıl manasını kavrayabilmek için tefsirini okumamız tavsiye edilir.
📌 6. CÜZÜN MEALİNİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Her gün bir cüzle Kur'an-ı Kerim'in hatmini tamamlayacağımız Ramazan mukabelesinin önceki cüzlerine aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz:
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 5. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 4. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 3. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 2. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 1. cüz için tıklayın
6. CÜZDE HANGİ SURELER BULUNUR?
🔸 Kur'an-ı Kerim'in 6. cüzü, Nisâ suresinin 148. ayetinden sonuna kadar olan kısmı ve Maide suresinin 1-83. ayetlerini ihtiva eder.
NİSÂ SURESİ
Kur'an-ı Kerim'in dördüncü suresi olan Nisa suresi, Medine döneminde nazil olmuştur ve 176 ayettir. Sure adını, içinde pek çok kez geçen ve kadınlar manasına gelen "nisâ" kelimesinden alır.
🔸 Surede Medine'de Müslüman toplumun oluşması, Bedir, Uhud ve Hendek muharebeleri gibi çetin mücadelelerin yaşanması, bu savaşlar ardından geride yetim ve dul kadınların kalması konularına değinilir.
🔸 Müşriklerin yanı sıra Ehl-i kitap ve münafıklarla temel inanç ve sosyal ilişkiler açısından ortaya çıkan sorunların da işlendiği bir suredir ve bu olaylara işaretle surenin 626-627 yıllarında nazil olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
NİSÂ SURESİNDE VURGULANAN KONULAR
Nisâ suresi, bir girişin ardından üç ana bölüm halinde incelenmiştir. İlk on ayet bir giriş niteliğinde görülmüş ve bütün insanların aynı nefisten yaratıldığı; kadın-erkek olarak dünyaya dağıtıldığı vurgulanmıştır.
🔸 Allah'a saygının altı çizilmiş; akrabalığa ve bütün insanlığa saygılı olmanın gerekliliğine dikkat çekilmiştir. Yetimlerin hukukuna dair adil olunması istenmiş, evlilik konusunda bu vurgu tekrarlanmıştır.
🔸 Nisa suresinin ilk bölümü 11-43. ayetler arasındaki bölümdür. Surenin ikinci bölümü 44-126. ayetler, üçüncü bölümü ise 127. ayetten başlayarak son ayete kadar olan kısmı ihtiva eder.
🔸 Nisa suresi, miras paylaşımına dair hükümlerle başlamış; gayrimeşrû cinsî ilişkilerin önlenmesine ilişkin vurgular yapılmış ve kadınların miras ya da mehir ile elde ettikleri maddi olanakların baskı ile elde edilmesi yasaklanmıştır.
🔸 Bu ayetlerde özellikle kadınlarla iyi geçinmeye yönelik vurgular yapılmış; kişinin hoşlanmadığı durumla karşılaşması halinde bu duruma müsamaha göstermesinin kimi zaman güzel sonuçlar doğurabileceğine işaret edilmiştir.
🔸 Kendileriyle evlenilmesi yasak olan kadınlardan bahsedilmiş; kadın ve erkeğin kendine has üstünlüklerinin bulunduğu ifade edilmiştir. Başta geçimin sağlanması olmak üzere aileden erkeğin sorumlu olduğu belirtilmiş ve eşler arasındaki geçimsizliğin giderilme yöntemleri zikredilmiştir.
Nisâ suresi 10-43. ayetlerin tefsiri
Surede bir taraftan Müslümanlara mahsus hükümler açıklanmış; diğer yandan hak dine inanmayanların dünya hayatında diğer inanç sahiplerine karşı kötü davranışlarına yer verilmiş ve bunların ahirette görecekleri muameleye değinilmiştir.
🔸 Böylece müminlerin içinde bulundukları durumu kavramaları, nimet ve iyilikleri Allah'tan bilerek şımarmadan şükretmeleri, karşılaştıkları güçlüklere ise sabır ve tahammül göstermeleri emredilmiştir.
🔸 Başka Yahudiler olmak üzere tüm kâfirlerin ve inanmadığı halde inanmış görünerek Müslümanları aldatan münafıklar, bu ayetlerde Müslümanlara tanıtılmış; onların tuzak ve hileleri açıklanarak uyarıda bulunulmuştur.
Nisâ suresi 44-57. ayetlerin tefsiri
🔸 Kadınlara, yetim kızlara, küçük çocuklara ve bütün yetimlere âdil davranılması emredilmiştir.
🔸 Eşler arasında ortaya çıkan anlaşmazlıkların barışçıl şekilde giderilmesi; bu mümkün değilse ayrılmanın da caiz olduğu ifade edilir.
🔸 Birden çok kadınla evlilik durumuna ilişkin de adaletin sağlanmasına dair vurgular yapılmıştır.
🔸 Allah'a tam anlamıyla bağlanma, hâkim ve şahit olarak adaletten ayrılmama gibi davranışlar tavsiye edilmiştir ve inanç temellerinin hepsine samimiyetle inanılması istenmiştir.
🔸 Ardından münafıkların bazı davranışlarına değinilmiş; tövbe edip iyi ameller işleyen ve samimiyetle Allah'a bağlananların dışında bütün münafıkların cehennemin en çetin azaplı kısmında bulunacakları belirtilmiştir.
Nisâ suresi 128-147. ayetlerin tefsiri
6. Cüz - Nisâ suresinin 148-176. ayetleri
🔸 Kur'an-ı Kerim'in 6. cüzü, surenin 148. ayetinden başlar. Allah'ın kötü sözün açığa vurulmasını sevmediğinin zikredildiği ayette, O'nun her şeyi işiten ve bilen olduğuna değinilir.
🔸 Allah'ın affedici, her şeye kâdir olduğu belirtilen ayetlerde Allah'ı ve peygamberlerini inkâr edenleri azabın beklediği ifade edilmiştir.
"Allah'ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyenler, "Bir kısmına inanırız ama bir kısmına inanmayız" diyenler ve bunlar arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu, işte gerçek kâfirler bunlardır ve biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır."
Nisâ suresi 150-151. ayetlerin tefsiri
🔸 Münafıkların bazı davranışlarına değinilen ayetlerde, tövbe edip iyi amellerde bulunan ve samimi olarak Allah'a bağlananların dışında tüm münafıkların cehennemin en azaplı bölümünde bulunacaklarına işaret edilmiştir.
🔸 İslam'a karşı direnen Ehl-i kitap olarak adlandırılan Yahudi ve Hristiyanların durumuna da değinilmiş; Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (sav) hitap edilerek Hz. Nuh'tan itibaren tüm peygamberlere olduğu gibi kendisine de vahiy indirildiği vurgulanmıştır.
🔸 Peygamberlerin insanlığa müjdeci ve uyarıcı olarak gönderilmesinin ardından insanların bir mazeretlerinin kalmaması gerekmesine karşın; küfür yolunu tutarak başkalarını da saptırmaya çalışanların ve bunun için baskı kuranların ebedi bir azap ile cezalandırılacakları bildirilmiştir.
Nisâ suresi 152-173. ayetlerin tefsiri
MÂİDE SURESİ
Kur'an-ı Kerim'in beşinci suresi olan Mâide suresi, Medine'de nazil olmuştur. En son nüzul olan sure olduğuna dair rivayetler bulunmakla birlikte içeriğinde bulunan konular nedeniyle farklı zamanlarda indirilmiş olabileceği de göz önünde bulundurulur.
🔸 Surenin ismi, 112 ve 114. ayetlerde geçen "sofra" manasına gelen mâide sözcüğünden alır.
🔸 Bazı inanç ve ahlak esasları, aile ve ceza hukukuna ilişkin hükümler, hac uygulamaları, hayvan kesimleri, abdest, teyemmüm, şahitlik, hırsızlık, içki ve kumarla ilgili hükümler gibi fıkıh konularına yer verilmektedir.
🔸 İsrailoğullarının tarihine ilişkin bazı bilgilere de değinilen surede, Yahudiler ile Hristiyanların yanlış inanç ve tutumlarına yönelik eleştiriler de ele alınmıştır.
MÂİDE SURESİNDE VURGULANAN KONULAR
🔸 Mâide suresi, içerdiği konular bakımından beş bölüm halinde incelenmektedir. İlk bölümde müminlerin akidlerine uymaları emredilmektedir.
🔸 İkinci bölümde abdest ve teyemmümle ilgili hükümler açıklanmakta ve sonra şahitlikte adaleti gözetme uyarısında bulunulmaktadır.
🔸 Üçüncü bölümde, Yahudiler ve Hristiyanlara dair çeşitli örnekler üzerinden Müslümanlara yönelik mesajlara ve hükümlere yer verilmektedir.
🔸 Dördüncü bölüm müminlerden, Allah'ın helal kıldığı güzel ve temiz şeylerden kendilerini mahrum bırakmamalarını isteyen ayetlerle başlamaktadır.
🔸 Son bölümde ise Hz. İsa'nın Allah tarafından kendisine verilen meziyetleri, ona ait mucizeleri anlatılmakta ve Hristiyanların Hz. İsa'ya dair batıl inançları düzeltilmektedir.
6. Cüz - Mâide suresinin 1-83. ayetleri
Kur'an-ı Kerim'in 6. cüzü, surenin 1. ayetinden 83. ayetine kadar olan kısmı ihtiva eder. Yukarıda zikredilen bu ilk üç bölüm, 6. cüzün içinde yer alan konulardır.
🔸 İlk bölümde iman edenlerin akidlerine uymaları emredilmiş; "Allah'ın şiârları" olarak adlandırılan dini hükümlerin ihlal edilmesi yasaklanmıştır.
🔸 İhram yasakları olarak belirtilen avlanma yasağının ardından kan ve domuz eti zikredilmiş ve İslami usule uymayan kesimlerin yenmesi haram kılınmıştır.
🔸 Bir topluluğa karşı duyulan öfkenin aşırıya gitmemesi öğütlenmiş ve iyilik ve takva konusunda yardımlaşılması, günah ve düşmanlık yolunda yardımlaşılmaması emredilmiştir.
🔸 Allah'ın Müslümanlara din olarak İslam'ı seçtiği, onların üzerine nimetini tamamladığı ve dinlerini kemale erdirdiği ifade edilmiştir.
🔸 İslam'ın ise insanlığa bahşedilen son din ve ebedi bir mesaj olduğu belirtilmiş; Veda haccı esnasında arife günü nüzul olan bu ayetin ardından dini hükümlere bir ilave olmamıştır.
🔸 Ehl-i kitabın yiyeceklerinin ve onların kadınları ile evlilik yapmanın Müslümanlara helal olduğu belirtilmiştir.
Mâide suresi 1-5. ayetlerin tefsiri
🔸 Sonraki ayetlerde abdest ve teyemmüme ilişkin hükümler açıklanmıştır.
🔸 Şahitlikte adaleti gözetme uyarısının bulunduğu bu ayetlerde, dinî, ahlâkî ve hukukî önemi dolayısıyla, Müslümanların bir topluluğa karşı duydukları öfkenin onları haksızlık ve adaletsizliğe sevk etmemesi gerektiğinin tekrar altı çizilmiştir.
Mâide suresi 6-11. ayetlerin tefsiri
🔸 Surenin üçüncü bölümü olarak da adlandırılan 12-86. ayetler arasında Yahudiler ve Hristiyanlarla ilgili bilgilere değinilmiştir.
🔸 Hz. Âdem'in oğulları olan Habil ile Kabil kıssası, Müslümanlar için ibret olarak gösterilmiş ve Müslümanlara yönelik mesaj ve hükümler bu ayetlerde bildirilmiştir.
🔸 Haksız yere bir cana kıyan kimsenin bütün insanlığı öldürmüş gibi olacağı, bir insanın hayatını kurtaran kişinin de bütün insanları yaşatmış sayılacağı ifade edilmiştir.
Habil ile Kabil kıssası Kur'an'da nasıl geçer?
🔸 İsrailoğullarının Allah'a verdikleri sözü tutmadıkları, bu nedenle lanetlendikleri, Hristiyanların bir kısmının da benzer bir vefasızlık gösterdikleri belirtilmiştir.
🔸 Hristiyanların Hz. İsa'yı Allah'ın oğlu sayan inançlarıyla teslis inancının reddedildiği; her iki inancın da küfür olduğu açıklanmıştır.
🔸 İsrailoğullarının Hz. Musa'ya yönelik davranışları, onun Mısır'dan çıkarılması, kutsal topraklara girmekten 40 yıl mahrum bırakılması zikredilmiştir.
Hz. Musa'nın hayatı ve risaleti…
🔸 Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'e (sav), Allah'ın indirdiğiyle hükmetmesi emredilmiş; müminlere Yahudi ve Hristiyanları dost edinmemeleri tavsiye edilmiştir.
🔸 Bu ayetin Medine döneminde etkili olan ve Müslümanlara düşmanlık besleyen Yahudileri dost edinen Müslümanlar hakkında nazil olduğu ifade edilir.
🔸 İslam'a yönelik düşmanca duygular besleyenlerin Müslümanları dinlerinden döndürebileceklerine dikkat çekilmiş; İslam toplumunda yer alan bireylerin özellikleri sıralanmıştır.
"Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allah öyle bir kavim getirecektir ki Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler; müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı vakarlıdırlar; Allah yolunda cihad ederler ve hiç kimsenin kınamasından korkmazlar. İşte bu Allah'ın dilediğine verdiği bir lütfudur. Allah'ın lütfu geniştir; O, her şeyi bilir."
Mâide suresi 54. ayetin tefsiri
🔸 Müslümanlara en fazla düşmanlık besleyenlerin Yahudiler olduğuna; sevgi bakımından ise en yakın olanların Hristiyanlar olduğuna dikkat çekilmiştir.
🔸 Yahudiler ile ilgili bu hükümde, Resul-i Ekrem (sav) döneminde Yahudilerin düşmanca tavır ve davranışlarının etkili olduğu anlaşılmaktadır.
🔸 Hristiyanlar ile ilgili ifadelerin ise özellikle Habeş kralı Necaşi Ashame ya da onun tarafından Cafer bin Ebû Tâlib ile birlikte Peygamberimize (sav) gönderilen ve onun huzurunda dinledikleri ayetler üzerine iman eden Habeşli bir heyet hakkında nazil olduğu aktarılmaktadır.
Mâide suresi 82-83. ayetin tefsiri
İslam ile şereflenen ilk kral: Necaşi Asheme
MUKABELE NASIL OKUNUR?
Mukabele karşılık verme, karşılıklı okuma anlamına gelir. Bir kimsenin Kur'an'ı ezberden veya kitaptan yüksek sesle okuması ve onu dinleyen topluluğun da sessizce Kur'an'dan takip etmesi anlamına gelen mukabele şu şekilde okunmalıdır:
🔸 Okumaya başlamadan önce ağız misvakla temizlenmeli.
🔸 Mescit veya bir başka temiz yerde okunmalı.
🔸 Kıbleye yönelmeli.
🔸 Allah Teâla'nın Nahl suresinin 98'inci ayetinde buyurduğu üzere "Kur'an okuyacak olduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın" sözünden hareketle Kur'an okumaya başlarken euzü besmele çekilmelidir.
🔸 Tevbe Suresi hariç her surenin başında besmele çekilmelidir.
🔸 Okunan Kur'an ayetlerini huşu ile dinleyip anlamları hakkında düşünmelidir.
🔸 Sesi güzelleştirmek ve Kur'an-ı Kerim'i tane tane okumak gerekir. Aceleci davranmamak ve med kaidelerine uymak gerekir.
KUR'AN-I KERİM HATİMLİ MEAL DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Kur'an-ı Kerim'i dinlemek, aynı zamanda Kur'an'ın da emridir. Cenâb-ı Hak, Araf suresinin 204'üncü ayetinde "Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, merhamet olunasınız" buyurur.
MUKABELE NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Peygamber Efendimize (sav) 610 yılında ilk vahyin gelişiyle başlayan Kur'an'ın indiriliş süreci, 632 yılına kadar, yaklaşık 23 yıl devam etti.
🔸 Peygamberimizle (sav) Cebrail, her yıl Ramazan ayında bir araya gelerek, o güne kadar indirilen Kur'an ayetlerini, karşılıklı olarak okudular. Önce Cebrail okur Peygamberimiz (sav) dinlerdi. Daha sonra da Peygamberimiz okur, Cebrail dinlerdi.
🔸 Bu durum Peygamberimizin (sav) vefat ettiği yıl 632 de iki kez tekrarlandı. Böylece Kur'an ayetlerinin unutulmasının önüne geçildi. Peygamberimizin (sav) bu davranışını kendilerine örnek alan Müslümanlar, bunu dini bir gelenek olarak günümüze kadar sürdürmüşlerdi.
PEYGAMBERİMİZ KUR'AN'I BAŞKASINDAN DİNLEMEYİ SEVERDİ
Peygamber Efendimiz (sav), Kur'an'ı başkasından dinlemeyi severdi. Başkasından dinlerken mübarek gözyaşlarını tutamazdı.
🔸 Bir hadiste, Allah'ın evlerinden birinde O'nun kitabını okuyan ve müzakere eden cemaati rahmetin kaplayacağı, onları meleklerin kuşatacağı ve Allah Teâlâ'nın o mecliste yer alanları kendi nezdinde bulunanlara bildireceği kaydedilir.
Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî
İbn-i Mes'ud (ra) anlatıyor:
Resulullah (sav) bana hitaben: "Bana Kur'ân oku!" buyurdu. Ben "Ya Resûlallah! Kur'ân sana indirildiği halde, sana Kur'ân'ı ben mi okuyacağım?" dedim. Allah Resulü (sav) "Ben Kur'an'ı kendimden başka birisinden dinlemeyi hakikaten severim" buyurdu. Bunun üzerine, Resul-i Ekrem'e (sav) Nisâ suresinden okumaya başladım.
Nihayet "Her ümmetten birer şâhit getirdiğimiz ve ey Muhammed, onların üzerlerine de seni şâhit olarak getirdiğimiz zaman onların hâli nice olur?" ayetine geldiğimde, Resûl-i Ekrem Efendimiz (sav) "Şimdilik yeter!" buyurdu. Dönüp baktığımda, bir de ne göreyim, Resul-i Ekrem Efendimizin (sav) iki gözünden yaşlar akıyordu.