Şifa kaynağı yaban mersini
Yaban mersini, Türkiye'de Karadeniz Bölgesi'nde, dünyada ise en çok Kuzey Avrupa ve Amerika'da yetişiyor. Görme bozukluğundan kansere pek çok hastalığa şifa kaynağı olan bu meyve, A, C, E ve K vitaminleriyle kalsiyum, demir, potasyum ve magnezyum gibi vücudumuz için gerekli birçok minerali de içinde barındırıyor.
Yaban mersininin enerji metabolizmasını düzenleyici, sakinleştirici özelliğiyle doğal bir antidepresandır. Yüksek oranda antosiyanin içermesinden dolayı görme kaybını önleyici özelliğe sahip. Göz içi basıncının (göz tansiyonu) yükselmesi önemli bir risk oluşturur. Göz tansiyonunun yüksek olmasına bağlı olarak kan göz retinası hücreleri yeterince beslenemez ve hücrelerin yavaş yavaş ölmesine yol açar. Yaban mersini, göz yorgunluğu, glokom (karasu), miyopluk, gece körlüğü, katarakt, göz kamaşması, şeker hastalığından kaynaklanan görme bozukluğunu önler.
ALZHEİMER RİSKİNİ AZALTIYOR
A, B, C vitaminleri, antosiyanin, selenyum, magnezyum, fosfor, bakır, çinko gibi önemli besin öğelerinden zengin olan yaban mersininin beyin hücrelerini ve sinirlerini koruyucu özelliğe de sahip olduğundan hafızayı güçlendir. Özellikle Alzheimer gibi giderek artan bir hastalığa karşı koruyucu. Çalışmalara göre düzenli yaban mersini tüketen çocukların öğrenme kapasitesi de yüksek olduğu gözlemlendi.
Hastalık oluşumu ve vücutta yaşlanmayı tetikleyen serbest radikalleri nötralize eder. Antioksidan olan meyveye mavi/mor rengi veren antosiyanin pigmentinden zengindir. C, E ve A vitamini, B kompleks vitaminler, bakır ( etkili bir bağışıklık yapılandırıcı ve anti bakteriyel), selenyum, çinko, demir (kandaki hemoglobin ve oksijen konsantrasyonunu arttırarak bağışıklığı arttırır), manganez (vücutta kolesterol ve karbonhidrat ve protien gibi besin öğelerinin kullanılmasını sağlar) içeriği ile bağışıklığı yükselterek, enfeksiyonlara karşı korur.
Bağışıklık güçlendikçe soğuk algınlığı, ateş, suçiçeği gibi viral ve bakteriyel bulaşıcı hastalıklara yakalanma riskini azaltır.
Hipertansiyon oluşumunu önler. Antosiyanin pigmentinin hipertansiyona karşı koruyucu etkisi vardır. 14 yıl süren, 134 bin kadın ve 23 bin erkeğin katıldığı bir çalışmada haftada 1 çay bardağından (125 ml) fazla yaban mersini tüketenler, hiç tüketmeyenlerle kıyaslandığında hipertansiyon oluşum riskinin yüzde 10 azaldığı saptandı.
Beyin fonksiyonlarını iyileştirir. Antosiyaninler beyin merkezindeki nöronal sinyalleşmeyi arttırır. Yapılan bir çalışmada 12 hafta boyunca yetişkinlere günlük yaban mersini suyu tükettirildi ve çalışma sonunda hafıza fonksiyonlarının geliştiği gözlemlendi. Yapılan çalışmalar, düzenli yaban mersini tüketiminin Alzheimer hastalığı oluşum riskini de azalttığını gösterir.
KANSERE KARŞI KORUYOR
Kolon ve yumurtalık kanseri oluşum riskini azaltır. Yapılan bir çalışmada yaban mersininde bulunan pterostilben adlı bir bileşiğin kolon kanserine karşı koruma sağladığı saptandı. İltihap karşıtı özelliğinden ötürü kolondaki tümör büyümesini baskılayıcı özelliğe sahiptir. Yüksek oranda yaban mersini flavonoidleri alımının yumurtalık kanseri oluşum riskinde yüzde 34 oranında azaltır.
İdrar yolları enfeksiyonlarıyla mücadelede etkilidir. Kızılcık gibi yaban mersini de antosiyanin bileşiğini içermesi sebebi ile mesane duvarlarına yapışıp iltihap ve yanmaya neden olan, enfeksiyon oluşturan bakterilerin oluşumunu engeller. Yüksek oranda C vitamini de idrar yollarında bakteri oluşumunu engeller. 1 bardak yaban mersini de 15 mg C vitamini içerir, kadınlar için günlük ihtiyacın yüzde 20'sini karşılar.
Yüksek lif, antioksidan kapasite ve kötü kolesterolü azaltıcı özelliği ile kalp sağlığını koruyucu özelliktedir. 93 bin kadın üzerinde yapılan bir çalışmada haftada 3 veya daha fazla porsiyon yaban mersini ve çilek tüketen kadınlar bu meyveleri ayda 1 veya daha az tüketenlerle karşılaştırıldığında kalp krizi oluşum riski yüzde 32 daha az olduğu saptandı.
Yetişkinler üzerinde yapılan bir çalışmada günde 3 ve üzerinde meyve tüketenler günde 1,5 porsiyon ve altında tüketenlerle kıyaslandığında ilerleyen yaşlarda görme kaybı ile sonuçlanan sarı nokta oluşum riskini yüzde 36 oranında daha az olduğu görüldü.
NASIL TÜKETİLMELİ?