Trump yönetiminden üniversitelerde ifade özgürlüğü konusunda ikiyüzlü politika
Kendi politikalarını destekleyen programların iptaline tepki gösteren Trump yönetimi, İsrail karşıtı gösterileri ve programları Yahudi öğrencilerin hayatlarını tehlikeye attığı gerekçesiyle durdurmayı hedefliyor.
ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, üniversitelerde kendi politikalarını destekleyen programların iptal edilmesine "ifade özgürlüğü kısıtlanıyor" şeklinde tepki gösterip öğrencilerin daha açık bir şekilde fikirlerini dile getirmesi gerektiğini savunurken İsrail'e yönelik eleştirilerin ise önüne geçmeye çalışıyor.
ABD Anayasası'nın yazıldığı Pennsylvania eyaletinin Philadelphia şehrinde Anayasa Günü olarak kabul edilen 17 Eylül'de düzenlenen etkinliğe katılan Adalet Bakanı Jeff Sessions ve Eğitim Bakanı Betsy Devos, anayasanın birinci maddesindeki ifade özgürlüğü konusunu üniversite kampüslerinde Trump yönetimine yönelik engellemeler bağlamında değerlendirdi.
Adalet Bakanı Sessions, etkinliğin açılışını yaparken üniversite kampüslerindeki kutuplaşmalardan şikayet ederek "Çok ileri gittiler." ifadesini kullandı.
Aşırı sağcı olarak bilinen ve Başkan Trump yönetimini destekleyen yazarlar Ann Coulter ve David Horowits'in California'da Berkeley Üniversitesi'ndeki programlarının karşıt görüşlü öğrenci protestolarından sonra okul yönetimi tarafından iptal edildiğini anımsatan Sessions, "Bu sona ermeli. Bu ülke ister sağ isterse sol görüşten olsun iğrenç toplantıları, dengesiz ve kışkırtıcı konuşmaları korur." diyerek ABD'deki ifade özgürlüğünü övdü.
Aynı etkinlikte konuşan Eğitim Bakanı DeVos da Trump lehine düzenlenen programların baskılar sonucu iptal edildiğini ve okul yönetimlerinin bu konuda sessiz kaldığını söyledi.
DeVos, "Üniversiteler, bazı konuların göreceli olarak 'saldırgan' ve 'nefret dolu' olduğu gerekçesiyle öğrencileri koruma altına alıyor. Bu, öğrenciler üzerinde baskı kuran bir tavırdır ve öğrencilerin bazı konularda kendi kararlarını vermesinin önüne geçiyor." dedi.
Üniversitelerde "muhafazakar" olarak nitelenen konuşmacıların programlarının baskılar sonrası iptal edildiğine işaret eden DeVos, "Ekranların arkasına, sosyal medyada gizli hesapların arkasına saklanılıyor. Yüz yüze konuşabilmek kolay olmuyor." diyerek, öğrencilerin tüm konularda konuşabilmesi gerektiğini belirtti.
ÜNİVERSİTE KAMPÜSLERİNDE İSRAİL ELEŞTİRİLEMİYOR
Diğer taraftan Trump yönetimi, üniversitelerde İsrail'e yönelik eleştirilerin önüne geçmeye çalışıyor.
Trump yönetiminin İsrail eleştirilerini sindirmeye çalışmasında son örnek, ABD Eğitim Bakanlığının 7 yıl önceki bir davayı tekrar gündeme getirmesi oldu.
Eğitim Bakanlığı, 2011'de New Jersey'deki Rutgers Üniversitesi'nde Yahudi öğrencilerin İsrail karşıtı gösteriye izin veren okul yönetimi hakkında "hayatlarını tehlikeye attığı" gerekçesiyle başlattığı hukuki sürecin tekrar açılarak devam ettirileceğini duyurdu.
Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Kenneth Marcus, İsrail'e yapılan eleştirilerin dini özgürlükler kategorisi altında değil, "Yahudi karşıtlığı" şeklinde değerlendirileceğini ve ırkçılık olarak ele alınacağını belirtti. Marcus, İsrail eleştirilerinin Yahudi öğrencilerin hayatlarını tehlikeye attığını savundu.
KAMPÜSLERDE İSRAİL'İ ELEŞTİRENLERİN HEDEF GÖSTERİLMESİ YENİ DEĞİL
ABD'de üniversite kampüslerinde özellikle Filistin-İsrail sorununda İsrail'i eleştiren akademisyen ve öğrencilere yönelik kısıtlamalar yeni değil.
Columbia Üniversitesi Hukuk Fakültesi de 2016'da "İfade Özgürlüğünde Filistin İstisnası" başlıklı bir bildiri yayımlamış ve "ABD üniversitelerinin kampüslerinde İsrail haklarını savunanlara karşı yapılan baskı ve engellemeler insan hakları avukatları tarafından görmezden geliniyor." ifadelerine yer vermişti.
Bu yılın mart ayında Arizona Eyalet Üniversitesinde konuşma yapmak için davet edilen Filistinli akademisyen Hatem Bazian'dan "Kampüste olduğun sürece İsrail'i eleştiremezsin" yazılı bir sözleşmeyi imzalaması istenmişti.
Berkeley Üniversitesi profesörlerinden Bazian, yaptığı açıklamada, ABD'nin en büyük devlet okullarından biri olarak bilinen Arizona Eyalet Üniversitesine Müslüman Öğrenciler Derneği tarafından konuşmacı olarak davet edildiğini fakat konuşmadan önce okul yöneticilerinin kendisine İsrail'i eleştirmemesi için sözleşme imzalatmak istediğini açıklamıştı.
BAZIAN, ABD'DE FİLİSTİN HAKLARINI SAVUNAN AKADEMİSYENLERE YÖNELİK KISITLAMALARDA İLK VE TEK ÖRNEK DEĞİL
Ağustos 2014'te Urbana-Champaign Illionis Üniversitesinden iş teklifi alan Filistin kökenli akademisyen Steven Salaita, heyetin onayını beklediği sırada sosyal medya hesabından İsrail'in Gazze'ye saldırılarını protesto ettiği gerekçesiyle üniversiteden kabul alamamıştı.
Kampüslerde İsrail'i eleştirdiği için sadece hocalar hedef alınmıyor. Canary Mission (Kanarya Misyonu) adlı internet sitesi, ABD'de öğrenim gören Filistin yanlısı öğrencilerin profillerini yayınlayarak bu kişilerin gelecekte kariyer sahibi olmalarını engellemeye çalışan bir kampanya yürütüyor.
Bu öğrencileri işe alacak şirketler için rehber olacağını ileri süren site, öğrencilere kariyerlerini etkileyeceği tehdidiyle İsrail karşıtı pozisyonlarını değiştirmeleri çağrısı yapıyor.