II. Abdülhamid'in ödüllendirdiği fotoğrafçı: Bogos Tarkulyan
Bogos Tarkulyan’ın 1927 yılında tedavüle giren, 50, 100, 500 ve 1000 liralık banknotlardaki Atatürk portresini çektiğini biliyor muydunuz? Ya da II. Abdülhamid tarafından beşinci derece Mecidi nişanıyla ödüllendirildiğini? Sizler için, II. Abdülhamid'in ödüllendirdiği fotoğrafçı olan Bogos Tarkulyan hakkında merak edilenleri derledik.
TARİHTEKİ İLK FOTOĞRAF
Tarihteki ilk fotoğrafı, Fransız mucit Joseph Nicephore Niepce çeker. 1826 yılında 8 saat pozlayarak elde ettiği bu bulanık görüntünün ardından, yine diğer bir Fransız mucit olan Louis Jacques Mande Daguerre ile 1829 yılında bir ortaklık içine girerek çalışmalarını sürdürdü. Bu keşfi 1839 yılında Fransız Bilimler Akademisi tarafından Daguerretyp olarak tüm dünyaya duyurulur. Fotoğrafın icadı büyük ilgi uyandırır ve hızla yayılır. İlk meraklılar makinelerini alarak ilginç buldukları her yerin fotoğraflarını çekmeye başlarlar. Osmanlı toprakları, özellikle de İstanbul maceraperestlerin ilk durağı olacaktır.
OSMANLI FOTOĞRAFÇILIĞI VE İSTANBUL
Osmanlı fotoğrafçılığını geliştiren en önemli unsurlardan biri Batılı seyyahların, ressamların ve fotoğrafçıların, başta İstanbul olmak üzere Türk coğrafyasına duyduğu ilgiydi. Bunun kökeninde kuşkusuz 16. yüzyıldan itibaren Batı dünyasındaki yazar ve sanatçıların Doğu algısını biçimlendiren oryantalist bakış yatar. Osmanlı, Batı için her dönemde merak edilen gizemli yerlerin başında geliyordu.
Osmanlı fotoğrafçılığını geliştiren en önemli unsurlardan biri Batılı seyyahların, ressamların ve fotoğrafçıların, başta İstanbul olmak üzere Türk coğrafyasına duyduğu ilgiydi. Bunun kökeninde kuşkusuz 16. yüzyıldan itibaren Batı dünyasındaki yazar ve sanatçıların Doğu algısını biçimlendiren oryantalist bakış yatar. Osmanlı, Batı için her dönemde merak edilen gizemli yerlerin başında geliyordu.
23 YIL II. ABDÜLHAMİD'İN SARAY FOTOĞRAFÇILIĞINI YAPTI
Fotoğrafçılığı Abdullah Biraderler'in yanında öğrenen Bogos Tarkulyan (Fransızca söylemiyle Poul Tarkulyan) daha sonra açacağı stüdyosunda en az onlar kadar ünlenmiş 50 yıldan fazla işletmeyi başardığı ticarethanesinde birbirinden değerli sayısız eser bırakmış Ermeni asıllı bir fotoğrafçıdır.
Kumkapı'da Haçik adlı bir balıkçının oğlu olarak dünyaya gelir. İlk stüdyosunu ne zaman açtığı bilinmese de en eski kayıt, 1882 yılına, Pangaltı'da Büyükdere Caddesi 30 numaralı yere işaret eder. Kendi adına açmış olduğu bu stüdyoyu daha sonra kapatarak, 1886 yılında "Febüs" ismini koyacağı yeni stüdyosunu, Beyoğlu'nda 310 numaralı yerde açar.
Sonraları yazışmalarında adının yanına, soyadı gibi Febüs yazar. Bir müddet sonra da herkes kendisine Febüs Efendi diye hitap eder. Tarkulyan 1897 yılında, Servet-i Fünun dergisine verdiği ilanda "Hakikaten sanatkârane ve nefis fotoğraflar çektirmek isterseniz, Beyoğlu'nda Doğru Yolda olan Febüs Fotoğrafhanesine müracaat ediniz.'' diye yazar.
Gerçekten de sanatçının çektiği fotoğraflardaki ustalık ve özen hemen göze çarpmaktadır. Kullandığı resimli fonların çeşitliliği ve bu fonların önündeki aksesuarların uyumu, hiç rastlantısal değildir. Böylesi bir fotoğrafhanenin uzun yıllar boyunca tercih edilmeme sebebini bu başarılı çalışmalara bağlamamak doğru olacaktır. Bu uzun ve verimli çalışma döneminde elimize ulaşan bazı fotoğraflardan, sanatçının Tarabya ve Sirkeci'de birer şube açtığı anlaşılmaktadır.
RESMİ DAİRELERİN ÖZEL FOTOĞRAFÇISI
Tarkulyan, Nevsal-i Milli'yi verdiği bir ilanda ise kendisinin, Veliaht Yusuf İzzettin Efendi'nin meclis-i mebusan, meclis-i a'yan ve bütün resmi dairelerin özel fotoğrafçısı Paul Febüs olarak tanıttıktan sonra, memleketimizin en meşhur fotoğrafçısı olduğunu da ilave eder.
1927 yılında tedavüle giren, 50, 100, 500 ve 1000 liralık banknotlardaki Atatürk portresini çeken Tarkulyan, 1900 yılında II. Abdülhamid'in davetiyle İstanbul'a gelen İran Hükümdarı Muzaffereddin Şah'ın portrelerini çeker. Şah da kendisine Fotoğraf-i Şahi unvanı verir. Ayrıca Şir-ü Hurşid (aslan ve güneş) nişanının ikinci rütbesiyle ödüllendirilir.
Stüdyosu 1900'de bitişiğindeki Hanaki kahvesiyle birlikte yanan Fenüs Efendi, 1901'de Beyoğlu 367 numarada tekrar çalışmalarına başlar. Ancak birkaç yıl sonra aynı yerde 359 numaralı yere geçer.
TARKULYAN'IN MEŞHUR AKSESUARI
Tarkulyan, 1890 yılında Fransa'dan getirdiği alçı kartondan yapılmış 80-90 cm yüksekliğinde bit atla, çocuk müşterilerinin ilgisini uzun süre çekmeyi başarır. Yıllar kullanacağı bu meşhur aksesuar, ölümünden sonra Foto Sel'e geçer.
II. Abdülhamid tarafından beşinci derece Mecidi nişanıyla da ödüllendirilen sanatçı, ayıca Ressam-ı Hazret-i Şehriyari unvanı da alır. Takulyan başarılı iş hayatını ve fotoğraflarını geride bırakarak 1936 yılında yaşama veda eder.