Halil İnalcık'ın gözünden Osmanlı'nın kuruluşu
Osmanlı İmparatorluğu, dünyanın gördüğü üç büyük imparatorluktan biriydi. Altı asır varlığını sürdüren Osmanlı, aslında son dünya düzeniydi ve onun tesirleri günümüze kadar devam etti. Peki, Osmanlı’nın şeceresi nereye kadar uzanıyor? Ertuğrul Gazi kimdir? İşte sizler için Halil İnalcık’ın gözünden Osmanlı hakkında bilmeniz gerekenleri derledik.
Osman Gazi'nin kanun yaptığı doğru mu?
1300'lerde yazılmış Garipname diye bir kaynak var: Alp at üzerinde zırhlı, atı da zırhlı olan heybetli bir askerdir, diyor. Onun arkasında yar-i sadıkı vardır. Savaşırken daima onu gözetler. Silahları tasvir ediyor. Osman Gazi'nin portresi tamamen ortaya çıkıyor. Garipname aynı devirde yazılıyor. Alp olmanın 9 şartı olduğu belirtiliyor. Osman Gazi işte bu alptır, diğer arkadaşları gibi. Garipname dini bir eser diye okunmuyor. Aşıkpaşazade ne demişse ondan alınıp aynen aktarılıyor. Kanun yapmış deniyor. Öyle bir şey yok. Sonradan ona atfedilen bir şeylerdir. Tımar babasının olacakmış. 15. asırda tımar meselesi ortaya çıkınca birisi kendi iddiasını yürütmek için Osman Gazi'nin kanunudur diyor. Onun öyle bir kanunu falan yok.
Şeyh Edebali'nin devletteki ağırlığı nedir? Devlet onun öğütleri ile kurulmuştur deniyor?
Şeyh Edebali'ni şahsiyetini belgelerde bulduk. Bozüyük'te iki köyün Osman Gazi tarafından ona vakfedildiğini biliyoruz. Elvan Çelebi Menakıbnamesi var. Müellifi Vefaiye tarikatındandır. Eser tarikat şeyhlerini anlatıyor. Orada Edebali'nin bir Vefaiyye şeyhi olduğu ve Osmanlı'ya halife olarak gönderildiği yazar. Edebali, Vefaiyye'yi Osmanlı ülkesine getiriyor. Çok nüfuzlu bir şeyh. Halep ve Şam'da medrese olarak okuyan, fıkıh eğitimi alan bir âlimdir. Osman Gazi ve Orhan Gazi zamanında yaşıyor. Hukuki işlerde kendisine başvuruluyor. Devlete o destek veriyor. Mesela cizye nasıl alınacak, onlara bir müşavir gibi yardım ediyor. Hanedan onunla ilişki kurarak halk üzerindeki nüfuzunu arttırıyor. Osman Gazi ona hürmet ediyor ama müridi olmuyor. Dolayısıyla hanedan ve Vefaiyye arasındaki ilişki kurulması Osman Gazi'ye büyük bir prestij sağlıyor.
Vefaiyye'nin Osman'ı desteklemesi hanedanın kurulmasında da önemli olmuştur. Vefaiyye, Bağdat'ta Ebül Vefa diye bir şahsın kurduğu tarikattır. Bir halk tarikatıdır. Ama Bektaşilik kadar aşırı değil. Daha sonraki sultanlar ilgi gösteriyorlar. Fatih, Vefa'daki Ebül Vefa Zaviyesi'ne yakın ilgi gösteriyor. Öyle ki tarikat bayrağı, sancak-i şerifle birlikte savaşa götürülürdü. Bu hürmet Osman Gazi- Edebali ilişkisinden kaynaklanıyor.
Osmanoğulları şeceresi nereye kadar uzanıyor, Ertuğrul Gazi kimdir?
Bu ailenin bir Oğuz Türkmen boyundan geldiği kesin. Ertuğrul Gazi hakkında hiçbir resmi kaynakta bilgi yok. Ben konuyu takip ediyorum. Birtakım ipuçları buldum. Bir kaynak diyor ki, Ertuğrul Gazi, Alaeddin ile birlikte Karacadağ'a gelmiş, orada kendisine yer verilmiş. Topografik araştırmalarım sonucunda Ankara'nın güneyinde büyük bir Karacadağ olduğunu ve bunun civarında Türkmen köylerinin olduğunu ortaya çıkardık. I. Alaedin zamanında yaşamış, onun hizmetinde bulunmuş. Bizanslı Laskaridler ile savaşı var. Bizans kaynakları bunu doğruluyor. Bundan yola çıkarsak Ertuğrul Gazi gerçeğini keşfetmeye çalışıyorum.
Ankara Savaşı'ndan sonra Timur'un oğulları, 'şeceremiz Oğuz Han'a çıkar' diyorlar. Osmanlıları aşağılıyorlar. Cengiz'in soyu da Oğuz Han'a bağlanıyor. Oğuz, Avrasya'daki bütün step devletlerinde hükümdarların kendilerini bağladıkları meşru hâkimiyetin menşei olarak görülüyor.
Yıldırım Beyazid'den sonra Osmanlılar Timur hanlarına üstünlük iddia ettikleri zaman, Yazıcızade Reşidüddin'den bu şecereyi alıp Osman Gazi'ye bağlıyor. Osman Gazi, onun babası Ertuğrul Gazi, onun babası Gündüz Alp, onun da babası Sungur derken Oğuz Han'a kadar geliniyor. Osmanlıların menşeinde bir Türkmen oymağı olduğu kesin.
Deniyor ki Osmanlı Devleti Bilecik'in Söğüt kazasında kurulmuş. Osman Gazi'nin kariyerinde, beylik yani devlet kuruluncaya kadar birtakım aşamalar vardır. Babası Ertuğrul gelip bir uç beyliği kurncaya kadar Söğüt'te yerleşiyor. Bir aşiret olabilir ama bu beylik, bir devlet kurulması şeklinde yorumlanamaz. Osman 1288'de Eskişehir yakınındaki tepede Bizans Tekfuru'nun elindeki Karacahisar Kalesi'ni fethetti. Bazıları bunu Osmanlı Beyliğinin kuruluş tarihi olarak yorumlamıştır. Ondan sonra Osman 1299'a doğru Eskişehir'den Bilecik'e kadar geniş bir bölgeyi fethetti. Yenişehir sınırında Bizans'a karşı yerleşti ve akınlara başladı. Bunun tarihi 1299'dur. Bu söylediğim tarihlerin herhangi birini beyliğin , devletin kuruluşu olarak alabilirsiniz. Ama bu aşamalardan hiçbiri, Bapheus Zaferi gibi çağdaş bir kaynaktan am tarihiyle teyit edilmemiştir. Ancak Osman'ın 27 Temmuz 1308'de Bizans ordusuna karşı kazandığı zafer, çağdaş Pachymeres tarafından zikredilmiştir. Bu nedenle bir tarihçi olarak 27 Temmuz 1302 tarihini alıyorum.
Merak edilen bir şey "Klasik Çağ" adlandırmanız. 1600'de ne oluyor da yeni bir dönem başlıyor?
Çok şey. Osmanlı,1600'den sonra temelinden değişiyor. Yani örfi kanun-i Osmani ile tımar rejimi v. Kurumlarıyla klasik bir Osmanlı rejimi var.1600'lerden sonra mesela tımarlı sipahiler önemini kaybediyor. Yeniçeri 12.000'den 40.000'e çıkıyor. I. Ahmed'in Kanunname-i Cedid'inde eski kurumlar ulema fetvalarıyla açıklanıyor.
Halil İnalcık'ın Merceğinden Osmanlı kitabından derlenmiştir.