Anadolu'nun İslamlaşma sürecinin başlangıcı: Malazgirt Zaferi
Malazgirt Savaşı, bir ova içerisinde iki ordunun karşı karşıya gelmesinin yanında, aynı zamanda tarih boyunca birbirini besleyen iki medeniyetin birbirine galebe çalma mücadelesidir. Yurt kurduğu kadar Müslümanların ufkunu daha da ileriye açan bir vesile, İla-yi Kelimetullah anlayışının batı topraklarında vücud bulmuş halidir. İslam medeniyetinin kuşatıcılığını ve kapsayıcılığını cihana gösteren büyük bir mefkûrenin adıdır; Malazgirt. Peki Sultan Alparslan erken yaşta şehit edilmese, İstanbul surlarının önüne kadar gidebilse, tarih nasıl yazılırdı?
İSTANBUL'U MÜJDELEYEN ZAFER
"Alparslan 1072'de vefat etmemiş olsaydı, İstanbul surlarının önüne kadar giderdi."
Ya tarih böyle yazılsaydı. VAV TV'de yayınlanan "Doğu'dan Batı'ya Tarih" programında, Prof. Dr. Erkan Göksu'nun dikkat çektiği bu detay, fetih ruhunun İslam tarihindeki öneminin bir göstergesi... Prof. Dr. Göksu, "Alparslan 1072'de vefat etmemiş olsaydı İstanbul surlarının önüne kadar giderdi. Malazgirt'ten sonra Bizans'ın mukavemet gücü tamamen çökmüştü. Önünde bir ordu gücü kalmamıştı. Donanma gücü oluşturup İstanbul'a doğru yürürdü. Aynı durum Melikşah için de geçerlidir. Bağdat'ta 38 yaşında vefat etmiştir. O günkü Selçuklu hâkimiyet coğrafyası yeterince genişlemiş ve batıya doğru yürürken önlerinde sadece Bizans kalmıştır." sözleriyle, Malazgirt Zaferi'nin stratejik önemini anlattı.
📌 Malazgirt, Müslümanların arkasına aldıkları o büyük fetih anlayışını, az sayıdaki orduları ile nasıl gerçekleştirdiklerini kanıtlar. Eğer Alparslan ve Melikşah erken vefat etmemiş olsalardı hedefleri İstanbul olurdu. Sultan Alparslan 1072 senesinde Barzem kalesi kumandanı Yusuf Harezmî tarafından bir hançer ile saldırıya uğradı ve bu saldırıdan dört gün sonra vefat etti.
(x) Yusuf Harezmi kimdir?
Alparslan'ın önüne mağlup olarak çıkan Barzem kalesi komutanıdır. Bâtıni olduğu rivayet edilir.
📌 Bu vesile ile Selçukluların Karahanlı Devleti'ni ortadan kaldırma ve Asya'da ilerleme planları ileri tarihe kalır. Bu da babasından sonra tahta geçen Melikşah için ek bir külfettir. Alparslan'ın doğu seferi dönüşünde önünde, batıya doğru ilerlemek ve Bizans ile savaşmak dışında bir seçenek kalmamıştır.
📌 Sultan Melikşah ise iktidarı zamanında doğudaki Karahanlı ve Gazneliler tehlikesini büyük ölçüde bastırarak, Suriye ve Anadolu'nun fethini tamamlamıştır. Hareket sahası olarak kendisine sadece batı toprakları kalmıştır. Hasan Sabbah'ın fedailerle korku saldığı bu dönemde Nizamülmülk de bir batıni fedaisince öldürülür. Sultan böyle bir ortamda yediği av etinden zehirlenerek vefat eder.
(x) Hasan Sabbah kimdir?
Haşhaşi fedailerinin başıdır. Sapkın düşüncelerini Alamut kalesi üzerinden yaymıştır.
İSTANBUL ÖNLERİNDE MÜSLÜMAN ATLILAR
📌 Eğer bu denli genç ölümler olmasaydı Sultan Alparslan ve Sultan Melikşah İstanbul surlarının önüne atlarını süreceklerdi. Malazgirt bir kapının açılması ve ufuk göstermesi bakımından olduğu kadar Müslümanların İstanbul hakkındaki düşüncelerini tazelemesi açısından da önemlidir. Malazgirt ile başlayan İslam medeniyetinin şahlanışı İstanbul'un fethi ile zirve noktasına ulaşır. Bu minvalde milletimiz bu zaferin önemini her daim hatırında tutar. Her sene bu kutlu zaferi, İstanbul'un fethini asırlar öncesinden bize bildiren zaferi anımsayarak hafızamızı tazeleriz.
İKİ MEDENİYETİN KARŞILAŞMASI: MALAZGİRT ZAFERİ
📌 Selçuklular Türk cihan hâkimiyeti mefkûresi doğrultusunda Tuğrul Bey ile beraber batıya yönelik fetih hareketlerine girişir. Sultan Alparslan da iktidarı süresince amcası Tuğrul Bey'in politikasını devam ettirir. Kendisinden yardım isteyen Hamdani emirine yardım maksadıyla yola çıkan Sultan, Malazgirt, Erciş ve Urfa kalelerini ele geçirerek Halep'i muhasaraya alır. Bu sırada Bizans İmparatoru Romenus Diogenes'in kuvvetli ve büyük bir ordu ile Doğu Anadolu'ya hareket ettiğini öğrenir. Diogenes tarafından kendisine gönderilen elçi ile konuşan Alparslan, Bizans'ın kendisinden emin olduğuna ve savaş istediğine kanaat getirir.
(x) Hamdani: Yaklaşık yüz sene Irak ve Suriye'nin kuzeyinde hüküm süren hanedan.
Bizans'ın niyeti
📌 Bizans imparatoru Romenus Müslümanları yenerek, tamamen Anadolu dışına sürmek niyetindedir. Bu sebeple Alparslan'a karşı "ancak Rey'de barış yaparız" mealinde cüretkâr cümleler kurar. Sultan Alparslan emrindeki askerlerin bir kısmını Şam'ın fethi için geride bırakıp hızla Doğu Anadolu'ya hareket eder. Sultan, Bizans ordusuna nazaran çok az olan ordusunu cesaretlendirir ve savaş meydanına beyaz bir elbise ile çıkar. Bu Allah'a (cc) karşı teslimiyeti ifade eder. O gün Malazgirt ovasında adeta Doğu ve Batı karşı karşıya gelir.
(x) Rey: Selçukluların başkenti.
Beyaz kefen
📌Sultan Alparslan savaş meydanında adeta şehadeti arzularcasına dövüşür. Eğer şehit olursa bembeyaz kıyafetinin kendisine kefen olmasını etrafına vasiyet eder. Bir kuğu gibidir Alparslan o koca kalabalıkta. Büyük bir şevkle kâfirlerin arasına dalıp çıkar. Sultanı görünce şevke gelen ordusu daha bir hevesle saldırır ve ordumuz savaştan muzaffer olarak ayrılır.
📌Turan taktiğinin kusursuzca uygulandığı savaş kesin bir Selçuklu zaferi ile neticelenir. Zafer sonucunda Bizans, Müslümanların karşısına yaklaşık iki yüz sene çıkamaz. Yeni bir belde, İslamiyet'in kuşatıcı ve temizleyici anlayışı ile tanışır. Savaş sonucu Romenus Diogenes esir alınmış, Alparslan büyük bir teslimiyet içerisinde Allah'a (cc) niyazda bulunmuştur.
(x) Turan taktiği: Kaçma yöntemi ile tuzağa çekilen ordunun üç kanattan yok edilmesidir. Türklere has bir savaş taktiğidir.
"Doğu'dan Batı'ya Tarih" programında bu hususlara değinen Prof. Dr. Muharrem Kesik, "Malazgirt bu kadar üzerinden zaman geçmesine rağmen bugün neden hala gündemde? Çünkü bu dünya tarihine, İslam tarihine, Türk-İslam tarihine yön vermiş, tarihimizin, İslam tarihinin çok önemli virajlarından birini oluşturuyor. Bu savaşta herhangi bir mağlubiyet muhtemeldir ki Orta Doğu dediğimiz coğrafyanın tamamen haçlı ya da Bizans ordusunun işgaline uğraması demekti, büyük ölçüde." ifadeleriyle Malazgirt'in tarih sahnesindeki yerini işaret etmiştir. Netice olarak Malazgirt, Türk-İslam ve Dünya tarihi için bir dönüm noktası olmuştur. Bizanslıların tüm maddi imkânlarıyla hazırladıkları, Romenus Diogenes önderliğindeki ordu hezimete uğramış ve Anadolu'da Türklere mukavemet gösterebilecek bir güç kalmamıştır. Bu gerçekliğin sonucu olarak da Alparslan'ın müsaade ettiği beyler Anadolu'yu hızlı bir şekilde ele geçirmişlerdir.
(x) Sultan Alparslan kimdir?
Çağrı Bey'in oğludur. 1064- 1072 arasında Selçukluları yönetmiş meşhur hükümdardır.
(x) Bilgi notu: Alparslan, Ebu Nasr isimli âlimi daima yanında bulundurmuştur. Onunla namaz kılmış ve zafer için dua etmiştir.
(x) Romenos Diogenes kimdir?
1068-1071 yılları arası Bizans imparatorudur. Malazgirt sonrası tahttan indirilmiştir.
Barış
Malazgirt zaferi sonrası Sultan Alparslan ile Romenos Diogenes arasında bir barış antlaşması imzalanmıştır. Romenos Diogenes'in askeri başarılarından dolayı Alparslan'ın saygısını kazandığı muhtelif kaynaklarda zikredilir. Bu antlaşma ile Alparslan doğudaki var olan sorunlarla uğraşıp sonra yüzünü tekrar batıya dönmeyi hedeflemiştir. Bu antlaşmaya göre;
➡Bizans imparatoru özgürlüğü için bir buçuk milyon altın verecek,
➡Bizans Selçuklu Devleti'ne yıllık üç yüz altmış bin altın ödeyecek,
➡Müslüman esirler serbest bırakılacak,
➡Bizans gerekli durumlarda Selçukluya askeri destekte bulunacak,
➡Bizanslı bir prenses ile Melikşah nikâhlanacaktır.
Hezimet sonucunda Bizans senatosu Diogenes'in yerine Dukas'ı imparator ilan eder. Alparslan tarafından İstanbul'a gönderilen Romenos Kütahya'da Bizans tarafından esir alınarak zindana atılır ve kısa bir süre sonra ölür. Bu sebeple imzalanan antlaşmanın bir geçerliliği olmamıştır.
⚫Peki, Selçuklu Devleti'ni Anadolu'ya yönlendiren neydi?
📌 Oğuz boylarından olan Selçuklular, 11. asırda Maveraünnehir bölgesinde Gazneliler ve Karahanlılar arasında sıkışmış bir topluluktu. Topluluğu idare eden Tuğrul ve Çağrı Beyler bu duruma bir çözüm arıyorlardı. Potansiyel olarak büyüme çabası ve fikrinde olan topluluk güneye ve batıya Gazne ve Karahanlı orduları sebebiyle hareket edemiyordu. Ayrıca Gazneli Mahmud ve Karahanlı Sultanı Mesud, Selçukluları kendilerine tehlike oluşturabilecek bir topluluk olarak görmekteydiler.
Gazneliler: 963-1186 yılları arası var olan Müslüman-Türk devletidir. Kurucusu Gazneli Mahmut'tur.
Karahanlılar: 840-1212 yılları arası hüküm süren Müslüman-Türk devletidir. Bilge Kül Kadir Han tarafından kurulmuştur.
📌 Bu sıkışma sırasında Tuğrul ve Çağrı Beyler kendilerine yurt bulabilmek için farklı bölgelere keşif yapmışlardır. Çağrı Bey'in Van gölü ve Nahcivan tarafına yaptığı keşif seferi Anadolu'nun bakir ve yerleşime çok müsait olduğu gerçeğini gözler önüne sermiştir. 1040'da Dandanakan savaşı ile Gazneliler'i yenen Çağrı ve Tuğrul Beyler merkezi Nişabur olan Selçuklu Devleti'ni Horasan'da kurmuşlardır. Tuğrul Bey "Sultan" olurken Çağrı Bey melik ve ordu kumandanı olmuştur. Zaman içerisinde Orta Doğu ve Kafkaslara doğru büyüyen devlet için Anadolu mutlaka fethedilmesi gereken bir toprak haline gelmiştir.
(x) Çağrı Bey kimdir?
Selçukluların kurucularındandır. Çok iyi bir komutan olan Çağrı Bey Van gölü havzasından topraklar alarak Anadolu'daki ilk fetihleri başlatmıştır.
(x) Tuğrul Bey kimdir?
Selçukluların ilk hükümdarıdır. İyi bir yönetici ve faziletli bir sultan olmuştur.
(x) Melik: Selçuklularda eyalet yöneticilerine verilen unvan.
(x) 🔍 Bilgi Notu: Selçukluların kurucularından olan Çağrı Bey Türk tarihindeki en mahir komutanlardandır.
⚫Bizans açısından Malazgirt
📌Malazgirt Savaşı ile beraber tarihin gördüğü en büyük imparatorluklardan Doğu Roma ya da bilinen adıyla Bizans gerileme ve yıkılış devrine geçiş yapar. Artık Anadolu, Müslümanların akın akın göç ederek yerleştiği, her köşesinde ezanların okunduğu bir toprak parçası haline gelmeye başladı. Bu durumdan rahatsız olan Bizans, Haçlı orduları ile sefere katılarak Müslümanları Anadolu'dan atmaya çalışmış ama bir türlü muvaffak olamamıştır. IV. Haçlı seferinde İstanbul'un işgale uğraması ile beraber Bizans'ın Müslümanlar karşısında tüm umutları tükenmiştir.
IV. Haçlı seferi: Kudüs için yola çıkan Haçlı ordusu İstanbul'u yağmalamış buradan kaçan Bizans kraliyet ailesi Trabzon Rum imparatorluğunu kurmuştur.
📌Zamanla Selçukluların açtığı kutlu yoldan yürüyen Osmanlıların Avrupa kıtasına geçmesiyle beraber küçük bir şehir halini alan Bizans yine de 1453'e kadar bu coğrafyada bir şekilde varlığını sürdürür. Bölgedeki ticaret yollarını, dini merkezleri elinde tutan Bizans, yüz yıllar boyunca Anadolu'da yaşayan tüm kavimlere zulmetmiş, halkın Müslümanlara olan teveccühünü artırmıştır. Anadolu halkı Müslümanlarla zaman içerisinde kaynaşmış, ciddi bir kısmı ise Müslümanlığı tercih etmiştir.
(x) 🔍 Bilgi notu: Bizans aslında Doğu Roma İmparatorluğudur. 330-1453 yılları arasında var olmuştur.
(x) 🔍Bilgi notu: İpek Yolu, Kral Yolu ve Baharat Yolu'nun Anadolu'dan geçmesi sebebiyle zamanında bilinen üç kıtanın en zengin yeri Anadolu olmuştur.
(x) 🔍 Bilgi notu: Sultan Melikşah vefat ettiğinde 8 erkek 3 kız çocuğu vardır.
Bizanslılar Malazgirt zaferi ile beraber küçümsedikleri Müslümanların ellerinden gün gün topraklarını almasını izlemişlerdir. Toparlanıp karşı atağa geçmenin yüz sene aldığı bu evrede İslamiyet Anadolu'ya kök salmış, kurumsallaşmıştır.
⚫ Bizans perspektifinden Malazgirt savaşını anlatan eserler
📌 Malazgirt ile beraber Anadolu'ya kitleler halinde gelen Müslümanlar, o sırada bir tarih yazımı içerisine girmeyi düşünmemişlerdir. Daimi olan göç ilmi meselelerin bir nebze geri plana itilmesine sebep olmuştur. Bizans kaynakları ise Malazgirt ve sonrasındaki Anadolu'yu anlamak ve okumak bağlamında literatürde ciddi bir yer kaplar.
↪📘 "Tarih": Savaşa bizzat tanık olan Bizanslı tarihçi Mikhael Attaleiates tarafından yazılmıştır. Kitap 1034 ve 1080 yılları arasındaki Bizans tarihine odaklanır. Müellifin Malazgirt savaşı hakkında, bizzat görerek yazdıkları, eseri ciddi bir tarihi vesika yapar.
(x) Mikhael Attaleiates kimdir?
11. asırda yaşamış, tanınan bir Bizans devlet tarihçisidir.
↪📘 "Khronographia": Mikhail Psellos tarafından yazılan eser 976-1077 yılları arası Bizans tarihini anlatmaktadır. Kitap, Bizans yaşamının iç dünyasına ışık tutar. Malazgirt savaşı ile beraber değişen Bizans yaşantısını öğrenebilmek açısından eser araştırmacıların kaynağıdır.
(x) Mikhail Psellos kimdir?
Yazar, filozof, tarihçi ve siyasetçidir. 1017-1078 yılları arası İstanbul'da yaşamıştır. Bizans imparatoru VII. Mihail talebesidir.
↪📘 "Tarihlerin Özeti": Ioannes Zonaras tarafından yazılan kitap 18 cilttir. Son iki cilt Anadolu'daki Müslüman Türklerin faaliyetleri hakkında ciddi bilgiler ihtiva etmektedir. Eserin önceki dört bölümünde ise Müslümanların ele geçirdiği şehir ve kasabaların tarihleri anlatılmaktadır.
(x) Ioannes Zonaras kimdir?
Başyargıç ve özel sekreterlik görevlerinde bulunan bir Bizans elitidir.
↪📘 "Alexiad": Anna Komnena tarafından yazılan, babası I. Aleksios dönemi başta olmak üzere dönem Anadolu'sunu anlatan tarih kitabıdır. Eser ayrıca I. Haçlı seferi hakkında bir Bizanslının gözünden yazılan tek kitap olma özelliğine sahiptir. Malazgirt sonrası Anadolu ve Malazgirt'in etkileri eserde genişçe anlatılmıştır.
(x) Anna Komnena kimdir?
Bizanslı, meşhur prensestir. Ayrıca bilinen bir Bizans tarihçisidir. Birinci
↪📘 "Tarihin Özü": Ünlü Bizanslı General Nikephoros Bryennios tarafından yazılan eser 1070'den sonra Bizans topraklarının içinde bulunduğu durum hakkında detaylı malumatı ihtiva eder. Kitap tamamlanamamış, eksik kalmıştır.
(x) Nikephoros Bryennios kimdir?
Bizanslı devlet adamı ve tarihçidir. I. Haçlı seferinde İstanbul'u savunmuştur.
↪📘 "Vekayiname": Edessalı Mateos tarafından yazılan eser aslında bir "ermeni tarihi" kitabıdır. Ama 1071'de gerçekleşen büyük savaşa duyarsız kalmayan müellif, Malazgirt'i eserine almış ve etkilerini zikretmiştir.
(x) Edessalı Mateos kimdir?
Ermeni bir tarihçidir. Urfa'da yaşamıştır.
📌Bu eserler Bizanslıların gözünden olayların anlaşılması açısından epey değerlidir. Ama kitaplarda yer yer, önümüze Müslümanlarla alakalı kötü ifadeler çıkar. Bu ifadeler Anadolu'yu kısa sürede parça parça kaybetmenin verdiği acı ile alakalıdır. Müslüman kaynakları ise daha sonraki tarihlerde Malazgirt'ten bahis açarlar. Malazgirt bizler için ne denli övünç kaynağı ise Bizanslıların gözünden de büyük bir utanç kaynağıdır. Bu sebeple ifadeler ve tarihi gerçeklikler objektif değil sübjektiftir.
MALAZGİRT: ASIRLARDIR DİLLERDEN DÜŞMEYEN BESTE
"Doğu'dan Batı'ya Tarih" programında Prof. Dr. Haşim Şahin Malazgirt'in dillerden düşmemesi hakkında, "Malazgirt Zaferi'nin 950. yılını idrak ediyoruz. Çok az zafer dünya tarihinde bu kadar uzun süre geçmiş olmasına rağmen büyük bir coşku ile anılıyor ve yâd ediliyor. Malazgirt bu topraklarda yaşayan herkesin yurt olmasını sağlayan büyük bir zaferdir." sözleriyle Malazgirt zaferinin milletimizce bu denli yâd edilmesine dikkat çekti.
📌Haşim Şahin'in de dediği gibi Malazgirt Zaferi Türk-İslam tarihinde mühim bir mevkii işgal eder. Zafer sonrası Anadolu, İslam ile müşerref olarak Müslüman Türklere yeni bir yurt olmuştur. Sultan Alparslan'ın kefeni ile savaşması zafere karşı duyduğu duyguların ne denli büyük olduğunu kanıtlar niteliktedir. Eğer Malazgirt bir zafer değil de hezimet olsaydı bugün bambaşka bir tarihten bahsediyor olurduk. Selçuklular üç devlet arasında sıkışarak hâkimiyetlerini kaybeder ve muhtemelen tarih sahnesinden silinirlerdi.
📌Anadolu, Müslümanlığın en güzel mayalandığı ve bizlerin kendimizi bulduğumuz yegâne toprak parçasıdır. İşte, bu sebepten bugün hala Malazgirt bir şenlik edasıyla kutlanmakta bize tarihi bir vizyonu daima anımsatmaktadır. Bizler en zor durumda kaldığımızda Malazgirt'i hatırımıza getirerek bir güç bulur, savaş dendiğinde aklımıza Malazgirt'i getiririz. Malazgirt milletimizin kendi bekası ve Müslümanlığın ikbali için ödediği bedellerin en çok hatırlananlarındandır. Bir kapı değil ümmete kapılar açmış bir zaferdir; Malazgirt.
FİKRİYAT