Gönül diline tercüman bir ses: "Müslüm Baba"

Milletin gönül dilinden anlayan sevgi ve şefkatle sarıp sarmalayan bir babaydı o... 4 yıl oldu gideli. Hep giydiği o beyaz takım elbisesi kadar beyaz, bembeyaz bir adamdı. 1953 yılında Şanlıurfa'da dünyaya geldi. 3 kardeşten en büyüğüydü.

Ailesi Urfa'yı terketmek, iş için Adana'ya gitmek zorunda kaldığında küçük Müslüm ise ekmek derdine düştü. Tek sermayesi olan eşsiz sesiyle küçük yaşta tanıştığı çileyi anlattı umut bekleyen insanlara.

Adana'da düzenlenen şarkı yarışmasına birinci olunca hayatı değişti Müslüm Gürses'in; 1967 yılında Çukurova Radyosu'nda şarkı söylemeye başladı, o zamanlar soyismi Akbaş'tı, ama sahnede "Gürses" oldu. 1968 yılında artık iyiden iyiye ünlenmeye başladı ve ilk plağını çıkardı. Adana yetmiyordu artık ve İstanbul'a doğru yola koyuldu; Plakçılar Çarşısı'na...

1969 yılında, "Sevda Yüklü Kervanlar" plağını çıkardığında tam bir patlama yaşattı ve albüm 300 bin sattı! Öyküsüyle zaptedilemez bir hayran kitlesine ulaştı.

Türkiye'nin fakir zamanlarıydı o dönem, zor olan bu dönemde halka ilaç gibi gelen şarkılarıyla dönemin gençliğine teselli oluyordu ve konserlerinde o güne dek hiç görülmemiş kalabalıkları ağırladı.

90'lı yılların sonuna dek arabeskin acıklı sesi olarak ün kazanmıştı, 2000'li yılların başında hayranlarına; "özüm hala aynı, değişmedi" diye seslendi ama çizgisinde ufak bir değişiklik yaptı; artık pop müzik de söylüyordu: "Paramparça"

Gürses'in herkesi üzen sona doğru yolculuğu 2012 Kasım'da başladı. Kalp rahatsızlığı baş gösterdi ve ameliyata alındı. İyi geçmedi ve çoklu organ yetmezliği teşhisi kondu, 4 ay yoğun bakımda tutuldu ama vücudu daha fazla dayanamadı ve 3 Mart 2013 günü hayata gözlerini yumdu.