Aksa Tufanı yeni bir İsrail-Filistin savaşının habercisi mi?

◾ İsrail yıllardır Filistin topraklarını sistematik işgal faaliyetleri, Müslümanların din ve vicdan hürriyetine aykırı politikaları ve hareketleri yürütüyordu. 7 Ekim sabahı ise Filistinli direniş örgütü Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları, İsrail'e "Aksa Tufanı" isimli kapsamlı saldırı başlattığını açıkladı.

◾ Gazze'den İsrail tarafına binlerce roket atılırken, silahlı gruplar bölgedeki yerleşim yerlerine girdi. İşgalci İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığını duyurdu.

Fikriyat.com yazarı Mustafa Özcan, bölgede yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi:

◾ "Şimdiye kadar birçok defa İsrailliler-Filistinliler arasında tabi savaşlar çıktı. Özellikle 2009 -2010, 2014-2016 vs. benzeri savaşlar çıktı. Ama İsrail, daha ziyade baskın bir taktik uyguladı veya baskın bir operasyon yaptı Filistinlilere. Şimdi ise tersi oldu. İsrail gafil avlandı. Ruhu bile duymadı. Bu büyük bir zafiyet İsrail açısından. Zira istihbarat zafiyeti deniyor. Sadece o değil. Dost ve müttefik ülkelerin de İsrail'e katkı yapmadıkları görülüyor.

◾ Bütün bu olan bitenler İsrail'in zayıfladığını, Gazze ile başa çıkamadığını gösteriyor. Filistinliler, Hamas özellikle irade gösterdi. İradesinin de karşılığını aldı. Deniliyor ki cesaret bir kişiyi üç kat cesamette yapar.

◾ Derme çatma silahlarla daha önce mücadele eden Hamas, bugün İsrail'e baskın düzenleme seviyesine geldi. Önce taşlarla 1987 yılında sonra 2000 yılında bıçaklarla daha sonra da füzelerle, silahlarla İsraille başa baş mücadele etmeye başladı. Şimdi ise saldırı pozisyonunda. Yani savunma pozisyonundan saldırı pozisyonuna geçtiğini söyleyebiliriz. Evet, bu yeni bir İsrail-Filistin mücadelesi veya savaşı diyebiliriz.

◾ Hamas'ın zamanlamasını hakkında ise şunları söyledi:

◾ "Mescid-i Aksa'ya sürekli olarak, günlük olarak, 2000 yılından beri giderek artan ivmede Mescid-i Aksa'yı basıyorlar. Hatta Filistinlileri tahliye ediyorlar, İsrailli yerleşimcileri sokuyorlar. Nitekim dün, 7 Ekim tarihinde savaş olurken İsrail'in kuzeyinde savaş veya çatışmalar olurken Kudüs'te de Mescid-i Aksa'da yine yerleşimciler yahut oradaki Yahudiler baskın düzenlediler, bahçesine girdiler.

◾ Makdisli kadınlara, yani Kudüslü kadınlar kendilerini murabıtat olarak isimlendiriyorlar, onlara yönelik bir aşağılanma oldu. Onları yakaladılar karga tulumba çektiler, yollarda ve ya şeylerde sokaklarda sürüklediler. Filistinliler ile İsrailliler arasında tıkanmışlık hali bu sonucu doğurdu. Oslo süreci üzerinden 30 yıl geçti, hiçbir umut ışığı yok. Tersine işler Filistinliler açısından sürekli kötüye gidiyor. Dolayısıyla Filistinliler asimetrik bir çıkış yaptılar. İsrail'e baskın düzenlediler."

◾ İşgalci İsrail, Gazze'de basın mensuplarının da kullandığı Filistin Kulesi'ni vurdu. Özcan, bunun nedeninin İsrail'in görgü şahitleri olan basını etkisiz hale getirmeye çalıştığı için kuleye saldırdığını belirtti.

"Şirin Ebu Akile öldürüldü, İsrailli askerler tarafından kısa mesafede? El Cezire'ye haber yapıyordu. İsrail yönetimine askerlerine herhangi bir tehlike arz ediyor muydu? Hayır, arz etmiyordu. Ama İsrail görgü şahitleri özellikle basını ne yapıyor? Etkisiz hâle getirmeye çalışıyor. Yani bu mücadelede en önemli şey görsel malzeme. Görsel malzeme dünyanın kanaatini, vicdanını değiştirebiliyor, harekete geçirebiliyor vicdanı. Dolayısıyla Yahudiler gerçeklerin öğrenilmesinden rahatsızlar. Dahası savaşta ilk önce gerçekler ölür veya öldürülür şeklinde bir ifade var. Dolayısıyla İsrail kendisini yöneten Netanyahu ifadesiyle "savaşta" görüyor. Savaşta gördüğü için ilk önce enformatik savaş gündeme geliyor. En önemli nokta burası. Dolayısıyla savaşın üçüncü taraflara nasıl yansıdığı, yansıtıldığı çok önemlidir. İsrail bunu kendi lehine, zulüm yaptığı için bunu kendi lehine çeviremeyeceği için ne yapıyor? Burada tanıkları, basını tesirsiz, etkisiz hale getiriyor. Ama ortadan kaldırıyor. Şirin Ebu Akile niye öldürüldü ise Gazne'deki bu enformasyon binası da ondan dolayı hedef alındı."