Savunma Sanayi'nin unutulmaz isimleri
Türkiye'nin savunma sanayisi, bugünkü gücüne ulaşana kadar birçok unutulmaz ismin gayretleriyle şekillendi. Bu isimler, zorluklar karşısında yılmayarak önemli başarılara imza attılar. Vecihi Hürkuş’tan Nuri Demirağ’a, Nuri Killigil’den Kirkor Divarcı’ya kadar birçok öncü, savunma sanayimizin temel taşlarını döşedi, bu alanda bağımsızlığa giden yolu açtılar. Gelin bu kahramanlar, hangi mücadeleleri atlattı, hafızalarımızda nasıl yer edindi, birlikte bakalım.
Türk havacılığının öncülerinden olan Vecihi Hürkuş'un adı, bugün Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ/TAI) tarafından üretilen yeni nesil eğitim uçağına verilmiştir.
Türk milletinin hafızasında silinmeyen bir iz bırakan Hürkuş'un kara ve deniz okulunda öğretmenlik yaparken en büyük ideali havacılığı millileştirmekti.
1914'te Türk pilotlarının şehit olması, onun havacılığa olan ateşini daha da artırdı.
Yaşı küçük olduğu için pilotluk yerine makinistlik mektebine girebilmişti.
Görev sırasında geçirdiği uçak kazası, pilot olma hayalini gerçekleştirmesine vesile oldu.
Yeşilköy Tayyare Mektebi'nde eğitim alarak 1916'da ilk uçuşunu yaptı.
Milli Mücadele sırasında yaptığı keşif uçuşlarıyla ün kazanan Hürkuş, TBMM tarafından üç kez takdirname ile ödüllendirildi ve kırmızı şeritli İstiklal Madalyası'na layık görüldü.
Yunan uçak enkazlarından "Vecihi K6" adlı bir uçak üreten Hürkuş, uçuş sertifikası verecek bir kuruluş olmadığı için kendi uçağını uçurarak 15 dakika havada kalmayı başardı.
1931'de Kadıköy'de kiraladığı bir depoda Türkiye'nin ilk sivil uçağı olan Vecihi K14'ü üretti ve 1932'de Türk Sivil Tayyare Mektebi'ni kurarak eğitimler vermeye başladı.
Türkiye'nin ilk kadın pilotu Bedriye Gökmen, onun öğrencilerindendi.
Uçak sanayiine gönül veren Nuri Demirağ ile yolları kesişti ve Demirağ'dan aldığı destekle Vecihi K16'yı üretti.
Nuri Demirağ
Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlandıktan sonra Türkiye'nin kalkınması gerektiğini gören Nuri Demirağ, demiryolu inşasına katkı sağlayarak kısa sürede 1012 kilometre uzunluğunda demir yolu döşedi.
Bu başarısından dolayı ona "Demirağ" soyadı verildi.
Havacılığa da büyük önem veren Demirağ, Türkiye'de özel sektördeki ilk uçak fabrikasını kurdu.
İstanbul Yeşilköy'de 1500 dönümlük bir arazi üzerinde "Gök Stadyumu" adıyla sivil bir havaalanı inşa etti.
Beşiktaş'taki fabrikasında, Türkiye'nin ilk uçağı ND-36 üretildi.
1936 yılında bu fabrika, Türkiye'nin ilk yerli ve milli uçak fabrikası oldu ve Nu.D 36 adlı ilk motorlu uçak burada üretildi.
Ardından Nu.D 38 adlı altı kişilik yolcu uçağı geliştirildi
Uçak, 325 km hızla uçabiliyor ve 3,5 saat havada kalabiliyordu.
26 Mayıs 1944 tarihinde Nu.D 38, İstanbul-Ankara seferine başlayarak Türkiye'nin kendi uçak üretimindeki başarısını perçinledi.
Nuri Demirağ, Türkiye'nin kalkınması için hem demir yollarında hem de havacılık alanında öncü rol oynayan bir isim olarak tarihe adını yazdırdı.
Nuri Killigil Paşa
Bakü'yü işgalden kurtardığı için "Bakü Fatihi" olarak anılan Nuri Killigil Paşa, Türkiye'nin savunma sanayisinin öncülerinden biri oldu.
Mekanik alanda edindiği engin bilgilerini, Türkiye Cumhuriyeti'nin güçlü bir savunma teknolojisine sahip olması için kullanmaya yöneldi.
Nuri Paşa, Türk ordusuna teknolojik açıdan güçlü bir savunma altyapısı kazandırmak amacıyla durmaksızın çalıştı.
İlk savunma sanayi fabrikasını Zeytinburnu'nda kurarak, savunma sanayisine büyük katkılar sağladı.
Nuri Killigil'in dünya çapında en büyük başarılarından biri, kendi adını verdiği tabancasıdır.
Bu tabanca, dönemin en iyilerinden biri olarak tescillendi ve adını savunma tarihine altın harflerle yazdırdı.
Kirkor Divarcı
19 Eylül 1962 tarihinde, Türk bayrağını taşıyan ve yaklaşık bir metre 33 cm boyunda, 1 kilo 500 gram ağırlığında bir füze İstanbul semalarına fırlatılacaktı.
Bu füze, Cumhuriyet tarihinin ilk füzecisi olarak adını tarihe yazdıran Kirkor Divarcı'nın eseriydi.
Türkiye'nin 1962 yılında fırlattığı ilk füzenin adı Marmara-1di.
Bu füze, Türkiye'de üretilmiş ilk başarılı füze olup, Bandırma Füze Kulübü ile birlikte Kirkor Divarcı'nın öncülüğünde hayata geçirilmişti.
Bazı teknik sorunlar yaşansa da Marmara-1, gökyüzüne erişen "ilk gerçek Türk füzesi" olarak tarihe geçti.
Kirkor Divarcı ve ekibi, daha büyük bir proje üzerinde çalışmaya başladılar: Aktrüs.
Bu projede, 4 metre uzunluğunda ve 500 kg ağırlığında bir füze ile uzaya ilk kez bir canlı gönderilecekti.
Füzenin kapsülüne yerleştirilecek olan farenin hareketleri, mikrofilm makinesi ile kaydedilecekti.
Planlanan göreve göre, roket kapsülü 150. kilometreye ulaştığında ana gövdeden ayrılacak ve bir paraşüt yardımıyla, fare ile birlikte yavaş yavaş yere inecekti.
Ancak, Kirkor Divarcı'nın evinde çıkan bir yangın, bu umut dolu projelerin tümünü yok etti.
Özdemir Bayraktar
Milli SİHA'ların öncü ismi olarak tanınan Özdemir Bayraktar, 2005-2009 yılları arasında Türk Silahlı Kuvvetleri için geliştirilen ilk insansız hava aracı (İHA) olan Bayraktar Mini İHA'nın Ar-Ge çalışmalarına liderlik etti.
Türkiye'nin ürettiği İHA'lar, Azerbaycan'ın Ermenistan ile mücadelesinde büyük bir destek sağladı.
Bu başarı sayesinde Özdemir Bayraktar, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından Karabağ Nişanı'na layık görüldü.
Özdemir Bayraktar, adını Türk savunma sanayisinin unutulmaz isimleri arasına yazdırdı.
Türkiye, bu hikâyeyi tamamlayarak yerli ve milli imkânlarla kendi uçaklarını, insansız hava araçlarını ve helikopterlerini geliştirerek büyük adımlar attı.
Her şey, istiklal ve istikbalimiz, yani vatan için!
Sunucu/Editör: BETÜL SAV
Kurgu/Kamera: SERKAN HERVENİK
💠💠💠
FİKRİYAT.COM SOSYAL MEDYADA!
Fikriyat'ı aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz;
👉 YOUTUBE 🔔
👉 Fikriyat.com mobil uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.