İyi ki geçtin bu dünyadan Neşet Ertaş I Podcast

Yayınlanma Tarihi: Eylül 25, 2024 00:00 Güncelleme Tarihi: Eylül 25, 2024 20:44

“İyi ki” geçtiniz bu dünyadan dediğimiz isimleri konuştuğumuz podcast programımıza hoş geldiniz, sevgili Fikriyat dinleyicileri... Sizinle bugün Neşet Ertaş'ı konuşacağız.

Bugün garip ustamız, Neşet Ertaş'ın ölüm yıl dönümü… Üzerinden 12 koca yıl geçmiş… Neden garip dedim diye soracak olursanız, mahlası bu idi ustamızın… Ama o garipliği sadece bir mahlas olarak kullanmadı; bir yaşam biçimi, bir feryat, bir haykırış olarak türküleriyle bizlere anlattı. Hani konserine gidenlere "Ayaklarınızın turabı, gönüllerinizin hızmatçısıyım!" derdi ya; işte o sözlerle gönülleri fetheden büyük bir sanatçıydı kendisi. Anadolu'nun sesi, gariplerin yoldaşı Neşet Ertaş'ı, vefat yıl dönümünde sevgi, saygı ve rahmetle anarken, türkülerinde işlediği o derin "garip" temasına bakacağız.

Neşet Ertaş'ın sözleriyle başlamak istiyorum: "Biz doğduğumuzdan beri yoksulduk, varlığı görmedik ki yoksulluktan şikâyet edelim." İşte bu cümleler, onun hayatının özetiydi Kendisini bildi bileli yoksul, ama bir o kadar da onurlu bir yaşam sürdü. Bozlak ustası, yoksul insanların, gariplerin acılarını, dertlerini sazıyla, sözüyle türkülerine taşımayı kendine görev bildi. Sayısız eseri vardı; ama hiçbirinde adını kullanmadı, kendini "Garip" diye tanıttı hep. Babasının bir sözünde; "Bizler garibiz oğlum, bize garipler derler" demiş. İşte o günden sonra Neşet Ertaş, türkülerin sonuna "Garip" mahlasını eklemiş. Bu kelime, onu tam anlamıyla tamamlayan bir parça olmuş. O, eserlerinde anlattığı gibi gerçekten garip bir insandı. Kendi sözleriyle, "Garip gezdim el içinde, halden bilmez kul içinde, bunca acı dil içinde, az mı çektim az mı çektim" derken, İstanbul'da, Ankara'da ve Almanya'da yaşadığı yalnızlığı, kalabalık şehirlerde bir başına olmayı, açlığı ve yokluğu anlatıyordu. Belki de bu yüzden hiçbir zaman kendini ne şehre ne de insanlara ait hissedebildi. Bu duyguları, sazına, sözlerine dokudu; bizlere ulaştırdı.

"Yine Bir Hal Oldu" eserinde, sevdasına kavuşamayan, aşkını yüreğinde bir köz gibi taşıyan Ertaş'ı dinledik aslında. Sıla hasreti, yoksulluk, yalnızlık... Ne kadar zor ve biçare bırakır insanı değil mi? En çok da gurbette ölmekten korkardı Neşet Ertaş; çünkü garibin ölüsüne bile ağlayanın bulunmadığını bilirdi. Sadece bir saz ustası değildi o, Anadolu'nun kalbinin sesi oldu. Eserlerinde garipliği o kadar samimi bir dille anlattı ki, onun türküleri hepimizin ortak acısı, sevinci, yalnızlığı oldu. Bu yüzden onu hep sevgiyle, saygıyla anıyoruz; çünkü o hepimiz gibi bir garipti. Onun sazı hiç susmasın, türküleri hep yankılansın!

Editör: Özge Özkul

💠💠💠

FİKRİYAT.COM SOSYAL MEDYADA!

Fikriyat'ı aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz;

👉 TWITTER

👉 INSTAGRAM

👉 FACEBOOK

👉 YOUTUBE 🔔

👉 Fikriyat.com mobil uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.