Kısa bir yolculuk: Vincent Van Gogh
Yaşamı boyunca, eserleri bir başarısızlıklar silsilesi olarak görülen Van Gogh'a meczup gözüyle bakıldı. Belki anlaşılamadı ya da anlatamadı. Birçok büyük sanatçı gibi sonradan ün kazanarak geliştirdiği resim üslubuyla fovistler ve Alman dışavurumcuları etkileyerek özellikle 20. yüzyılın başlarından itibaren popülerleşmeye başladı.
◼ Gelin, birlikte Van Gogh'un hayatında kısa bir yolculuğa çıkalım…
◼ Ressam Vincent Van Gogh, 30 Mart 1853'te Hollanda'da dünyaya geldi. Van Gogh'a büyükbabası ile doğumundan bir yıl önce ölü doğan abisinin adı verildi.
◼ Van Gogh'un aile değerlerini önemseyen disiplinli bir annesi ve rahip olmasını isteyen bir babası vardı. Eğitim hayatında tutunamayan Van Gogh, çocukluğu boyunca oradan oraya sürüklendi; bir dönem de akrabaları ile yaşadı.
◼ "Kasvetli, soğuk ve kısır" olarak nitelendirdiği bu çocukluk dönemi Van Gogh'un psikolojisini ve sanatını derinden etkiledi.
◼ Resim kariyerinin başında, kahverengi ve koyu yeşil gibi renklerle melankolik temalar ortaya koydu. "Patates yiyenler" tablosu bu dönemi çok iyi yansıtır. Kardeşi Theo, her ne kadar Van Gogh'u cesaretlendirip tabloların satılması için çaba sarf etse de ressamın hayatı boyunca yalnızca bir tablosu satıldı.
◼ Kardeşinin teşviki ile Paris'e giden ressam orada avangart sanat üyeleriyle tanışarak kendini geliştirmeye başladı. Arles şehrine taşındıktan sonra da eserlerine konu olan meşhur "sarı evi" kiraladı. Şehri seven ressam, bu dönemde tablolarında daha canlı ve parlak renkler kullandı.
◼ Her ne kadar sanatı gelişse de ruhsal ve fiziksel sağlığı kötüye gidiyordu. Sık sık geçirdiği sinir krizleri insanlarla arasını bozuyordu. Nitekim arkadaşı Paul Gauguin ile yaşadığı bir tartışma sonrası kulağının bir parçasını kestiği iddia edilir.
◼ Ruh sağlığının bozulduğu bu dönemde tablolarının çoğunda "dönen renk kütleleri" dikkat çekiyordu. Öyle ki ölümünden bir yıl önce yatırıldığı akıl hastanesindeki odasının manzarasından ilham alarak yaptığı "Yıldızlı Gece" tablosu, onun en önemli eserlerinden biridir.
◼ Van Gogh, hastaneden kendi isteği ile ayrıldı ve sonrasındaki süreçte sağlığı daha da kötüye gitti. 29 Temmuz 1890'da göğsünde açılan kurşun yarasıyla vefat etti.
◼ Ölümünün intihar olduğu söylense de olaya şahit olan kimsenin olmaması ve silahın hiçbir zaman bulunamaması cinayet olabileceği kuşkusunu doğurdu.
◼ Yaşamı boyunca, eserleri bir başarısızlıklar silsilesi olarak görülen Van Gogh'a meczup gözüyle bakıldı. Belki anlaşılamadı ya da anlatamadı. Ancak birçok sanatçı gibi sonradan ün kazandı. Geliştirdiği resim üslubuyla fovistler ve Alman dışavurumcuları etkileyerek özellikle 20. yüzyılın başlarından itibaren popülerleşmeye başladı.
◼ Siz Van Gogh'un en çok hangi tablosunu seviyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...
💠
FİKRİYAT.COM SOSYAL MEDYADA!
Fikriyat'ı aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz;
👉 YOUTUBE 🔔
👉 Fikriyat.com mobil uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için bizlere ulaşabileceğiniz e-posta adresimiz:
FİKRİYAT.COM SOSYAL MEDYADA!
Fikriyat'ı aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz;
👉 YOUTUBE 🔔
👉 Fikriyat.com mobil uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için bizlere ulaşabileceğiniz e-posta adresimiz:
Editör-Sunucu: Büşra Gedik
Kurgu: Mert Akkuş
Kamera: Eyüp Kaymak