Nur Suresi 21-26. ayetler
Risaletin Medine döneminde nazil olan Nûr" suresi, 35. ayet-i kerimede geçen "nûr" kelimesine ithafen isimlenir.Sure genelinde toplumsal ve bireysel konulara yoğunlaşılsa da bilhassa aile hayatı öne çıkar.
➡ Mushaf sıralamasına göreyirmi dört, iniş sırasına göre ise yüz ikinci olan Nûr Suresi, Haşr suresinden sonra Hac suresinden önce Medine'de nazil olmuştur.
➡ Namuslu kadına iftira, zina suçu işleyenlerin ahvali, Hz. Aişe (RANHA) annemizin aklanması, muaşeret kuralları başta olmak üzere pek çok ehemmiyetli konuya dikkat çene sure, özel ve aile hayatı ile alakadar meselelere dair ayetleriyle dikkat çeker.
Nûr Suresi'ni okumak ve dinlemek için tıklayın
Nûr Suresi Tefsiri
Bilindiği gibi sûreler âyetlerden oluşmaktadır. Nûr sûresini göndermeyi murat eden Allah Teâlâ onun kaç âyetten oluşacağını, âyetlerin içeriğini, uzunluk ve kısalığını, ifade tarzını takdir etmekte, sonra da Cebrâil vasıtasıyla onu peygamberine göndermektedir. Tefsircilerin çoğu, âyette geçen faradnâ kelimesine bizim tercih ettiğimiz "belirlemek" mânasını değil, "farz kılmak" anlamını vermişler ve "... indirdik ve farz kıldık" şeklinde anlamışlardır. İbn Âşûr'un da işaret ettiği üzere (XVIII, 143) sûrede geçen bütün âyetler farz kılınmış hükümler getirmediği için biz meâldeki anlamı tercih ettik. Daha önce (bk. Nisâ 4/15-16) zina ve cezası hakkında bazı bilgiler verilmişti. Burada ek olarak şunları kaydetmek mümkündür: İslâm'a göre zina, aralarında nikâh bağı bulunmayan kadın ve erkeğin birbirleriyle cinsel ilişkide bulunmasıdır. Bunun para karşılığında yapılmış olup olmaması zina kavramını değiştirmez. Câhiliye devrinde daha ziyade câriyeler ve az da olsa hür kadınlar, evlerine flamalar asarak bu işi ücret karşılığında yaparlardı ve onların yaptığına "biğâ" denirdi. Zina kelimesi ise menfaat karşılığı olmayan, aşka ve sevgiye dayanan veya zevk için yapılan gayri meşrû birleşmeler için kullanılırdı. Bu dönemde zina için uygulanan, hukukî işlerliği olan objektif bir ceza da yoktu. Zina eden kadının kocası veya velisi olayı namus meselesi yaparsa ya şahsen intikam alırdı veya araya girenler ihtilâfı sulh yoluyla çözerlerdi. İslâm'dan sonra zina bütün çeşitleriyle yasaklandı, kınandı ve yapanlar için cezalar kondu. Nisâ sûresinde öngörülen cezalarda açıklanması gereken hususlar vardı, bu âyet zina eden erkeğe ve kadına yüzer adet sopa vurulacağını ifade ederek konuya açıklık getirdi. Tefsircilerin ve fıkıhçıların çoğu bu cezanın muhsan olmayan (sahih evlilik akdi içinde cinsel temas yapmamış) kimselere uygulanacağını, muhsan olanların cezasının ise recm yani taşlayarak öldürmek olduğunu belirtmişlerdir.