Fransız Konsolosu Topa Koyup Fırlattı!
Mezemorta Hüseyin Paşa, Osmanlı İmparatorluğu'nun denizcilik tarihinde adı en çok duyulan isimlerden birisidir. Gençlik yıllarında Garp ocaklarına mensup bir denizci olarak, İspanyollar ile çarpıştığı bir savaşta aldığı yaradan dolayı öldüğü sanıldığından, kendisine İtalyanca’da yarı ölü anlamına gelen “Mezemorta” lakabı verildi. Cesareti ve denizcilikteki başarıları sayesinde Osmanlı donanmasında iki kez kaptan-ı deryalığa kadar yükselecekti.
17. yüzyılda Fransa, Cezayir kıyılarını ardı ardına bombalıyordu.
Cezayir deniz gazilerinin elindeyse, Fransızlarınki kadar güçlü toplar yoktu.
Bu yüzden, Fransız donanmasına karşılık veremiyorlardı.
Ancak Fransızların unuttukları bir şey vardı.
Mezemorta Hüseyin Paşa'nın savaşçı ruhu ve deha dolu zekası, silahların gücünden daha fazlasını taşıyordu.
Hüseyin Paşa, Fransızlar'ın bitmeyen bombardımanına karşılık "Top kullanma konusunda bizim de kendimize has yöntemlerimiz var, eğer bombardıman devam ederse Fransız konsolosunu, papazları ve diğer Fransızlar'ı teker teker topa koyup ateşleyeceğim" dedi.
Bu sözler, Fransızların bile aklını başından alacak kadar cesurdu.
Hüseyin Paşa'nın bu alışılmadık stratejisi işe yaramış ve karaya çıkarma yapmak için hazırlığı olmayan Fransızlar, Cezayir denizlerini terk etmek zorunda kalmıştı.
Tam 5 yıl sonra, 1687 Haziran'ının ortalarında Fransız donanması tekrar Cezayir açıklarına gelerek, tekrar bombardımana başladı.
Beş yıl önce Fransızlar'ı tehdit eden Hüseyin Paşa, verdiği sözünü tuttu.
Fransız konsolosu ile 4 Fransız teker teker topa konularak Fransız donanmasına doğru ateşlendi.
Hüseyin Paşa'nın bu akıl almaz hamlesiyle hayretlere düşen Fransızlar, durumun şokunu atlattıklarında, üç Müslüman rehineyi öldürüp, bir salın içerisinde göndererek misilleme yaptı.
Acılar taraflar arasında gidip gelirken, Cezayir gazileri, bu nefret döngüsünü kırmakta kararlıydılar.
Mezemorta Hüseyin Paşa, 5 Fransız'ı daha topun içine koyarak ateşledi.
Fransızlar, ertesi gün üç Müslüman'ın cesedini daha kıyıya gönderdi.
Ancak öldürülen her Müslüman'a misliyle karşılık veren Mezemorta Hüseyin Paşa ve Cezayir deniz gazilerinin inatlarının kırılamayacağını anlayan Fransızlar, Cezayir'i tekrar terk etmek zorunda kaldılar.
Mezemorta Hüseyin Paşa'nın namı İstanbul'a kadar uzandı.
Osmanlı Devleti'nde uzun süredir denizcilikten gelme bir Kaptan-ı Derya yoktu.
4 Ocak 1690'da Mezemorta Hüseyin Paşa, kaptan-ı deryalığa tayin edilerek, bir an önce İstanbul'a gelmesi için çağrıldı.
Cezayir'deki yeniçerilerin muhalefetinden dolayı ilk kaptan-ı deryalığı kısa sürmüştü.
Mezemorta 1695'te ikinci defa kaptan- ı deryalığa tayin edildi.
Altı yıldan fazla süren ikinci kaptan-ı deryalığı, Türk denizciliğinin en parlak dönemlerinden biri oldu.
Mezemorta Hüseyin Paşa, sadece denizlerdeki başarılarıyla değil, donanmada yaptığı ıslahatlarla da kendinden sıkça bahsedilmesini sağlamıştı.
Onun kaptan-ı deryalığı döneminde Osmanlı Bahriyesi yeni baştan düzenlendi.
Mezemorta Hüseyin Paşa, Akdeniz'de, Ege'de ve Marmara Denizi'nde sayısız çarpışmada başarılı görevler gerçekleştirdi.
21 Temmuz 1701 yılında, donanmasının başında gittiği bir sefer sırasında öldü. Kabri günümüzde Sakız Adası'nda bulunmaktadır.
Bu cesur denizci, vatanı için sonsuz bir bağlılıkla hizmet etti ve geride unutulmaz bir kahramanlık hikayesini miras bıraktı.
Sunucu: Betül Sav
Editör: Halil İbrahim Kutlu
Kurgu: Günışığı Gülhan SALMA
Kamera: Serkan Hervenik
💠💠💠
FİKRİYAT.COM SOSYAL MEDYADA!
Fikriyat'ı aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz;
👉 YOUTUBE 🔔
👉 Fikriyat.com mobil uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için bizlere ulaşabileceğiniz e-posta adresimiz: