Türklerin tarihi kenti "Togu Balık" bulundu
Tarihi 600'lü yıllara dayanan Togu Balık, Moğolistan'ın Tuul Vadisi'nde gerçekleştirilen kazı sonrası gün yüzüne çıktı. "Doğu Şehri" manasına gelen bu yer, tarihte adına sıkça rastladığımız Dokuz Oğuzlara ait. Aynı zamanda bu kazı çalışmasıyla birlikte 800'e yakın tarihi eser de ortaya çıkmış oldu. Yaklaşık 30 yıllık bir çalışmanın başladığını aktaran arkeologlar, bu eserlerle birlikte Türk tarihi hakkında daha fazla bilgi sahibi olabileceğimizi de belirttiler. İşte, Türklerin kadim şehri Togu Balık...
Orhun Abidelerinde adı geçen "Togu Balık" bulundu. "Doğu Şehri" manasına gelen bu yer, Dokuz Oğuzlara ait. Peki, Dokuz Oğuzlar kim? Tokuz Oğuzların adı ilk defa Türk tarihini aydınlatan Orhun Abidelerinde geçer.
Tokuz veya Dokuz Oğuz tabiri, "Dokuz boydan oluşan Oğuzlar" manasını taşımakta. Dokuz Oğuzlar 627'de, Tula Irmağı civarında yaşamlarını sürdürmüşler. Çin kaynaklarında "Jiuxing" olarak da anılıyorlar. Bir Türk topluluğu olan Dokuz Oğuzlar, Uygurlara Göktürk Devleti'ni yıkmasında yardımcı olmuşlar.
Daha sonra Dokuz Oğuzlara, Uygurlar da eklenince "On Uygur" olarak anılmaya başlarlar. Uygur ve Dokuz Oğuzların bir araya gelmesinden sonra Ötüken, Dokuz Oğuz ve Uygurların hâkimiyetine girer. Göktürkler kendi devletlerini tekrar kurmak için harekete geçerler ve topraklarını ele geçiren Dokuz Oğuzlara karşı savaş açarlar.
682 yılında Dokuz Oğuzlar ile Göktürkler arasında gerçekleşen bu savaş tarihte, "İnekler Gölü Savaşı" olarak bilinir. Savaş sonucunda Ötüken tekrar Göktürklerin hâkimiyetine geçer. Bunun ardından dağılan ve Dokuz Oğuzlardan kalan Türk boyları, II. Göktürk Devleti'nde bağımsızlıklarını bildirir. Evet, kısaca Dokuz Oğuzlardan bahsettik, şimdi gelelim Togu Balık'ın keşfine.
Tarihi, 600'lü yıllara dayanan "Togu Balık", Moğolistan'ın Tuul Vadisi'nde yapılan kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıktı. Togu Balık'ın keşfi, belki de Türk tarihi açısından bu zamana kadar yapılmış en önemli keşiflerden biri.
TİKA, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi ve Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü iş birliğinde titizlikle yürütülen bu kazı ve araştırma çalışmalarının 30 yıl sürebileceği öngörüldü.
Ekip, 800'e yakın tarihi eseri gün yüzüne çıkardı. Araştırmacılar, bu eserlerle birlikte Türk tarihi hakkında daha fazla bilgi sahibi olabileceğimizi de belirttiler.
Ekipte yer alan Prof. Dr. Şaban Doğan, Togu Balık için şu ifadelerde bulundu:
"Tarihi kaynaklarda adı geçen ancak neresi olduğu bugüne kadar tam olarak tespit edilemeyen Togu Balık, bilinen Uygur şehirlerinden çok daha eski. Bu şehrin gün yüzüne çıkarılıp kazılması Uygurların yerleşik yaşamına dair bulgularımızı en az 100 yıl geriye götürecek. Çalıştığımız alanla ilgili uzun zaman yüzey araştırmaları ve literatür taraması yaptık. Bazı çalışmalarda bölgede Uygur dönemiyle ilişkilendirilebilecek buluntulardan bahsedilmiş, ancak detaylandırılamamıştı. Biz bu bölgenin Togu Balık olduğunu ispat edecek buluntulara ulaşmayı başardık. Kazı çalışması yaptığımız bir bina kalıntısında binaya ait olduğu kesinleşen Uygur seramiklerine ulaştık. Ekibimizdeki Türk ve Moğol arkeologlar bu konuda hemfikir. Biz artık net olarak burası Dokuz Oğuzların Togu Balık şehri diyebiliyoruz. Bize göre çok önemli bir keşif. Bu, Türklerin yerleşik hayata geçişine dair yeni bilgilere ulaşılmasını sağlayacak."
Türk tarihi için büyük bir ehemmiyet taşıyan bu gelişme beraberinde "balık" kelimesinin Eski Türkçedeki karşılığının ne olduğunu sorgulattı. Öncelikle Göktürk Yazıtları olarak da bilinen Orhun Abidesi'nin kuzey yüzünde Togu Balık, "Eng ilki togu balıkda süngüşdüm" yani "İlk önce Togu Balık'ta savaştım" cümlesiyle karşımıza çıkıyor.
Günümüzde kullandığımız "şehir" sözcüğüne gelecek olursak bu kelime Farsça kökenli. Anadolu Türkçesine baktığımızdaysa "şar" ifadesi yer almakta. Şimdi, Eski Türkçenin hâkim olduğu Göktürk Kağanlığı dönemine bir gidelim.
Balık, "bataklık, çamur" manasına gelen "balçık" sözcüğünden türemiş.Yerleşik hayata geçişin ilk ibaresi balçıktan yapılan evlerdir. Bu da balık olarak evrilen kelimenin "şehir" manasında kullanılmasına sebep olmuş.
Kaşgarlı Mahmud, Divân-ı Lügati't-Türk adlı eserinde balık sözcüğü için, "İslam'ın kabulünden çok evvel Türk dilince sığınak, kale, şehir demektir. Uygur Türkçesinde dahî bu böyledir. Uygurların en büyük şehirlerden birisine "Beşbalık" denir. Burası Uygurların en büyük şehridir; "beş şehir" manasına gelir."
Yapılan keşiflerle birlikte milli değerlerimizin ve dilimizin de zenginliği ortaya çıkıyor. Siz bu keşifle ilgili ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyoruz.