Yarım asırlık yerli otomobil hayali
Türkiye'de 52 yıl önce ''Anadol'' markasıyla seri üretimi yapılarak gerçeğe dönüşen yerli otomobil hayali, geçen yılın kasım ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde açıklanan 5 babayiğit ile yeniden can bulurken, gelinen noktada Türkiye'nin Otomobili Ortak Girişim Grubu'nun şirketleşme sürecinin açıklanacak üst yönetici ile tamamlanması bekleniyor.
Türkiyenin yerli otomobil hayalinin gerçeğe dönüşmesi için elini taşın altına koyan Anadolu Grubu, BMC, Kıraça, Turkcell ile Zorlu ortaklığının yanı sıra Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) çalışmaları hız kazandı.
Merhum iş adamı Vehbi Koç'un girişimleriyle başlayan ilk yerli otomobili üretme faaliyeti, 1966 yılına damgasını vuran en önemli sanayi hamlelerinden biri olarak kabul edildi.
İlk yerli otomobile hangi ismin verileceği yapılan bir anketle belirlendi. Ankete gelen 150 bini aşkın mektupta 'Anadolu', 'Anadol' ve 'Koç' isimleri öne çıktı. Birkaç gün süren toplantıların ardından 7 Ekim 1966'da bu otomobile 'Anadol' ismi verilmesi kararlaştırıldı ve ilk otomobil de 19 Aralık 1966'da üretildi.
Vehbi Koç tarafından kurulan Otosan Otomobil Sanayi AŞ tarafından İstanbul'daki fabrikada üretilen 'Anadol', bugüne kadar Türkiye'nin ilk ve tek seri üretimi yapılan yerli otomobil olma özelliğini kaybetmedi.
Üretimi 1984'te durdurulmuş olmasına karşın markanın meraklıları, 'Anadol'a duyduğu sevgiyi göstermek amacıyla bir kulüp kurdu. Anadol Fan Kulübü, markayı ve Anadol'ları orijinal halleriyle yaşatmayı hedefliyor.
İthalatçılardan yerli otomobile 'Beyaz Kitap'lı itiraz
18 Ocak 1966'da dönemin Sanayi Bakanı Mehmet Turgut, Bütçe Komisyonu'nda ''bir otomobil imalatı için Otosan firmasına izin verdiğini'' açıkladı. Açıklamanın ardından ithalatçı piyasadan, hükümetin verdiği izinle ilgili itirazlar yükseldi. Otomobil piyasasının ithal mallarla yoluna devam etmesini isteyen grup, yerli otomobil imalatını eleştiren ''Beyaz Kitap''ı yayınladı.
1 Şubat 1966'da İzmir bayi toplantısına Anadol'un prototipi getirildi. Kurulacak fabrikanın yıllık kapasitesini tayin etmek ve projesini de buna göre hazırlamak amacıyla, bayilerden bu araçtan ne kadar satabileceği öğrenildi. Elde edilen rakamlara göre 10 otomobilden yılda yaklaşık 2 bin 400 otomobil imalatı öngörüldü.
Ford Otosan'ın eski genel müdürlerinden Ahmet Binbir, Anadol'un test sürüşüne ilişkin; ''Araba ilk test sürüşündeyken ilk telefonu Kabataş İskelesi memuru astsubay Asım Bey'den aldım, rahmetli oldu. Bana telefon etti, 'oğlum Ahmet, otomobili gördüm, ağlıyoruz' dedi. Hiç unutamıyorum. Dolmabahçe'ye geldi, başkası haber verdi. Dolmabahçe'de polis durdu, selam verdi. Galatasaray'a geldi, oradaki polis durdu, Anadol'a yol verdi. O kadar bağlandı millet.'' ifadelerini kullandı.
Otosan'ın kurucularından Bernar Nahum da Anadol'a ilişkin; ''Anadol otomobili, memleketimizde en gerektiği bir zamanda çok önemli bir rol oynamıştır. Eğer Anadol projesi olmasaydı, memleketimizde otomobil sanayisinin kurulması daha epeyce gecikebilirdi demek bile mümkündür.'' demişti.
Anadol rallide de birinci
Renç Koçibey, 4-5 Mayıs 1968'de Türkiye'de düzenlenen ilk resmi müsabaka olan 1. Trakya Rallisi'nde Anadol otomobille birinci oldu. Anadol, 25 Ekim 1968'de Londra'da düzenlenen otomobil sergisine katıldı.
Üretimin sona erdirildiği 1984'e kadar, 62 bin 923'ü otomobil ve 30 bin 265'i pick-up olmak üzere toplam 93 bin 188 Anadol üretildi. 15 Mayıs 1991'de P100 pick-up modeller piyasaya sürüldüğünde, pazarda varlığını halen devam ettiren ve ikinci el olarak talep gören Anadol pick-up için sembolik bir veda töreni düzenlendi.
Bu arada, tasarım ve mühendislik anlamında ilk Türk otomobili ise ''Devrim''dir. Devrim'den daha önce -1953 yıllarında- otomobil imali üzerinde deneme mahiyetinde kabul edilebilecek çalışmalar yapıldı.
OSD'den "nasıl yapılamaz" raporu
Yerli otomobil markası üretilmesi için 2011 yılında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sanayicilere ''Artık yerli otomobilimizi üretelim'' çağrısı üzerine ilk somut adımı atan 15 üretici firmadan oluşan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) tarafından, hükümete sunulmak üzere bir rapor hazırlandı.
''Teknik, Satış/Pazarlama ve Değerlendirme/Öneriler'' olmak üzere üç ana kısımdan oluşan rapor, 29 Eylül 2011'de hükümete sunulmasına karşın, "ileriye dönük otomotiv sanayisinde ciddi stratejik görüşleri içermesi" gerekçe gösterilerek kamuoyu ile paylaşılmadı.
Raporda yerli otomobilin tamamen Türkiye'de üretilmesi için öngörülen 2,5 milyar avroluk tasarım, üretim ve markalaşma maliyetinin yüksek olduğuna ilişkin eleştirilerin gündeme gelmesi sonrasında, sektörde raporun "nasıl yapılamaz" üzerine kurgulandığı tartışmaları arttı. Kimi sektör temsilcileri 'yerli otomobil üretmenin kolay olmadığı'nı öne sürerken, kimileri başlangıç için daha makul bir fiyat olabileceğini dile getirdi.
Öte yandan sektörün önde gelen bazı temsilcileri, raporun hazırlanması sürecinde OSD'nin kendilerinin görüşünü almadığı ve dışlandıkları yönünde sitem ederken, raporda yerli otomobil üretimine ilişkin olumsuz yaklaşım da eleştirildi.
Türkiye'nin Otomobili Projesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla başlayan, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TOBB koordinasyonunda yürütülen yerli marka otomobil üretimi için, 2 Kasım 2017'de Türkiye'nin Otomobili Projesi, Ortak Girişim Grubu İşbirliği Protokolü, Anadolu Grubu, BMC, Kıraça Holding, Turkcell Grubu ve Zorlu Holding'le imzalandı.
Atılan imzaların ardından şirketleşme süreci başlarken, bu konuda gerekli teknik ve finansal analizlerin yapıldığı bir döneme girildi. Yerli Otomobil Projesi'ndeki 5 babayiğide ilaveten TOBB da yüzde 5 hisseyle şirkete ortak oldu. Böylece 6 ortaklı bir proje oluştu.
Türk sanayisi ve teknolojisi açısından bir dönüm noktası olarak nitelendirilen proje için, teknoloji ve tüketici trendleri de izlenerek sektörde tamamen farklı bir konumlanma sağlayacak kapsamlı bir strateji oluşturulması hedeflendi.
Türk halkının görüş ve beklentilerine göre Türkiye'nin otomobilini tasarlayacağını vurgulayan Ortak Girişim Grubu, bu bağlamda ülke genelinde çok kapsamlı ve profesyonel bir tüketici araştırması yürüttüğünü de açıkladı.
Gelinen noktada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şirketin üst yöneticisini (CEO) yarın açıklaması ve akabinde şirketin kuruluş protokolünün imzalanması bekleniyor. Şirketleşme sürecinin gerçekleşmesinin ardından, gelecek dönemde yerli otomobilin tasarım, üretim, logo ve markasının belirlenerek prototipinin geliştirilmesine odaklanılacak.
Türkiye'nin vizyon projelerinden biri olarak görülen "Türkiye'nin Otomobili"nin, B ve C segmentlerindeki 5 modelle piyasaya girmesi ve üretim maliyetlerinin düşürülmesi açısından 3 modelin aynı şasi üzerinde olması planlandı.
Projede, 3 fazdan oluşan yaklaşık 15 yıllık bir yatırım hamlesine yönelik planlar hazırlandı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ise son yaptığı açıklamada, yerli otomobilin üretileceği yerin projenin ikinci fazında ele alınacağını, şu anda 22 ilden talep bulunduğunu ve taleplerin gelecek yıl değerlendirileceğini söyledi.