Teknofest Roket Yarışması’nda tarihin teakubu gerçekleşti
Bütün olumsuzluklara rağmen “zafer uçakların kanatlarındadır” ilkesiyle yola çıkan Demirağ; Cumhuriyet döneminde zor şartlara ve çeşitli engellere karşın imzası atılan "Vecihi" serisi; boyu yaklaşık bir metre 33 cm, ağırlığı ise bir kilo 500 gram olan ve üzerinde de Türk bayrağı bulunan bir füzeyi İstanbul semalarından fırlatan Divarcı… Tüm bu tarihsel gelişmelerin meyveleri birbir olgunlaşıyor. Türkiye’de ilk kez düzenlenen Teknofest Roket Yarışması’nda lise ve üniversite öğrencilerinin, hiçbir olumsuzluğa ve engellemeye rağmen hayallerinden vazgeçmeyen öncüleri örnek alarak ürettiği roketleri Tuz Gölü’nden gökyüzüne fırlatıldı…
Türkiye'de ilk kez düzenlenen Teknofest Roket Yarışması nefes kesti. Lise ve üniversite öğrencilerinin ürettiği roketler, Tuz Gölü'nden gökyüzüne fırlatıldı. Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı tarafından 20-23 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek Teoknofest için Tuz Gölü çevresindeki Hisar Atış Merkezi'nde roket yarışları düzenlendi.
Lise ve üniversite öğrencilerinden oluşan 28 takım, kendi imkânlarıyla ürettikleri özgün tasarım roketleri daha yükseğe fırlatmak için kıyasıya mücadele etti. Gençler, roketle 3 bin metre irtifaya 4 kg faydalı yük çıkarıp paraşütle yere indirmek için yarıştı. Dünyada ABD'den sonra ikinci olma özelliği taşıyan yarışma, alçak ve yüksek irtifa olmak üzere iki farklı kategoride yapıldı.
KİRKOR DİVARCI, VECİHİ HÜRKUŞ VE NURİ DEMİRAĞ
Cumhuriyet döneminde zor şartlara ve çeşitli engellere karşın imzasını attığı "Vecihi" serisi; uçaklarla, okulunda yetiştirdiği öğrencilerle tanınan Hürkuş, yaşadığı dönemde, "Ona kapıyı ver, üstüne çıkar, onu da uçurur." cümlesiyle tarif edildi…
Tarihler 19 Eylül 1962 yılını gösterdiğinde boyu yaklaşık bir metre 33 cm, ağırlığı ise bir kilo 500 gram olan ve üzerinde de Türk bayrağı bulunan bir füze, İstanbul semalarından fırlatıldı. Fikir babası Ermeni asıllı bir Türk vatandaşı olan Kirkor Divarcı'ydı… Füze denemesi başarıyla gerçekleşti ve Divarcı, Cumhuriyet tarihinin ilk füzecisi olarak tarihe adını yazdırdı…
Bütün olumsuzluklara rağmen "zafer uçakların kanatlarındadır" ilkesiyle yola çıkan Demirağ ise 26 Mayıs 1944 tarihinde İstanbul Ankara seferine başladı. Bu tarihten daha önce Vecihi Hürkuş tarafından, düşürülen düşman askerlerinin uçaklarına ait parçaların bir araya getirilmesiyle oluşturulan "VECİHİ K-VI" adlı uçak, yerli üretim olmadığı için ilk Türk uçağı olarak kabul edilen Nud 36 gerçekten Türk tarihinde büyük bir başarıdır…
İLK FÜZE FIRLATIŞI
Kirkor Divarcı…
1959 yılında, Bandırma'da lise öğrencileri tarafından, Türkiye'de eşi benzeri görülmeyen bir kulüp kurulur: Bandırma Füze Kulübü. Bu gençler, oldukça kısıtlı imkânlara rağmen hemen işe koyulurlar, hesaplar kitaplar yapılır ve ardından da pratik denemelere başlanır. Liseli gençlerin kurduğu kulübe katılanların sayısı da giderek daha fazla artar. Ve kulüpteki gençler arasında her şeyden vazgeçecek kadar kararlı bir isim vardır: Kirkor Divarcı…
Divarcı, sırf bu uğurda birçok fırsatı elinin tersiyle iter. Divarcı, nişanlısı ile biriktirdikleri 400 lirayı, füzenin ilk hali için, hiç düşünmeden kullanacak kadar gönül vermiştir bu işe. Projesini önce İstanbul Teknik Üniversitesi'ne onaylatır. Ardından da Türk Silahlı Kuvvetleri ile temasa geçer. Ordunun da desteğiyle, ilk füze fırlatışını gerçekleştirir. 19 Eylül 1962... Divarcı'nın, ordunun da desteğiyle hayata geçirdiği projesi, "Marmara-1" adı verilen ve üzerinde ay yıldız olan 1 metre 33 cm'lik, 1,5 kiloluk ilk Türk füzesi, semaya çıkar. Deneme atışında 10 bin metre yükselip 150-200 metre uzağa düşer. Bu da, denemenin başarılı olduğu anlamına gelir.
Bazı teknik başarısızlıklar ve şanssızlıklar olsa da Marmara-I, gökyüzünü zorlayan "ilk gerçek füzemiz" olarak tarihe geçer. Ve bu başarı füze çalışmalarını sürdürenlere de cesaret verir…
İLK UÇAK FABRİKASI
Nuri Demirağ
Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı Devleti tarihe intikal etmiş, Türk milleti İstiklal Savaşı vererek, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurma iradesini göstermiştir. Bir devrin hüzünlü batışına ve yeni bir devrin başlamasına tanık olan vatanperver insanlar Türk milletinin bir daha geçmişte yaşanan talihsizlikleri yaşamaması için gayret etmişlerdir. Bu insanlardan biri de pek çok girişiminin yanında demiryolu yapmakla ün kazanan daha sonra uçak fabrikası ve uçuş okulu açan Nuri Demirağ'dır.
Türkiye'nin acilen ihtiyaç duyduğu bir alan olan havacılığa katkıda bulunmak için çalışmaya başladı. Havacılık tarihinde önemli bir yeri olan Nuri Bey, Türkiye'de özel sektörde ilk uçak fabrikasını kurdu, uçak ve planör üretti. Nuri Demirağ Türkiye'nin ilk uçak mühendislerinden olan Selahattin Alan ile beraber hareket ediyordu. Çalışmalar kısa sürede netice vermeye başladı. Beşiktaş'taki fabrikada Selahattin Alan'ın projesini çizdiği ND-36 adı verilen tek motorlu Türkiye'nin ilk uçağı üretildi. Aynı günlerde Türk Hava Kurumu da 10 tane eğitim uçağı siparişi vermişti. Bu siparişler yapılırken aynı zamanda bir de yolcu uçağı yapım çalışması sürmekteydi. 1938 yılına gelindiğinde NuD38 adında çift motorlu altı kişilik bir yolcu uçağı yapımı başarıyla tamamlandı. Bu Türkiye'nin kendi uçağını artık yapabildiği anlamına gelmekteydi.
Batının yaptığı her şeyi Türklerinde üretip yapabileceğine inan Nuri Demirağ'a göre zafer artık süngünün ucunda değil uçakların kanadındaydı. Havacılığa verdiği önemin en büyük nedeni bu gerçeği görmüş olmasıydı. Nuri Demirağ aynı zamanda Türkiye'de ilk paraşüt üretim merkezini kuran girişimci oldu. Paraşütün ipekten yapılması sebebiyle Üsküdar'da satın aldığı Hüseyin Avni Paşa korusunda dut ağacı ve ipek böceği yetiştirmek için girişimde bulunmuş ve ilk paraşüt imalatını gerçekleştirdi.
EN BÜYÜK İDEALİ HAVACILIĞIN MİLLİLEŞTİRİLMESİYDİ
Kara ve deniz okulunda öğretmenlik yapan Hürkuş'un en büyük ideali havacılığın millileştirilmesiydi. Edirne'ye yanlışlıkla inen bir yolcu uçağına, teslim alınmasındaki hizmeti nedeniyle "Vecihi" adının verilmesi, tayyare yapma düşüncesini yeniden canlandırdı. Hürkuş, savaş sırasında Yunanlılardan kalan uçak malzemelerinden yararlanarak projesini hazırladığı ilk uçağı "Vecihi K VI'yı yaptı. Hürkuş'un, uçabilirlik sertifikası için toplanan teknik heyette tayyareyi kontrol edecek personel bulunamadı. Sonunda teknik heyetten bir kişinin "Vecihi, biz sana bu lisansı veremeyiz. Uçağına güveniyorsan atla, uç, bizi de kurtar" şeklindeki sözleri üzerine 28 Ocak 1925'te "Vecihi K VI" ile ilk uçuşunu yaptı.
TÜRKİYE'DE İLK KEZ DÜZENLENEN TEKNOFEST ROKET YARIŞMASI
Tüm bu tarihsel gelişmelerin meyveleri birbir olgunlaşıyor. Türkiye'de ilk kez düzenlenen Teknofest Roket Yarışması'nda lise ve üniversite öğrencilerinin, hiçbir olumsuzluğa ve engellemeye rağmen hayallerinden vazgeçmeyen öncüleri örnek alarak ürettiği roketleri Tuz Gölü'nden gökyüzüne fırlatıldı…
Lise ve üniversite öğrencilerinin ürettiği roketler, Tuz Gölü'nden gökyüzüne fırlatıldı. Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı tarafından 20-23 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek Teoknofest için Tuz Gölü çevresindeki Hisar Atış Merkezi'nde roket yarışları düzenlendi. Lise ve üniversite öğrencilerinden oluşan 28 takım, kendi imkânlarıyla ürettikleri özgün tasarım roketleri daha yükseğe fırlatmak için kıyasıya mücadele etti. Gençler, roketle 3 bin metre irtifaya 4 kg faydalı yük çıkarıp paraşütle yere indirmek için yarıştı. Dünyada ABD'den sonra ikinci olma özelliği taşıyan yarışma, alçak ve yüksek irtifa olmak üzere iki farklı kategoride yapıldı.
TUZ GÖLÜ'NDE NEFES KESEN GÖRÜNTÜLER
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve Türkiye Teknoloji Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, yarışmanın üçüncü gününde gençleri yalnız bırakmadı. Roketleri inceleyen Bakan Varank ve Bayraktar, dürbünle roketlerin ateşlenme anını izlediler. Bu esnada ortaya nefes kesen görüntüler ortaya çıktı. Roket atışları rüzgâra rağmen başarıyla gerçekleşti. Bakan Varank, roketlerin ateşlenme ve fırlatılma anlarını sosyal medya hesabından paylaştı. Varank mesajında, "Üniversiteli ve liseli öğrenci takımlarımızın katıldığı roket yarışması bir ilk. Gençlerimizin yazacağı başarı hikâyeleri işte bu yarışmalardan geçiyor. Bu tarihi ana şahitlik etmek üzere Tuz Gölü'ndeyiz" ifadelerini kullandı.
YARIŞMADA BİRİNCİ OLANLARA İŞ İMKÂNI SAĞLANACAK
Bakan Varank, montajı zamanında tamamlayamayan, bu nedenle finalde roketini ateşleyemeyen ODTÜ'nün roket takımı için devreye girdi. Öğrencilerin yarışma harici roket fırlatmalarına izin verildi. Bakan Varank'a Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Aksaray Valisi Aykut Pekmez ve Roketsan Genel Müdürü Selçuk Yaşar da eşlik etti. Teknofest etkinlikleri kapsamında Roketsan'ın desteğiyle Aksaray'da düzenlenen roket yarışmasının sonuçları Teknofest İstanbul'da açıklanacak. Birinciye ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verecek. Yarışmada birinci olanlara Roketsan'da iş imkânı sağlanacak.