Fatma Bayram

Mahluka Hizmet Halıka Kulluktur

İhyau Ulumiddin üzerine ne çok şey yazılıp söylenmiştir. Üzerinden geçen yaklaşık 900 seneye rağmen etkisini yitirmeyen, gündemden düşmeyen bu muhalled kitabın benim hatıralarımda ayrı bir yeri vardır. 70'li yıllarda Kur'an Kursu öğrencisi iken küçük arkadaş grubumuzla bir şekilde Hasan el-Benna'nın hayatını okumuş ve onun gibi biri olmaya karar vermiştik. (Özellikle kız çocuklar olmamız hasebiyle kendi şartlarımıza daha yakın ve daha gerçekçi bir örnek seçmemiş olmamız bir bahsi diğer olarak manidardır.) Hasan el-Benna ve arkadaşlarının sürekli İhya hatimleri yaptıklarını (bitirdikçe başa dönüp tekrar okuduklarını) öğrenince biz de çocuk yaşımıza bakmadan İhya'yı baştan sona okumuş idik. Zaten ondan önce İhya'dan çeşitli bölümleri müstakil kitapçıklar olarak görmüş, bir kısmını da okumuştuk.

Bugün farklı bakılsa da Gazali, bizzat kendisi İhya'yı avam için yazdığını söyler. Yıllar içinde mesleğimiz gereği (bir vaizim ben) yine bölüm bölüm başvurduk İhya'ya. Herkes baktığı yerde kendine göre farklı şeyler görür. Ben de İhya'daki zayıf rivayetlerden çok Gazali'nin insan ruhunu şerha şerha yarıp ilmik ilmik çözen tahlillerini görür ve o yüzden her okumada daha çok severim. En son bir grupla yine İhya'yı esas alan sohbetler yaparken Nafile İbadetler bahsinde ayakların kaydığı, pusulanın şaştığı bir konuda Gazali'nin nasıl aşırıları itidal çizgisine çektiğini gördük de saygımız, hürmetimiz tazelendi. Nafile ibadetleri müekked sünnetlerden başlayıp aşama aşama anlatırken öyle bir noktaya geliyorsunuz ki günün her saatinin kendine mahsus bir ibadeti var ve bunların hiçbirini yap/a/mayan biri olarak acınası bir durumdasınız. Tam kendinize yazık ettiğiniz, ömrünüzü boşa geçirdiğiniz duygusuna teslim olmak üzereyken Gazali "Bütün bu saydığımız nafileler insanlığa yararlı bir işle meşgul olmayıp, boş boş oturanlar içindir. Eğer bir insana hizmet edecek bir işiniz varsa bu nafilelerle meşgul olmaktansa zamanınızı o işe ayırmanız daha evladır." diyerek işlerin önem sırası konusunda bize asırlar öncesinden ayar vermeye devam ediyor.

Uzun sözün kısası insanla meşgul olan bir işiniz varsa onun farzlar hariç diğer bütün ibadetlerden evla olduğunu bilerek şevkle ve aynı zamanda ibadetler gibi onun da Yüce Yaratıcı'nın huzuruna takdim edileceğini bilerek özenle yapmak gerekir. Gerçek ve bilinçli dindarlık budur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.