Atatürk’ün gençlere alkollü içki konusunda tavsiyesi
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün alkollü içkilere müptela olduğu, uzun yıllardır kullandığı alkol sebebiyle ölümcül karaciğer sirozuna yakalanarak genç denilebilecek yaşta hayatını kaybettiği bilinir.
Acaba bu bağımlılığı için ne düşünüyordu ve gençlere bu konuda bir tavsiyesi var mıydı? Bu soruların cevabını hep merak ederdim. Ayna Dergisi'nin eski sayılarını karıştırırken bu konuda bir yazı gördüm(*). İlgimi çeken bu yazıdaki söylenilenleri paylaşmak istedim.
Yazıyı Atatürk'ün çok sevdiği A. Dilâçar (**) kaleme almış. Bir heyetle birlikte Atatürk dil müzakeresi yaptıktan sonra ekibi Florya'da Cumhurbaşkanlığına ait Denizevi'nde sabaha kadar sürecek içkili yemeğe davet ediyor. Akşamüzeri yemek salonuna giriyorlar ve sofraya oturuyorlar. Tarih, 20 Eylül 1936'dır. Sonrasını A. Dilâçar'ın yazısından takip edelim:
"Yemek getirilmeden, tabak ve kadehlere de dokunulmadan önce, Atatürk masaya dirseklerini dayadı, parmaklarını bitiştirdi, sofradakileri şöyle bir süzdü. Toplantıya katılanların kimi adlarıyla, kimi de yalnız meslek sanlarıyla çağrılmışlardı. Sanla çağrılanların arasında Atatürk'ün tanımadığı genç kişiler de vardı. Bu durum karşısında Atatürk şu açıklamayı yapmayı uygun görüp ağırbaşlı bir tonla söze şöyle başladı:
'Arkadaşlar, Türkiye Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk benim. Ama şimdi sofrada oturduğum sürece kendimi bu görevde sayamam, çünkü her sofrada olduğu gibi önümüzde içki kadehleri var. Aramızda, görüyorum, gençler de yer almıştır. Asıl onlara sesleniyorum. İçki bir iptiladır, ben 18 yaşımdan beri sofrada içki kullanırım, çok çalıştım; ama kendimi bu iptiladan kurtaramadım. Genç arkadaşlar, size vereceğim önemli öğütlerden biri şudur: Görevde iken sakın içki kullanmayınız, görev başında içilmez.'
***
Yazının devamında A. Dilâçar Atatürk'ün açık kalple verdiği bu öğütün sofradakiler üzerinde derin etki yaptığını belirtmiş. Neşeli bir şekilde başlayan yemek faslı eğlencelerle, şarkı ve konuşmalarla sabaha kadar devam etmiş.
Agop Dilâçar'ın bu yazısından çıkardığım sonuçlara gelince:
- Atatürk içkiye müptela yani bağımlı oluşunu kabul etmektedir ve bu durumdan dolayı üzgündür. İptiladan kurtulmak için çok çalışmış, uğraşmış ancak başarılı olamamıştır.
- Atatürk içmeye 18 yaşında başlamıştır.
- Görev sırasında kesinlikle içki kullanılmamalıdır. Atatürk bunu bilhassa gençlere tavsiye etmektedir.
- Ayrıca gençleri içkiye iptila olmamaları konusunda uyarmaktadır. Çünkü bağımlı olduktan sonra kurtulmak mümkün olmamaktadır
Prof. Dr. Sefa Saygılı
------
(*) Hayat Ayna Aylık Dergi. Mayıs 1974, sayı: 5.
(**) Atatürk, Agop Martayan adlı Ermeni kökenli vatandaşa bu yazıyı yazmasından 1 yıl önce (1935'de) Dilâçar soyadını, 'dil konularını açıklar' anlamında vermiştir. Türk Dil Kurumu'nun ilk Genel Sekreteridir.1979 yılında İstanbul'da vefat etmiştir. Türk Dil Kurumu'na göre; 'Agop Dilâçar Türk Diliyle ilgili çalışmalarına Atatürk'le birlikte başlamış ve hayatı boyunca bu katkılarını hiç aksatmadan sürdürmüştür. Dilbilimci, Türk bilimci, ansiklopedi uzmanı, Türk Dil Kurumu başuzmanı, danışmanı olarak Türkçeye emek vermiştir.'
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sağlıklı ve zinde kalmak için vazgeçilmez besin: Kabak (02.07.2018)
- Mercimek (30.06.2018)
- Harika atıştırmalık ve lif zengini besin: Badem (27.06.2018)
- Seçim sonuçlarını nasıl yorumlamalı? (25.06.2018)
- Sayın Cumhurbaşkanımız sezaryenle doğuma karşı çıkarken haklıdır (22.06.2018)
- Sofralarımızın temel unsuru: Maydanoz (20.06.2018)
- Narsist kim? (14.06.2018)
- Vücudumuzu temizleyen gıdalar (08.06.2018)