Mekândan taşan edebiyat: Büyük Doğu Akademyası
Büyük Doğu dergisi etrafında kenetlenmiş, ortak müşterekte buluşması mümkün olanların gayreti ve Necip Fazıl’ın da çabalarıyla dergi çevresinde bir sanat edebiyat mahfili oluşturuldu. Kısa ömürlü bu mahfilin toplantıları, dergi idare yerinin dışındaki mekânlarda yapıldı.
Adını çıkışından altı yıl önce Necip Fazıl'ın Türk Milli Marşı diye nitelediği Büyük Doğu şiirinden alan "Büyük Doğu" dergisi, sahibinin daha önce piyasaya çıkardığı Ağaç dergisi gibi geniş bir yazar kadrosu ile şiir, hikâye eleştiri ve deneme türünden yazıların yayımlandığı bir yayın organıdır. Necip Fazıl'ın Eylül 1943-Mayıs 1973 tarihleri arasında değişik boyutlarda, çeşitli aralıklarla 35 yıl boyunca yayımlandığı Büyük Doğu dergisi, fikri, edebi, siyasi ve dini muhtevalı bir dergi olması yönüyle de dikkat çeker. İlk sayısından itibaren Necip Fazıl'ın damgasını taşıyan dergide devrin tanınmış fikir adamı, şair ve yazarlarının eserleri yayımlanmıştır.
Büyük Doğu dergisi etrafında kenetlenmiş, ortak müşterekte buluşması mümkün olanların gayreti ve Necip Fazıl'ın da çabalarıyla dergi çevresinde bir sanat edebiyat mahfili oluşmuştur. Kısa ömürlü bu mahfilin toplantıları dergi idare yerinin dışındaki mekânlarda yapılmıştır.
Dergideki mahfil niteliğine sahip toplantıların amaçlarından en önemlisi, Necip Fazıl'ın dergiyi o yılların önemli bir sanat, edebiyat ve fikir mahfili haline getirme düşüncesidir. Bu amaçla da derginin 11,12 ve 18'inci sayılarında Büyük Doğu Akademyası adı altında çeşitli edebi konuların konuşulduğu toplantılar düzenlenmiştir.
NEDEN AKADEMYA?
Akademya, Yunanca'dan alınma bir kelime. Eflatun'a mensup grup, Atina civarındaki Akademus bahçelerinde toplandığı için bu ismi almıştı. Fransızlarda bu kelime ilim ve sanat adamlarından meydana gelen resmi beş teşekkülü ifade eder.
Toplantıların ilki, 30 Aralık 1945'te bir Pazar günü Necip Fazıl'ın evinde yapılmıştır. Toplantıya Kazım Nami Duru, Burhan Belge, Salah Birsel, Özdemir Asaf, Oktay Akbal, Necip Fazıl gibi isimler katılır. İlk sözü alan Necip Fazıl, toplantının temel amacını açıklamış ve özellikle de katılımcıların Büyük Doğu dergisini eleştirebileceklerini dile getirmiştir. Bu eleştirilerde, derginin çeşitli yönlerden aksayan yönlerinin belirlenmesini istemiştir.
Necip Fazıl bu amaçla da derginin yedinci sayısındaki Edebiyat Mahkemeleri'nin münevver gençler üzerindeki tesiri hakkında konuşulmasını teklif etmiş ve bilhassa toplantıdaki gençlerin bu husustaki düşüncelerini söylemesini talep etmiştir.
Oktay Akbal, konuyla ilgili ilk sözü alan kişidir. Akbal, edebiyat mahkemesinin ilkinde Tevfik Fikret'in ele alınmasında, o devrilerde ortaya çıkan Akif- Fikret münakaşalarının etkili olduğunu ve iki şahsiyetin arkasında birbirine muarız grupların olması sebebiyle Fikret'in ardından Akif'in de bu mahkemeye çıkarılması gerekliliğine dikkati çekmiştir. Necip Fazıl ise onun bu mahkemede ele alınmasının Akif-Fikret Münakaşaları ile hiçbir ilgisinin olmadığını Büyük Doğu, dergisinin varmak istediği hedefin tam aksini temsil ettiği için ilk olarak Fikret'in bu mahkemeye çıkartıldığını ifade etmiştir. Necip Fazıl sözlerine, "Gayesiz, hedefsiz, maksatsız, imansız, bugün böyle yarın zıddına, kudretsiz ve şuursuz… Kötü bir Kope mukallidi… Muayyen propagandanın da üstelik oyuncağı" şeklinde devam etmiştir. Ona göre Fikret'i savunan zümrenin hiçbir zaman memleket mukadderatında asıl söz sahibi olmadığını, bu sebepten de Akif ile ilgili bir mahkemenin hemen yayımlanamayacağını dile getirmiştir.
AKDEMYADA İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ TOPLANTILAR
İkinci toplantıda, 4 Ocak 1945 tarihinde bir cumartesi günü kararlaştırıldığı yerde yapılmış; Necip Fazıl yine ilk sözü almış ve Fikret'in yetiştiği çevrenin ve eserlerini verdiği bir dünyanın eseri olduğunu dile getirerek onun Servet-i Fünun dergisinin muhtelif sayılarında yayımlanmış bazı şiirlerini okumuş, okunan şiirlerden yansıyan dünyanın ancak bir çocuk dünyası olabileceği hükmüne varmıştır.
Üçüncü toplantı, Necip Fazıl evinde yapılmıştır. Necip Fazıl toplantıda, kendi şiir görüşünü ve dolayısıyla da Büyük Doğu dergisinin şiir anlayışını çarpıcı cümleler kurarak uzun uzun anlatmıştır. Onun konuşması sırasında Özdemir Asaf da kendi görüşlerini açıklamıştır.
Toplantılarda Tevfik Fikret'in yargılandığı edebiyat mahkemesinin konu edilmesi, bu etkinliğin aslında bir karşı-kanon kurmak isteyen Necip Fazıl'ın düşüncesini öğrenmemiz bakımından önemli kabul edilmelidir. Edebiyat mahkemeleri, eski edebiyatın bayraktarı kabul edilen isimlerin kanon seviyesinde kalmasının engellenmesine yönelik bir hareket olarak da yorumlanabilir. Bu mahkemelerde sırayla Tevfik Fikret, Yahya Kemal, Mehmet Akif yargılanmıştır. Onların bu mahkemelerde acımasızca eleştirilmesi ile bu isimlerin bulundukları makamlarından aşağıya indirilmesinin gerekçeleri ortaya konulmaya çalışılmış.
Kısaca Necip Fazıl, Büyük Doğu Dergisi etrafında toplanmayı düşündüğü bazı isimleri Akademyaya davet etmiştir. (Turgay Anar, Yeni Türk Edebiyatında Edebiyat Mahfilleri sf.376)