Edebiyatın karanlık tarafından okumanız gereken 15 kitap
Nobel Ödül'lü Albert Camus'nün ''Yabancı'' adlı eserini, kendi depresyon terapisi için yazdığını biliyor muydunuz? Ya da Anthony Burgess'in Otomatik Portakal'ı kanser olduğunu öğrendiğinde, karısının geçimini sağlaması için yazdığını? Mutlu olmak için kimimiz neşeli kitaplara ilgi duyarken kimimiz de insan psikolojisinin en derinlerine inerek duygularımıza ışık tutan romanları seçer. İşte edebiyatın karanlık tarafından sizin için seçtiğimiz 15 kitabı derledik.
Koleksiyoncu - John Fowles
Koleksiyoncu, İngiliz edebiyatının önde gelen yazarlarından John Fowles'un, birçok yayınevinden geri çevrilme talihsizliğini yaşayan ama yayımlandığında kendisine bugünkü ününü getiren, ilk romanıdır. Koleksiyoncu, bir kelebek koleksiyoncusu ile zindana kapattığı bir resim öğrencisi arasındaki ilişkinin romanıdır. Ama Fowles'un olağanüstü üslubu ve ustalığıyla, bu ilişki başka birçok ilişkiye de gönderme yapmakta; ahlaki kaygılarla baskı altına aldığımız yabanıl doğallığımız içinde, aslında neyi nereye kadar haklı ve geçerli bulabileceğimiz gerçekliğiyle bizi yüzleştirmektedir.
Farklı yolculuklara açık bir kurgusu olan bu roman, sadece kendimize göre haklı olan bir tutku adına yapabileceklerimizin ikna edici ve masum bir anlatısı olarak okunabileceği gibi, içimizdeki "iktidar" ve "teslim olma" isteğinin hangi şartlarda ortaya çıkabileceğinin anlatısı olarak da okunabilir. Ya da iki ayrı sosyal tabakanın birbirine yakınlaşma çabalarının, aslında alt sınıfın üst sınıfa yaranma, üst sınıfın ise öğretmenlik kisvesine bürünerek "yığınları" mümkün olduğunca kendisinden uzak tutma kaygısından başka bir şey olmadığının çarpıcı bir anlatısı olarak da yorumlanabilir. Sadece bir psikolojik gerilim romanı olarak okunduğunda bile inanılmaz tatlar alacağınız Koleksiyoncu, bunun ötesine geçmekten ve kendi karanlıklarıyla yüzleşmekten korkmayanlar içindir. Ya da Fowles'un dediği gibi, "Her insan kendisi için bir giz olmalıdır" sözüne inananlar için.