Gerçekle hayal arasında sürükleyen kitaplar
Alışılagelen kuralları yıkan postmodern edebiyat, yazın alanına yeni bir soluk getirdi. "Modernizm sonrası ve ötesi" anlamına gelen postmodernizm, moderniteyi sorgulayarak, çoğulcu bakış açısıyla yerel bilgiye, yerelliğe, özgünlük ve özgürlüklere ayrıcalık tanıdı. İroniyi merkeze alarak hakikat anlayışının parçalandığı, tekil düşüncelerin yerini çoğulluğa bıraktığı yeni bir gerçeklik anlayışıdır bu. Dil oyunlarıyla okuyucuyu zihnin labirentleri arasında gezdiren bu eserler, sizi gerçekle hayal arasında sürükler. Sizler için postmodern edebiyatın mutlaka okunması gereken kitaplarını derledik.
GÜLÜN ADI- UMBERTO ECO
İtalyan yazar Umberto Eco "Gülün Adı" adlı bu romanıyla bir anda dünyanın dört bir yanında ünlendi. Eco, aslında çok yönlü bir bilim adamı. İtalya'da, Bologna Üniversitesinde öğretim üyesi, tarihçi; filozof, estetikçi, Orta Çağ uzmanı ve James Joyce üzerine derin araştırmalar yapmış biri. Umberto Eco'nun bu ilk romanı, 1980'de İtalya'da ilk yayımlanışından bu yana sayısız basım yaptı ve dünyanın pek çok diline çevrildi. Bu romanın başarısında, kuşkusuz, yazarın Orta Çağ konusunda derin ve dolaysız bilgisinin büyük payı var.
Orta Çağ'da geçen, Hristiyanlık düşüncesini tartışan tarihsel bir roman, bir anlamda da ustaca kurulmuş polisiye ve sürükleyici bir öykü. Kitabın kahramanları olan William, yardımcısı Adso yedi gün içerisinde işlenen sır cinayetleri çözmeye çalışacak. Bu kitap aslında olağanüstü bir dille oluşturulmuş nadir kitaplardan biri.