Şiirinden ozanlık akan şair Cahit Külebi
Kendisini en çok Karacaoğlan'a yakın hisseden ve hatta "Karacaoğlan'ın bacanağı" olarak ifade eden Cahit Külebi, modern şiirimizin en önemli isimlerinden biriydi. Külebi, şiirlerinde Anadolu'yu ve Anadolu insanını ustalıkla anlatan şairler arasında yer aldı. Külebi'nin şiir dili, Anadolu insanının tarlada, harmanda çalışırken söyledikleri türkü kadar sıcak, içten ve bizdendi… Vefatının 25. yılında Cahit Külebi'nin yaşamı ve eserlerine dair soru ve cevapları derledik.
Cahit Külebi kimdir?
Halk şiiri ve türkülerden yararlanarak çağdaş bir şiir geleneği oluşturan Cahit Külebi, 10 Ocak Ocak 1917'de Tokat'ın Zile ilçesine bağlı Çeltek köyünde doğdu. Eğitim hayatını çeşitli illerde geçiren Külebi, İlk öğrenimini Zile, Çamlıbel ve Niksar'da, orta ve lise öğrenimini Sivas Erkek Lisesi'nde, yüksek öğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve Yüksek Öğretmen Okulu'nda tamamladı.
Memuriyetle hayatını sürdüren ünlü şair, üniversiteyi bitirdikten sonra 1943'te Antalya Lisesi edebiyat öğretmenliğine başladı. Ardından Ankara Devlet Konservatuvarı ve Gazi Lisesi'nde öğretmen ve idareci olarak devam etti. 1956'da müfettişliğe geçti ve uzun süre bu görevini sürdürdü. Bir ara Millî Eğitim Bakanlığı kültür müsteşar yardımcılığı da yaptı. 1973'te emekliye ayrılan şair, 1976-1983 arasında Türk Dil Kurumu genel sekreterliği görevini yürüttü.
Kalp ve böbrek yetmezliği ile kronik akciğer rahatsızlığı nedeniyle 28 Mart 1997'de hastaneye kaldırılan usta şair, yoğun bakımda kaldığı süreçten sonra 20 Haziran 1997'de 80 yaşında Ankara'da vefat etti mezarı ise 2010'da Niksar'a nakledildi.
Külebi, ilk şiirlerini yazdığı 1938'de Haziran adlı bir şiir yayımladı. Şiirin içeriği ise bir hayli dikkat çekiciydi:
"Her akşam bulutlar
Bilmez telaşımı
Her akşam bulutlar
Belki de haziran
Bulacak naaşımı
Belki de haziran"